M.S.K.Ü. KÖYCEĞİZ MESLEK YÜKSEK OKULU’ nda AROMA TERAPİ SEMİNERİ

               Değerli okurlar, seminerlerin arka arkaya gelmesi nedeniyle sıra ancak 15 gün önceki “AROMATERAPİ seminerine geldi. Haftalık yazımızı yazıp verdikten sonra hemen bir hafta sonraki yazacağımız konuya odaklanıyoruz. Aslında konu bellidir. Seminer, panel ya da toplantıya gidilmiş, notlar tutulmuş, fotoğraflar çekilmiş sıra yazıya dökmeye gelmiştir. Ancak her şey bununla bitmiyor. Yazacağım konuyla ilgili çevreden, basından, okuduğum gazete ya da kitaplardan yeni bilgiler de ediniyor ve bu konuyla ilişkilendiriyorum. Böylesi daha doyurucu oluyor. Konumuz belli, tüm döküman önümde, şekil kafamda günlerdir oluşuyor. Ama her an bir yerlerden bir şeyler yetişip benim yazımı zenginleştirebilir. Onun için hemen yazıp bir kenara koymuyorum. Bu kez de öyle oldu. Konumuz 15 gün önce olup bittiği halde yazıyı henüz yazmadım. Kışlık odun ihtiyacımız için Orman dairesine gitmiştim. “SATIŞ” a yönlendirdiler, orası Merkez ŞEF’ ine gönderdi. Şef Mehmet Ali ŞAHİN Bey de dilekçe yazdırmak için memura gönderdi. Memur dilekçemi yazarken sehpanın üzerindeki dergilere bakakaldım. Çevreci ve doğasever özelliğimden dolayı derginin üzerindeki “III. TIBBİ ve AROMATİK BİTKİLER ÇALIŞTAYI” yazısı dikkatimi çekti. Alıp küçükten bir tur yapıp inceledim. O kadar özgün ve özet bilgilere rastladım ki hayran kaldım. Memura “ dergiyi geçici olarak alabilir miyim?”  diye sordum o da “Şef’ e yönlendirdi. Hemen Mehmet Ali Bey’ e giderek “Bu dergiyi geçici olarak alsam, içinde gazeteye yazacağım konuyla ilgili ilginç bilgiler var da” deyince Şefim, “Tabi ki Hocam” diyerek onay verdi. Eve gelince bir taradım ki Türkiye ve Dünya çapında çevresel ve bitkisel anlamda öyle özet bilgiler var ki şaşakaldım. 23-24 MART 2018 AFYONKARAHİSAR’ da yapılan ÇALIŞTAY notları: Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel EROĞLU’ nun açılış konuşmaları: “Çok değerli katılımcıları, Türkiye flora ve fauna açısından son derece zengin bir ülkedir. Ülkemizde yetişen 12. 0000 bitki türünden yaklaşık 3.600 tanesi endemiktir (yani yalnızca ülkemizde yetişir). Ülkemizdeki tıbbi bitkilerin %80’i de ormanlarımızda yetişmektedir. Tıbbi ve aromatik bitkiler çok önemli olmasına rağmen maalesef geçmişte, ülkemizde gerektiği kadar önem veremediğimiz, geliştiremediğimiz bir konudur. Artık tüm dünyanın kimyasal ilaçlardan ziyade, tıbbi, bitkisel ilaçlara yönelmekte olduğunun farkına varmalıyız. Şu anda dünyada tıbbi ve aromatik bitkiler konusunda yıllık 115 milyar dolar değerinde Pazar bulunmaktadır. Türkiye’ de ise Avrupa kıtasının tamamı kadar endemik bitki türüne sahip olmamıza, tıbbi ve aromatik bitki üretiminde 31.000 bin tondan 600.000 bin tona çıkmamıza rağmen, yıllık sadece 600 milyon dolarlık ihracat yapabilmektedir. Hedefimiz ise 2023 yılında 5 milyar dolarlık tıbbi ve aromatik bitki ihracatı yapabilmektir. Öncelikli hedefimiz, ilaç sanayiimizde tıbbi ve aromatik bitkilerin önünü açmaktır. Bu konudaki çalışmalar, ülkemizde; TÜBİTAK, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı tarafından desteklenmektedir.” Konuşma uzamakta, çok daha değerli bilgilerle başka uzmanlar da devam etmektedir. Ancak yerimiz sınırlıdır. Semineri verecek olan Hocamız, Emine KOBAŞ,  1963’TE Denizli/Serinhisar’da doğmuş. Bu konunun eğitimini almış ve seminerler vermeye başlamıştır. “Bu konudaki tarihsel süreç: M.Ö. 1000: Al bu kökü ye! M. S. 1000: O kök kötü. Gel bu duayı oku. M. S. 1850: O dua batıl inanç, Al bu iksiri iç!. M. S. 1940: O iksir yılan yağı, Al bu hapı yut! M. S. 1985: O hap etkisiz, Gel bu antidepresanı al. M. S. 2000: O antidepresan işe yaramaz, Al bu kökü ye… N’oldu? Aynı yere mi döndük? GENEL BAKIŞ: Dünyadaki bitki türü: 300.000-500.000. Tıbbi amaçlarla kullanılan: 50.000. Bunların da yalnızca %15-20si farmakolojik etkisi bakımından incelenebilmiş. İnsanların %80’i hayatının bir bölümünde bitkisel ilaç kullanıyor. Dünyada reçete edilen ilaçların yaklaşık %25’ i bitkisel kökenli. Asya ve Afrika nüfusunun %85’i sadece geleneksel bitkisel tedaviyi kullanıyor. Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) temel ilaçlar listesindeki 252 ilacın %11’i yüksek oranda bitkisel içeriğe sahip. Almanya’ da hekimlerin %70’ i bitkisel ilaç reçeteliyor. 600-700 civarında bitkisel ilaç kullanılıyor. ABD’ de en çok satılan 7. İlaç hypericum perforatum (sarı kantaron). Günümüzde “BİTKİSEL TEDAVİ” neden popüler? Endüstrileşmeye karşı oluşan tepki, “Doğal olan zararsızdır” düşüncesi, ilaçlarla oluşan yan etkilerin fazlalığı, tedavisi olmayan pek çok kronik hastalığın varlığı “KANSER” “DİYABET”… pek,i MALİYET: DÜNYA PAZARI:100 milyar dolar. ABD: 30-60 milyar dolar. Almanya: 3-4 milyar dolar. Türkiye: 1 milyar dolar. Peki, nasıl pazarlanıyorlar: Tezgah üstü ilaç OTC (over the counter) besin destek ürünleri olarak “reçetesiz” satılır. Etkinlik ve güvenilirlikleri tam olarak incelenmeden pazarlanırlar. Saflık, etki gücü değişiklikleri veya bitkisel ürünün içindeki bütün kimyasal maddelerin belirlenmesi zorunlu değildir. STANDARDİZASYON: Bitkisel ürünlerin çoğu saf olarak elde edilemezler. İçerdikleri etken madde: bitkiyi toplama zamanına, bitkinin kullanılan kısmına, bitkinin yetişme ve depolama koşullarına göre değişir. Etken madde karışımından diğerine önemli farklılık gösterir. Kullanılan ürünlerin kalitesi için “STANDARDİZASYON” şarttır.

               YASAL DÜZENLEMELER:  Dünya Sağlık Örgütü, ardından Avrupa Birliği ilaçlara getirdiği yönetmeliklerin yanında bitkisel ilaçlar için de ayrı düzenlemeler getirmiş. ABD: Besin Destekleri Sağlık ve Eğitim Yasası (Dietary Supplements Health and Educational Act) 1994. Avrupa Bilimsel Fitoterapi Kooperatifi (Europen Scientific Cooperative on Phytoteraphy, ESCOP) Avrupa İlaç Kurumu ( European Medicines Agency, EMA), Alman Komisyon E çeşitli monograflar hazırlayarak bu ürünlerin güvenli kullanılması ve standardizasyonları için kriterler belirlemiştir. Peki ülkemizde yasal durum nedir?: Endikasyon içermiyorsa: Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı , Endikasyon içeriyorsa: Sağlık Bakanlığı Ara Ürün Komisyonu, Geleneksel Bitkisel Tıbbi Ürünler Yönetmeliği-Sağlık Bakanlığı-6 Ekim 2010. Takviye Edici Gıdaların İthalatı, Üretimi, İşlenmesi ve Piyasaya arzına ilişkin yönetmelik Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı-2 Mayıs 2013…

NERELERDE KULLANILIYOR: GRİP-AĞRI TEDAVİSİ-GIS PROBLEMLERİ-ZAYIFLAMA-DERMATOLOJİK SORUNLAR-UYKUSUZLUK- ANKSİYETE-DEPRESYON-DEMANS-MENAPOZ TEDAVİSİ-VİRAL ENFEKSİYONLAR-HEPATİT(AIDS)-PROSTAT HİPERTROFİSİ-KANSER TEDAVİSİ… Peki, “DOĞAL” “ZARARSIZ” MI? : Birçok bitki ya da bitkisel ürünün tek başına yan etki ve toksik etkisi var. Bitkisel ürünlerin çeşitli maddelerle “kontamine” olması ya da içeriğinde belirtilmeyen katkı maddelerinin “kötü niyetle” karıştırılmasına bağlı yan etkiler. Bitkisel ürün-ilaçların birlikte kullanılmasına bağlı etkileşimler. YAN ETKİLER: WHO (2009) raporuna göre bitkisel ürünlerin kullanılmasına bağlı gelişen 16.000’in üzerinde advers etki bildirilmiş: Dermatit, Anjiyoödem, Hipertansiyon, Hepatit, karaciğerz ve böbrek toksititesi, kovülsiyonlar (geçici nörolojik işlev bozuklukları), trombosipeni (trombosit azlığı), ÖLÜM… bitkisel ürünler, ne kadar bitkisel: 250 uzak doğu kökenli bitkisel ürünün analiz edildiği bir araştırmada bu ürünlerin %25’inde ilaç, %7’sinde kontaminasyon ürünleri bulunmuş. İnsektizitler, rodentisitler( biyosidal ürün: Fare ve kemiriciler için kullanılır),Polenler, mantarlar( aspergillus, penicillum), ağır metaller(arsenik-kurşun-civa), toksinler… Tüm bunların ÖLÜM’ e kadar varan yan etkileri… Bitkisel ürünleri Gebe ya da gebe kalmayı düşünenler, emziren anneler, bebekler ve küçük çocuklar, kronik hastalıkların tedavisinde uzun süreli ve yüksek doz kullanılmalarından kaçınılmalıdır. Bu gün yaklaşık 400-450 milyon dolar olan bitkisel ilaç pazarının %95’i ithal ürünlerden oluşuyor. Kalite kontrolü yapılarak yerli üretim teşvik edilmelidir. AROMATERAPİ NEDİR? Bitkilerin uçucu yağlarında toplanmış bitkisel enerjinin, masaj, friksiyon, inhalasyon, kompres ve banyo şeklinde iyileştirme, sağlığı koruma ve güzellik amaçlı kullanılmasıdır. Uçucu yağlar oda sıcaklığında buharlaştıkları için “eterik yağ” veya “esasns” olarak da adlandırılırlar. Bu işin tarihçesi çok eski çağlara dayanmaktadır: Mısır, Babil, Çin, Hindistan, Arap, Yunan ve Roma medeniyetlerinde kokulu bitkilerin çiçek ve odunlarının tıbbi amaçlarla kullanıldıkları bilinmektedir. Seminer, bundan sonra hangi bitkilerin nasıl kullanıldıkları konusuyla devam etmekte ama artık ne yerimiz ne de zamanımız bunları anlatmaya yeterli değil. Gelecek hafta daha değişik konularda birlikte olmak üzere hoşça ve dostça kalınız.

NOT: 10 Ocak “ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ” nedeniyle sağda-solda toplantılar, ödüller duyuyor, görüyoruz. Her ne kadar bizi arayıp soran olmasa da Halk adına ve pir aşkına gezmeye ve yazmaya devam edeceğiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI