OLİMPOS ANTİK KENTİ ve YANARTAŞ/ANTALYA
Değerli okurlar, yanı başımızdaki Antalya ilimiz bir turizm cennetidir. Dağlarından denizlerine, ormanlarından ırmaklarına, antik kentlerinden kent kültürüne, mağaralarına, yanar taşına, havasına, suyuna, sebzesine, meyvesine kadar bulunmaz bir köşedir. Antalya gezimizde elimize bir kent kültürü broşürü geçmişti. Orada kent kültürü dışında şehrin neredeyse içine kadar giren Tahtalı dağlarına, Toros Dağlarına kadar öyle bir manzara sunarlar ki seyrine doyamazsınız, kendinizi hemen dağlara, yöreye atasınız gelir. Dağlarla ve dağcılıkla ilgilenenlere o kadar değişik seçenekler sunulmuştur ki, hangisine katılıp da bu yöreyi tanımaya çalışacağınızı şaşırırsınız. İster yaya yürüyün, ister bisikletle ya da motosikletle veya araçlarla gidin bütün yürüyüş güzergahları belirlenmiştir. Sahillere inin, ovalara açılın, yaylalara çıkın, dağlara tırmanın seçenekler sınırsızdır. Yaz sıcaklarında bildiğiniz Toros Dağları, size bol ve temiz hava sağlayan, baharı, yazı yaşatan, ufkunuzu genişleten, hayallerinize yeni yollar açan olanaklar sağlar. Sıcak suları, soğuk suları, mağaraları, yanar taşları. Daha bilmem neleri velhasıl bir sonsuzluklar cenneti Antalya.
OLYMPOS/KUMLUCA/ANTALYA:
"Olympos Antik Kenti, Antalya'nın batısında, Kumluca ilçesi TAHTALI DAĞLARI' nın 10 km. kuzeyinde kalan LİKLA yerleşimidir. Antalya'ya 85 km. uzaklıkta, CARETTA CARETTA kaplumbağalarının yavrulama alanı olduğundan "SİT ALANI" olarak korunan genellikle üniversite öğrencileri ve sırt çantalı turistlerin tercih ettiği bir tatil mahallidir. AĞAÇ EVLERİ, çadır mekanı olarak kullanılabilecek açık alanları, LİKYA YOLU üzerinde bulunması önemli özellikleridir. OLUMPOS, 'BEYDAĞLARI MİLLİ PARKI' içerisinde yer alır.
OLYMPOS/ANTALYA: Antalya'nın güney sahillerinde Phaselis' ten sonra ikinci önemli liman kenti Olympos' tur. Şehir, adını 16 km. kuzeyindeki Toroslar' ın batı uzantılarından biri olan 2 bin 375 metre yüksekliğindeki TAHTALI DAĞLARI' ndan alır. Beydağları-Olympos Milli Parkı sınırları içindedir. Kesin kuruluş tarihi bilinmemekle birlikte İÖ 167-168yıllarında basılan LİKYA BİRLİK sikkelerinde adı geçen OLYMPOS, Likya Birliği'nde üç oy hakkına sahip altı şehirden biridir. Birlikte Likya'nın doğusunu temsil etmiştir. Kentin günümüze ulaşan kalıntılarının orman içinde ve ağaç ve çalılarla örtülü olup Helenistik Roma-Bizans dönemlerine aittir. Olympos'un günümüze kadar ulaşmış kalıntıları, genellikle doğudan batıya doğru hızla denize akan bir ırmağın ağzında ve her iki yakasında yer alır. Antik dönemde kenti ikiye bölen nehir yatağı bir kanal içine alınarak her iki yakası da iskele olarak kullanılmış ve köprü eli birbirine bağlanmıştır. Bu gün bile köprünün bir ayağı hala yerinde durmaktadır. Güney kıyıda Helenistik Dönemin çokgen örgülü duvarı ile yanındaki Roma ve Bizans onarımlarını işaret eden bölümü görülmektedir. Nehir ağzına yakın bir yerde, küçük ve dik akropolde geç dönemlerden kalan yapı kalıntıları yer alır. Irmağın güney kıyısındaki Helenistik temelli ve Roma onarımlı küçük tiyatro, oldukça harap olup girişin bir yanı iyi korunmuş durumdadır. Şehrin görülebilir diğer önemli yapısı ise ırmak ağzının 150 metre batısında yer alan tapınak kapısıdır. İON düzeninde küçük bir tapınağa ait olduğu mimari parçalardan Roma İmparatoru MARKUS AURELLİUS (İ.S.172-173) adına yapıldığı da kapı önündeki heykel kaidesinden anlaşılmaktadır. Kalıntılar arasında en ilginci ANTALYA MÜZESİ' nce yürütülen kazılarla gün ışığına çıkarılmış olan Kaptan Eudomus' un Lahdi' dir. Nehir ağzının hemen yanında, kayalığın oyuğunda yer alan lahit, hem duygu dolu şiirsel ithaf yazıtında kaptanın adını vermesi hem de uzun kenarındaki gemi kabartmasında gemisinin şeklini vermesi açısından da büyük önem taşımaktadır. Olympos'un doğusunda, sahilden 300 metre ileride Carettaların yumurta bıraktığı muhteşem kumsalı ve pek çok bitkinin yaşadığı sahil kumulları ile ünlü ÇIRALI yerleşimi yer alır. Kentin birkaç km güney batısındaki ÇAKALTEPE olarak anılan yükseltinin güney yamacından devamlı olarak alev çıkar. Özellikle geceleri çok etkileyici olan bu doğa olayı metan gazının asırlardır aynı noktadan yeryüzüne ulaşmasından başka bir şey değildir. Bu doğa olayı LİKYA' da yaşayan ve soluğundan ateş püskürdüğüne inanılan KHİMAİRA CANAVARI ile özdeşleşmiş ve bu sayede OLYMPOS, BELLEROPHONTES EFSANESİ' ne ev sahipliği yapmaktadır. Zamanla demirci TANRI HEPHAİSTOS' un kült merkezi, Roma ve Bizans dönemlerinde de dini merkez olarak kullanılan alanda yer yer orijinal blokları görülebilen kutsal yol ile alevlerin etrafındaki bir takım yapıların temellerini görmek mümkündür. İç duvarları yer yer freskolarla süslü Bizans Kilisesi ise alandaki en kutsal kalıntıdır. Kaynak: Antalya Tanıtım Kitabı, Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü )2017"
OLİMPOS VE ANTALYA' DA YANAN ORMANLAR YEŞİLLENDİ.
Adrasan-Olimpos tatil bölgesinde iki ayrı yangın bölgesinde zarar gören yaklaşık 3 bin hektarlık alan yangından bir yıl sonra ağaçlandırılmıştı. Yangından beş yıl sonra ağaçlandırılan bütün alanlar yeniden yeşillenmeye ve orman oluşumunun ilk evresine geçtiği belirtildi. Antalya Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerince Olimpos ve Adrasan' daki yangınların ardından küle dönen alanların aynı noktalardan beş yıl önce ve bu gün çekilen fotoğrafları görüntülendi. Geçen yıl yanan 400 hektar alanın da tamamının ağaçlandırıldığını belirten Antalya Orman Bölge Müdürü Vedat Dikici, "Onların da tamamı, yeşillendirildi, ağaçlandırıldı, fidanlar dikildi. Yeni yanan alanları orman dışında herhangi bir kullanıma izin vermiyoruz. Bundan da halkımız emin olsun" Dedi. Ayrıca halka dağıtımı yapılan fidanlar ve diğer ağaçlandırma çalışmaları olduğunu da anlatan Dikici, "En önemlisi biz tensil yöntemi de uygularız. Yani her gördüğünüz fidanı fidanlıkta yetiştirip dikmiyoruz. Aynı yerde tohumdan getirdiğimiz sahalarımız var. Onların da hepsi birer fidan oluyor. Yangından sonra önce yanan alanları temizliyoruz, yeni dikime hazırlıyoruz. Yanan ağaçları da satıyoruz. Alanı dozerlerle sürüp temizliyoruz. Fidan dikim aşamasına geliyor. Dikilen fidanları beş yol da bakıma tabi tutuyoruz. Tabi ki bunlar belli bir süreç alıyor" Dedi. Gazetelerden.