KOCATEPE' DE SAVAŞIN 3. ve 4. GÜNÜ


                Değerli okuyucular, Ülkemizin kaderini belirleyen BÜYÜK TAARRUZ' un başlangıç noktası olan savaşın 3. ve 4. Günlerini özetleyen belge/yazılarla savaşın gidişatını anlamaya çalışalım:

"BÜYÜK TAARRUZUN ÜÇÜNCÜ GÜNÜ (28 AĞUSTOS 1922)

                Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa, 27/28 Ağustos gece yarısından sonra 00.30' da Türk, 1. ve 2. Ordulara yayınladığı emirde; Düşmanın üç tümenden fazla kuvveti Afyon güney mevzilerinden dağınık olarak kuzeye atılmıştır. Tarafımızdan takip edilmektedir, İzmir yolu kesilmiştir. Hangi hatta muharebeyi kabul edeceği belli değildir. Düşman aralıksız takip edilerek muharebeye mecbur edilecektir. Maksat; imhadır. İkinci ordu, düşmanın Eskişehir ve Kütahya doğrulusunda, 1. Ordu, düşmanın İzmir doğrultusuna çekilmesini önleyecektir."

Başkumandanlık Karargâhı ile Batı Cephesi Komutanlığı Karargâhı Afyon'a (Günümüzde Zafer Müzesi olarak kullanılan binaya), 1. Ordu Karargâhı da Balmahmut' a taşındılar. 4. Kolordumuz, Balmahmut dolaylarında çekilmekte olan Yunanlıların 4. Tümenine taarruz etti. 1. Kolordumuz, Yunan kuvvetlerinden önce Dumlupınar mevzilerini ele geçirmek üzere batı yönünde ilerledi. Buna rağmen Yunanlılar' ın 1. ve 7. Tümenleri; Dumlupınar mevzilerine çekilmeye başladılar. 2. Kolordumuz, 4. Kolordumuzun doğusundan ilerleyerek Köprülü-Araplı Çiftliği bölgesine yanaştı ve 2. Ordumuz ile irtibatı sağladı. 5. Süvari Kolordumuz; çekilmekte olan düşman kuvvetlerine ve Eğret (Anıtkaya) yakınındaki düşman ihtiyat Kolordusuna taarruz etti. Bütün bu gelişmeler yaşanırken Türk uçakları da daha çok faaliyetlerini Yunan ordusu gerilerine sarkma, panik yaratma, propaganda çalışmaları üzerine yoğunlaşmışlardı. 28 Ağustos 1922 gecesi; bütün gün koşuşan ve karşılaştıkları yerde dövüşen her iki taraf, serin yayla gecesinde toprağa uzanmış, yarınki mücadele için nefesleniyordu. Yarının ne getireceği belli değildi. Bir taraf bir an önce Dumlupınar'a çekilip ayrı düşmüş grubu ile birleşerek yeniden bir cephe tutmak; diğer taraf ise önüne katıp kovaladığı düşmanını bir başka yerde durdurup savunmasına imkân vermeden kuşatıp imha etmek telaşındaydı.

                Trikopis grubu; 28-29 Ağustos 1922 gecesini Eğret (Anıtkaya)-Olucak-Çatkaya Bölgesinde geçirdi. Trikopis grubu; İlbulak bölgesinde gecelemeyerek 10 km. lik fazla bir yürüyüş yapsa idi. Trikopis' in kendisini ve ordusunu kurtarabileceği düşünülebilirdi. Bu kapsamda bazı tarihçiler; Trikopis grubunun Eğret (Anıtkaya)-Olucak-Çatkuyu Bölgesinde gecelemesini; "GAFLET UYKUSU" olarak tanımlamışlardır."

BÜYÜK TAARRUZUN DÖRDÜNCÜ GÜNÜ (29 AĞUSTOS 1922)

"29 Ağustos 1922 sabahının erken saatlerinde iki taraf da ayaklanmıştı. Sabahın erken saatlerinde; Yarbay Halit' in 5. Tümeni ile Albay Kallidopulos' un 12. Tümeni arasında şiddetli bir çatışma başladı. Müteakiben gün içinde 4. Kolordumuz, dört Tümeniyle; Beş tümenli Yunan ve 1. ve 2. Kolorduları' na yani aşağı yukarı kendisinin iki misli düşmana taarruz etti. 29 Ağustos 1922 sabahı saat, 08.00 sıralarında artık bütün cephe ana baba gününe dönmüştü. Saat 12.00' a doğru Türk taarruzları şiddetini arttırmış, Yunan birlikleri yer yer mevzilerini terk ederek kuzeye ve batıya doğru çekilmeye başlamışlardı. Bu arada Yarbay Ömer Halis (BIYIKTAY)' ın 23. Tümeni; Arpa Gediğini ele geçirerek Trikopis kuvvetleriyle Franko grubu arasına girmek görevi almıştı. Saat 18.00' a kadar devam eden muharebe sonunda Trikopis Grubu'ndan 4. Yunan Tümeni, kuzeye doğru geriye atılmış ve Dumlupınar Ovası ile Aslıhanlılar Ovası' na hâkim tepeler ele geçirilmişti. 23. Tümenimiz, Trikopis kuvvetlerinin tek çekilme istikametini kesmiş, onlara Dumlupınar-Uşak yolunu kapatmıştı. Kuzeyde ise 14. Süvari Tümenimiz, Çalköy kuzeyinde Trikopis grubundan Yunan 13. Tümen birlikleriyle muharebeye girdi. Diğer yandan 2. Ordu Birliklerimiz; Altıntaş-Dumlupınar yoluna kadar ilerledi ve böylece Trikopis kuvvetleri kuzeyden de çember içine alında. 1. Kolordu Birliklerimiz; Franko grubuna taarruz etti ve saat 12.30 sıralarında Toklu Sivrisini ele geçirdi. Akşam hava kararırken de Yunanlılar, Dumlupınar mevzilerinden atıldı. Bütün cephede muharebeler gecenin ilerleyen saatlerine kadar sürdü. Trikopis, saat 21.00' a doğru birliklerine sözlü olarak "ÇALKÖY' e  ÇEKİLİN!" emrini verdi.

                Sonuç olarak günün sonunda Yunan kuvvetlerinin büyük kısmı, 1. Ordumuz ile güneyden ve güney batıdan, 2. Ordumuz ile; kuzeyden ve doğudan, 5. Süvari Kolordumuz ile de; kuzey ve kuzey batıdan kuşatılarak çember içine alındı. Sadece Kızıltaş Deresi boyunca batıya giden ve Murat Dağı' na dayanan dar bir yol açık kaldı. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa ve İsmet Paşa' lar; 29-30 Ağustos 1922 gecesi de Afyondaydılar. Gece yarısı 1. ve 2. Ordulardan gelen raporları değerlendirdiklerinde Trikopis Kuvvetlerinin kaçamaz bir halde kuşatma altında olduğunu gördüler. Görünüşe göre Türk Ordusunun sıkılan ağır yumruğu kalkmış; birbirinden kopuk üç parçaya bölünmüş Yunan kuvvetlerinden en büyüğünün, yani 1. ve 22. Yunan Kolorduları' ndan kurulu Trikopis kuvvetlerinin üstüne inmek üzereydi."

SAVAŞIN ÖZETİ

                Büyük taarruz, 26 Ağustos saat 05.30' da 200 kadar top atışı ile başlatıldı. 30 dakika süren bu atıştan sonra Türk askeri düşman hatlarına daldı. Taarruzun 1. Günü Büyük Kaleciktepe' den Çiğiltepe' ye kadar 15 km, lik bir bölge ele geçirildi. 27 Ağustos Pazar sabahı Türk Ordusu bütün cephelerde yeniden taarruza geçti. Türk birlikleri Afyonkarahisar' a girdi. 29 Ağustos' ta komutanlar, düşmanı teslime zorlamak maksadıyla tekrar saldırı kararı aldılar ve süratle uyguladılar. 30 Ağustos' ta taarruz harekâtı kesin zaferle neticelenmiştir. Türk Askeri Tarihine BAŞKUMANDANLIK MEYDAN MUHAREBESİ olarak geçmiştir. Anadolu'daki Yunan kuvvetlerinin imha ve esir edilince kalan bölümleri üç grup halinde çekilmişlerdir. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa ve Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşa, Yunan ordusunun takip edilmesi için ordunun İzmir'e ilerlemesini kararlaştırdılar. Türk Ordusu, 15 günde 450 km. mesafe kat ederek 150 bin km. karelik alandan düşmanı süpürüp 9 Eylül 1922 sabahı İzmir'e girdi.

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI