Değerli okurlar, bilinen nedenlerden dolayı epey zamandır bir yerlere gidip de ilginç yazılar için araştırma yapamıyorduk. Sonunda bir aylık Pazar parasına kıyarak 2 Eylül günü sabahın beşinde aracımıza binerek Kula diye yola çıktık. Karabörtlen yoluyla Gölcük ve Muğla/Denizli yönünden Denizli'ye doğru direksiyon kırdık. Bazı yerler yapılmış olsa da bu yol hala laka/luka. Ağır kamyonlar asfaltı sıcaklarla birlikte hamur gibi yoğurmuş ve kat kat etmişler. Bundan dolayı da buralarda hız yapamıyor, lakalardan kurtulmaya çalışıyorsunuz. Neyse sonunda Denizli'ye girdik ve daha şehir içindeyken Aydın/İzmir şeridine girerek çevre yolunda ilerlemeye koyulduk. Önce Buldan sınırlarında ilerledik, sonra Sarıgöl karşımıza çıktı onu da geçerek Alaşehir sınırlarında ilerlemeye başladık. Sağımız, solumuz her yer üzüm bağlarıyla bezeliydi. Bu üzüm asmalarının üstleri boydan boya bembeyaz naylonlarla örtülmüştü. Baktık ki naylonla örtülü bu asmalardaki üzümler henüz hasat edilmemişti. Güneşten mi koruyorlardı yoksa kuştan/kurttan mı bilmiyoruz. Sonunda tam Salihli'ye girerken Kula/Uşak yolu sağa doğru saptı ve 41 km. levhasını gördük. Artık yollar Denizli'den sonra oldukça güzeldi ve 100-120 km. hız yapabiliyorduk. Kula'da gezip görmemiz gereken birkaç yer vardı. Kula'ya vardığımızda yol kıyısında durarak Peri Bacalarını sorduk. Hemen şehir çıkışında, solda olduğunu söylediler. Ben, bu Peri Bacalarını bundan 50 yıl kadar önce Anadolu'da ön kayıtla Üniversite koştururken otobüs ile geçtiğim bir ara uzaktan görmüştüm. O gün bu gündür içimde bir ukde idi. Sonunda kavuştuk. Peri bacaları, bir vadinin iki yakasındaki yamaçlarda sıralanıyordu. V e bu kanyonun dibinden de bir asfalt yol geçiyordu, çünkü ileride köyler vardı. Biz, hanımla dura dinlene kanyonun sonuna kadar gidip uygun yerlerde durarak yeterince fotoğraf alıp döndük. Yol kıyısında bir çeşme ve gölge yapacak kadar dut/akasya türünden birkaç ağaççık vardı. Burada da Peri bacalarının oluşumunu ve özelliklerini anlatan levhalar sıralanmıştı. En özgün/resmi bilgiler bu levhalarda tek tek açıklanmıştı. İşte o açıklamalar:
KULA PERİBACALARI:
"Kula Peribacaları, Orman ve Su İşleri Bakanlığınca 2012 tarihinde 'TABİAT ANITI' olarak tescil edilmiş. Tabiat Anıtı, 2013 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk ve tek, Avrupa'nın 58.si, Dünyanın ise 100. Jeoparkı olma unvanını kazanan 'Kula Jeoparkı' nın içerisinde kalmaktadır. Tabiat Anıtı'nın temel kaynak değeri alanın doğal yapısını oluşturan Peri Bacalarıdır. Peribacaları, aşınmaya karşı farklı direnç gösteren, özellikle yatay katmanlı kayaların bulunduğu alanlarda, düzensiz ve şiddetli sağanaklar sonucu akışa geçen yüzeysel sular ile kuvvetle rüzgârların gevşek yapılı bu kayaları kırıklar ve fay hatları boyunca aşındırmaları sonucu oluşan jeomorfolojik şekillerdir. Bu işlev sırasında açığa çıkan kaya kırıntıları ve kumlar rüzgârla birlikte savrularak aşınmayı hızlandırır. Peribacalarının oluşup gelişmesinde, yörenin özel jeolojik yapısı ve yörede egemen iklim koşullarına bağlı olarak fiziksel ve kimyasal çözülme ile aşındırma süreçlerinin ortak etkisi bulunmaktadır.
Tabiat Anıtı'nın bir diğer kaynak değeri arkeolojik kalıntılardır. Sahanın ana karayolu girişindeki tepenin üzerinde bulunan TABALA KALESİ(KALE TEPE) eski ismi ile LYDİA BÖLGESİ içerisinde kalır. Alan Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Arkeolojik sit alanı ilan edilmiştir. Kale doğal bir koni şeklinde yüksek tepe üzerinde görüş hâkimiyeti son derece uygun sarp bir yamaç üzerinde kurulmuştur. Sur duvarları, üstü düz tepenin sarp yamaçlarına doğru itilerek inşa edilmiştir. Kale duvarlarının inşa malzemesi olarak yerel kaynak olan bazalt taşları ile tuğla ve kireç harcı kullanılmıştır."
KULA PERİBACALARI TABİAT ANITI:
"Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın 21.12.2012 tarih ve 1956 sayılı olurları ile Tabiat Anıtı olarak ilan edilen 152 ha büyüklüğündeki Kula Peribacaları Tabiat Anıtı: Manisa İli, Kula İlçesi sınırları içerisinde bulunmaktadır. Alan, Türkiye'nin ilk ve tek jeoparkı olan ve 5 Eylül 2013 tarihinde Kalite Sertifikası alarak UNESCO Jeoparklar ağı üyesi olan Kula-Salihli UNESCO global jeoparkı içerisinde bulunmaktadır. Tabiat Anıtının kaynak değerlerini doğal Peribacası oluşumları ve arkeolojik kalıntıları oluşturmaktadır."
TARIM ve ORMAN BAKANLIĞI DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KULA PERİBACALARI TABİAT ANITI: "Tarihi geçmişi ve ilk yerleşimin ne zaman olduğu bilinmeyen Manisa'nın ilçelerinden biri olan Kula'nın yaklaşık 3500 yıl önce LUVİLER tarafından kurulduğu tahmin edilmektedir. Sonrasında yöre Lidyalılar, Doğu Roma İmparatorluğu, Bizanslılar, Germiyan Oğulları ve Osmanlılar' a ev sahipliği yapmıştır. Özellikle Germiyanoğulları'na başkentlik yaptığı dönemlerde Kula nüfusu hızla artmış ve yöre birçok açıdan gelişme göstermiştir. Osmanlı döneminde şehir oldukça önemli bir Türk şehri durumuna gelmiştir. Kula civarındaki volkanik bölgeye antik dönemde 'KATAKE KAUMEME' adı verilmekteydi. "Yanık, yanmış" anlamına gelen bu ifade ünlü coğrafyacı Amasya' lı STRABON (İ.Ö.54-İ.S.24), VİTRUVİUS(İ.Ö. 1. Yy.), Byzantion' lu STEPHANOS (6-7.yy.) ve EUSTHATİOS(12.yy.)antik yazarların eserlerinde görülmektedir. Günümüzde Kula'da 18. Ve 19. Yy. lara ait 3000'den fazla tarihi ev, çok sayıda camii, çukur çeşme, kilise, çarşı, hamamlar ve birçok tarihi yapı bulunmaktadır. Ayrıca günümüzde unutulmaya yüz tutmuş birçok el sanatı Kula İlçesi'nde yaşatılmaktadır. Kent dar sokakları ve bitişik evleri ile insanı tarihte bir yolculuğa sürüklerken, yöreye uygun özgün mutfağı ayrı bir zenginlik olarak Kula'yı ziyaret edenlere ayrı, gastronomiye ilişkin ayrı bir deneyim sunar. Halıcılık ve dokumacılık Kula' da Selçuklular' dan bu yana süregelen ekonomik faaliyetlerdendir. Kula' da 17. Yy. ın sonlarında başlayan halıcılık günümüze kadar gelmiştir. Halıların halı tezgâhlarında kök boya ve boyanmış yün iplikten dokunan Kula halıları sadece Kula'da değil, tüm ülke çapında rağbet görmektedir. Bunun yanında dokumacılık faaliyetleri sadece halı ile sınırlı kalmamış, iplik ve battaniye fabrikalarının da kurulmasıyla daha da gelişmiştir. Kula'da dokumacılığın yanında dericilik de gelişmiş iş kolları arasında sayılabilmektedir. Dericilik (Dabbaklık) Kula' da beş bin yıl öncesine dayanmaktadır. 1940' lı yallara kadar Paşa Camii mevkiinde faaliyet gösteren işyerleri daha sonra şimdiki TABAKHANE ALANI' na taşınmıştır. İlçede çoğunlukla koyun derileri işlenmektedir. Deri sanayisine bağlı olarak deri konfeksiyon(hazır giyim) atölyeleri de kurulmuştur."
Bir başka levhada şu bilgiler yer alıyor: "Aslında Peribacaları günümüzde bile oluşmakta. Her yağmurda ve rüzgârda yeni yeni bebek Peribacaları oluşmakta, çok yaşlı olanlarsa bir yandan kaybolup gitmektedir. Peribacalarının yaşlarının 10 bin ile 30 bin yıl arasında değiştiğini, yüksekliklerinin ise 30-40 metreye kadar çıktığını biliyor muydunuz? Peki, bu Peribacalarının çok nadir görülen oluşumlar olduğunu ve insanlar tarafından koruma altına alındığını biliyor muydunuz?"
KULA PERİBACALARI TABİAT ANITI: "Peribacaları nispeten yumuşak kayaçlar ile bunları örten erozyona dayanıklı sert kayaçlardan oluşur. Tipik bir Peribacası iki kısımdan oluşur: Peribacalarının nispeten yumuşak kayalardan oluşan aşağı kısmına "gövde" gövdesinin üzerinde duran, gövdeyi erozyona karşı koruyan, erozyona dayanıklı sert kayalardan oluşan üst kesime ise " takke" adı verilir. Peribacalarının Türkiye' de genellikle tortul kayalar ile volkanik formasyonlar(biçimlenme) içerisinde rastlanır. Türkiye'de en bilinen örnekleri Kapadokya ve Kula' da yer almaktadır. Peribacaları, genellikle çamur taşı, çimentosu zayıf kum ve tüf gibi nispeten yumuşak kalın tabakalar ile onlar üzerinde bulunan iyi çimentolanmış kumtaşı, kireçtaşı ve bazalt gibi nispeten sert kayaların görüldüğü alanlarda oluşur. Yüzeyde bulunan sert kayalardan oluşan tabaka daha aşağıda yer alan yumuşak katmanları su erozyonuna karşı korur. Zamanla yüzeyde bulunan sert tabakada meydana gelen çatlaklar boyunca aşağıya süzülen su, bir yandan çatlakları genişletirken öbür yandan da yumuşak tabakaları hızla erozyona maruz bırakır. Zamanla erozyonun ilerlemesi ile çatlakların bulunduğu alanlar hızla genişler ve Peribacası adı verilen şekiller oluşur. Peribacalarının arasındaki mesafe ve Peribacalarının büyüklüğü doğrudan doğruya çatlak sistemleri ve bunların yüzeydeki sert tabaka üzerindeki yoğunluğuyla ilişkilidir. Yüzeydeki sert katmandan kopan kaya parçaları aşağıdaki yumuşak katmanları erozyona karşı korumakta, kaya parçalarının şekil ve boyutları Peribacasının şekli ve boyutları üzerinde belirleyici olmaktadır.
Kula-Salihli UNESCO Global Jeoparkında Peribacaları yağmur damlası erozyonu ve yumuşak tabaka içerisinde gelişen tünel/borulanmanın (piping) ortak etkisine bağlı olarak oluşmuştur. Peribacalarının takke kesimleri çimentolanmış geçirimli kumtaşı veya bazalt bloklardan oluşmaktadır. Peribacalarının gövde kısımları ise Miyosen yaşlı, az pekişmiş, kumlu, killi gölsel depolar(Ahmetler formasyonu) oluşturmaktadır. Açık yeşil renkli Ahmetler formasyonu, yağmur damlası ve yüzey erozyonuna karşı oldukça hassastır. Yağmur damlalarının yüzey üzerine doğrudan etkileri kabuk oluşumuna neden olarak yüzeysel akışa neden olur. Bu akış çatlaklar boyunca derin, dar erozyon yarıntısının oluşmasına neden olur. "
TABİAT ANITININ GENEL COĞRAFİ ÖZELLİKLERİ:
"Kula Peribacaları Tabiat Anıtının görülebilecek jeolojik birimleri, Ahmetler formasyonu ve Burgaz Volkanitleri oluşturur. Ahmetler formasyonu, günümüzden yaklaşık6 ile 4 milyon yıl önce oluşmuş; açık sarı, açık yeşil renkli genellikle çimentolanmamış ya da çok az çimentolanmış akarsuların taşıdıkları kırıntılı çökeller(kumtaşı, silttaşı, kiltaşı, marn)ile konglomera, kireçtaşı ve tüflerden oluşur. Tabiat anıtının bulunduğu alanda Ahmetler formasyonunun üzerine Kula volkanizmasının ilk evresini oluşturan (Burgaz volkanitleri) bazaltlar gelir. Bu bazaltlar, günümüzden yaklaşık 1.7 milyon yıl önce oluşmuştur. Peribacaları genellikle sel sularının gevşek depoları yarması ile oluşan (Gully erozyonu) kırgı bayır topoğrafyasında yer yer bulunan dayanımla tabakalara bağlı oluşur. Tabiat Anıtı çevresindeki Peribacaları, Ahmetler formasyonu içerisinde gelişmiştir. Peribacalarının takke kısımları genellikle Ahmetler formasyonu içerisindeki konglomera ile kumtaşları ile nadiren bazaltlardan oluşurken; gövde kısımları ise Ahmetler formasyonunun çimentolanmamış gevşek kısımlarından oluşur. Peribacaları Ahmetler Formasyonunda bulunan çatlakların içerisine kanalize olan yağmur ve sel sularının çatlakları hızla genişletmesi ve derinleştirmesi ile arada kalan çatlaksız kısımların aşınımından kurtulması sonunda oluşur. Peribacaları bazen Ahmetler formasyonunu içerisindeki kırıntılı kısımlar içerisinde dikey yönde gerçekleşen dikey yönlü su hareketlerine bağlı oluşan boruların (piping) genişlemesi ile de oluşabilir. Tabiat Anıtı ve yakın çevresi yeryüzü şekilleri açısından plato özelliğindedir. Sahada Akdeniz ikliminin kısmen değişmiş olan karasal Akdeniz iklimi görülür. Hâkim bitki örtüsü, tahribe uğradığı için bireyler halinde görülen kızılçamlar ile alanda yaygın gözlenen makiler oluşturur. Makiler içerisinde meşe, sumak, melengiç geniş yer tutar. Sahada görülen diğer önemli türleri ahlat, erik, zakkum, alıç ve funda gibi türler oluşturur. Sahada kırmızı kahverengi Akdeniz toprakları ile kahverengi orman toprakları görülür. KUMTAŞI: Kum tanelerinin doğal bir çimento maddesi yardımıyla birbirine yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul bir taştır. BAZALT: Volkanik kaya kütlelerinden oluşan siyah renkli ve sert kayaç taşıdır. Diğer taşlara göre daha sert bir yapıya sahiptir." Başlıktaki 'KULADOKYA' Tur şirketlerinin adlandırmasıdır.