KAHRAMAN ÇUKUROVALILAR

KAHRAMAN ÇUKUROVALILAR

(ADANA-TARSUS-MERSİNLİLER)

                Değerli okuyucular, son zamanlarda özellikle yakın tarihimize merak sardım ve bu tür kitapları okumaya başladım. Bunlardan sonuncusu başlıkta adını verdiğim kitaptı. Kitabı sadeleştirip günümüze uyarlayan Halil ATILGAN, ön sözünde şöyle bir açıklama yapıyor: " Rahmetli ağabeyimin adı Ferahim' di. Bu ad hiç duyulmayan, popüler olmayan bir isimdi. Üstelik bu isim sözlükte de yok. Farsça Ferahi ve Ferahem var. Delikanlılık çağlarımda dayım Ahmet UÇAR' a ağabeyimin adının nereden geldiğini, kim tarafından verildiğini sordum. Dayım beni aydınlatacak bir cevap veremedi. Ancak Mehmet Dayımın komutanın adının Ferahim olduğu, onun adına izafeten bu adın verildiğini söyledi. Bu adı bulmak içimde bir uhde olarak kaldı. Az gittik, uz gittik derken dayımın vefatı için Adana' ya gittim. Dayımın aramızdan ayrılışının üçüncü gecesiydi. Dayımın eşinin yeğeni Ali TEKELİ' nin elinde bordo renkli, ciltli bir kitap vardı. İznini alarak incelemeye başladım. Kitabın adı:" KURTULUŞ SAVAŞINDA KAHRAMAN ÇUKUROVALILAR" dı. Adana-Tarsus-Mersinliler parantez içinde yazılmıştı. Aydınlık Basımevi tarafından 1938 yılında basılmış. Yazarı ise İsmail Ferahim ŞALVUZ' du. Ferahim adını görünce donakaldım. Yıllardır aradığım adı, ağabeyime verilen komutan işte bu kitabın yazarıydı. Nihayet beklediğim sır perdesi aralanmıştı, gözyaşlarıma hâkim olamadım."

                Değerli okuyucularım, kitap baştan sona birinci ağızdan günlükler biçiminde yazılmış. Yöre insanının da katkısıyla güney illerimizde Fransızlara karşı Türk halkı inanılmaz bir savaşım vermiş ve yerli milis(çete) güçleriyle Türk askerleri birlikte mücadele vererek çok önemli kahramanlık örnekleri ortaya koymuşlar. Özellikle Mersin-Tarsus ve Külek Boğazı ve köylerinde nice baskınlar düzenleyerek Fransızlar'a kök söktürmüşler. Hele bir özel örnek var ki, dillere destan. Pozantı'da mahsur kalan Fransız kuvvetleri, burada Kuvayı Milliye güçleri tarafından her gün taciz edilmekteydiler. Bu nedenle Pozantı' da tutunamayacaklarını anlayan Fransızlar, bir yarma hareketiyle Pozantı'daki ablukadan kurtulup Namrun ve Gözne yaylalarını geçerek Mersin'e gitmek istiyorlardı. Bu planı 25 Mayıs 1925 tarihinde uygulamaya koyan, nişan sahibi tabur komutanı Binbaşı Mesnil, ordusuyla yola koyulmuş, yolda tesadüf ettiği Kumcu Veli'yi ve Gülek' li Hatice'yi yanına rehber olarak almıştır. Tekir'e gelen Fransızlar, şoseden ayrılmışlar, Kumcu Veli' nin ısrarıyla Elmalı Boğazı' na doğru patika yolu takip etmişlerdir. Bu yol, Kumcu Veli ve Gülek' li Hatice sayesinde Fransızlar'ın ölüm yolu olacaktır. Gülek'e haberi götüren Gülek' li Hatice' dir. Karboğazı' na giren Fransızlar, artık ölüm boğazına girmişlerdir. Boğaz, dik yamaçlı dar bir deredir.

Zaten o olay daha sonraları "KARBOĞAZI SAVAŞI" adıyla destanlaştırılarak "KARBOĞAZI ZAFER ŞÖLENİ" adı altında sonraki yıllarda kutlanır olmuş. Kitabın yazarı, bu mücadelede emeği geçen yerel kahramanları tek tek üstelik fotoğraflarını da vererek anlatmış. O örnek olay şöyle: " 25 Mayıs 1920 gecesi Fransız kuvvetlerinin Pozantı-Gülek yolunu takip ederek İbrahim Paşa Tabyaları civarında, Tekir mevkiine geldikleri Yaylaçukuru Köylüleri tarafından duyuldu. Fransız Yüzbaşı Menil, yanına yolları iyi bilen kılavuzlar almıştı. Yaylaçukuru' ndan hareket eden köylüler, Tekir'e geldiklerinde Fransızlar' ın Elmalı Boğazı yolunu takip ettiklerini anladılar. Müfreze komutanı Gülek' li Kemal, (Ekin) ve Aydın' lı aşiretinden 12 kişi de köylülere katıldı. Elmalı Boğazı'nda milli kuvvetlerin sayısı 44 kişi idi.  10'u gözcülük yapacak, kalan 34 kişi yamaçları aşarak boğazı tutacaklardı. Hava yağmurlu ve boğazı kaplayan bulutlar nedeniyle çok karanlıktı. Kuvayı Milliye' ciler 17'şer kişi olarak boğazın iki yanında mevziiye girdiler. 27 Mayıs sabahı Fransızlar' ın mevziiye yaklaştıkları görüldü. Geyik avcısı da olan Gülekliler' in açtıkları ateş sonucu Fransızlar, büyük bir şaşkınlık içinde bozguna uğradılar. Boğazı geçebilmek için ileriye; Yılan Ovası' na doğru koşmaya başladılar. Fakat önlerinin kapalı olduğunu görerek geriye dönmek zorunda kaldılar. Akşam da olmak üzereydi. Kurtulamayacaklarını anlayan Fransızlar teslim oldular. Kılavuzlardan Gülek' li Kumcu Veli'nin, Fransızlar' ın yerlerinin belirlenmesinde büyük yararı oldu. Fransız komutanı ve sağ kalanlar esir alınarak Jandarma Tabur Komutanı Teğmen Hasan Kara Afet'in yanına; Yerçukuru' na götürüldü. Teslim protokolü imza edildi. Fransız esirlere Gellez' de subaşında etli bulgur pilavı ve ayran ikram edildi. Karboğazı' nda 100 yaralı olmak üzere 650 er ve bir binbaşı ile 23 subay esir alınmıştır. Düşman kuvvetleri, 400 den fazla ölü, 2 top, sekiz makineli tüfek, bin kadar çeşitli silah, 13 kadane ve 90 katır bırakmışlardır. KARBOĞAZI SAVAŞI, Çukuruova' nın Kurtuluşu' nda ilk kıvılcım olarak büyük önem taşımaktadır. "

                OSMANLI İmparatorluğu, 1. Dünya Savaşını kaybetmiş, ordusu Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla silahsız bırakılmıştı. Osmanlı askeri terhis edildi fakat Anadolu'da işgale karşı direnmek için Kuvayı Milliye birlikleri oluştu. Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan 47 gün sonra Fransızlar, antlaşmayı ihlal ederek 17 Aralık 1918 tarihinde Mersin'i işgal etti. Güney batı tarafını ise İtalyanlar işgal etti. Osmanlı İmparatorluğu' nun Akdeniz ile bağlantısı kesildi. Dağ kontrolü için Fransız Planları: Fransız kuvvetleri işgali hızlandırmak ve Kuvayı Milliye kuvvetlerinin denizden gelecek yardım yollarını kesmek amacıyla Çukurova gibi alüvyal ovaları ve Akdeniz kıyılarını kontrol etmek istedi fakat Toros Dağları' nın dik yamaçları ve geçiş yollarının çoğuna Kuvayı Milliye kuvvetlerin hâkim olması nedeniyle bölgeye hâkimiyet kurması zorlaştı. Fransızlar, bunun üzerine Türk kuvvetlerinin yardım yolu olan Gülek Boğazı' nı ilhak etmeye başladı. Gülek Boğazı' nın ihlal edilmeye çalışıldığını gören Kuvayı Milliye kuvvetleri ve Fransızlar arasında çatışmalar başladı. Çarpışmayı yukarıda özetlemiştik.

Karboğazı Baskınının önemi ve sonuçları: Karboğazı Baskını, Çukurova' nın kurtuluşunda bir dönüm noktasıdır. Ankara Anlaşmasının temelini oluşturması yönüyle çok önemlidir. Kesin Türk zaferiyle sonuçlanan çarpışmada, 100 yaralı olmak üzere 650 er ve bir binbaşı, 23 subay esir alınmıştır. Ayrıca 1000 adet tüfek ve bir miktar mermi, 2 top, 8 makineli tüfek, 90 katır ve 13 adet katana adı verilen sarp coğrafi şartlarda rahat kabiliyet yeteneği olan çok kuvvetli, cins atlar ele geçirilmiştir.  Bu önemli başarılarının ardından olayın kahramanlarına Mustafa Kemal Atatürk tarafından "Devamlı başarınızı tebrik eder, size ve Kahraman Kuvayı Milliyemize selam ve teşekkür ederim"  telgrafı iletilmiş ve tebrik edilmiştir. Ayrıca bölge halkı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı, Karboğazı' nda olan çatışmaları ve olayları nesilden nesile aktarmış ve Gülek'in savaştaki stratejik önemini bölge halkına tanıtmıştır.


YAZARIN DİĞER YAZILARI