YENİKÖY/ACIPAYAM KÜTLTÜR SOKAĞI.
Değerli okurlar, artık yaz geldi ilimizi, ilçemizi, bölgemizi, çevremizi tanıma/tanıtma gezilerine daha da önem vereceğiz kesemizin ve gücümüzün yettiğince. Son olarak 15 Haziran günü 'MAVİ KUŞ' umuza atlayarak ACIPAYAM' a doğru uçtuk. Acıpayam, Köyceğiz' e 164 km. Sabahın 06.30'unda çıkıp 09.00' da oraya yettik. Önceden telefon edip anlaştığımız gibi doğruca Belediye binasına çıkarak Basın Bölümünden Cennet Hanım'ı bulduk. Hoş/beş ten sonra ilçenin gezilebilecek/yazılabilecek yerlerini öğrendik ve bize bir rehber vermelerini istedik. Başkan Hulusi Bey toplantıda idi. Çok geçmeden toplantısı bitti ve bizi kabul etti. Başkan Hulusi ŞEVKAN, aslında bir Doktor, Tıp doktoru. Bizi kapıda karşıladı ve geçip oturduk. Kısa bir musahabeden sonra kendisine 'KÖYCEĞİZ' kitabımızı imzalayıp verdik. Fotoğraflar çekildik. Belediyenin bastırdığı kitapları ve diğer hediyelerimizi alarak odadan çıkarken Sayın Başkan bizi yine kapıya kadar uğurladı. Rehberimiz Bilgisayarcı Ali kardeşimizle Belediyeden ayrılıp aracımıza doğru gelip de Ali kardeşimiz bizim arabayı görünce "Aaa!!! Ben de emekli bir öğretmenin Reno gibi, Tofaş gibi bir arabası olacağını düşünmüştüm!" diyerek hayretini belli etti. Neyse biz 'bizim fakir' e binerek önce doğu yönünde hareket ederek bir ALEVİ KÖYÜ olan YENİKÖY' e yöneldik. Çok geçmeden de köye giriverdik. İnternette gördüğümüz o eşsiz/mükemmel kültürel ve derin anlamlı resimler bulunduğumuz sokağı sağlı/sollu donatmışlar ve gelenlere eşsiz bir KÜLTÜR ŞÖLENİ sunuyorlardı. Artık bizi kim dutar? Hanım bir yandan, ben bir yandan resimlerin fotoğrafını çekmek için koşturmaya başladık. Her bir resmin karşısında kendimizden geçiyor ve hayran kalıyorduk. Çünkü bu resimler öyle sıradan resimler değildi.
Yeniköy mahallesinin evlerinin duvarlarındaki bu resimler, köy Muhtarı Elmas ABUT tarafından organize edilerek Ressam Usluhan YILMAZ' a yaptırılmış. Burada bundan üç yıl önce 5,5 şiddetinde bir deprem olmuş ve bu evler zarar görmüş. Zarar gören 16 evin duvarları boyanarak ülkemizin kültürel değerlerini öne çıkaran resimler yaptırılmış ve üzerlerine/yanlarına da anlamlı yazılar(özlü sözler) eklenmiş. Biz daha fazla kendimizi yormadan gelin resimleri kendi dillerinden izleyelim:
İlk resim, bir evin yan duvarındaki büyük Türk Bayrağının üzerine bir kadın ve erkeğin kollarını açmış durumdaki heybetli görüntülerinin yanında "ÖL İKRAR VERME/ÖL İKRARINDAN DÖNME" Muhtar Elvan ABUT(Anısı) yazılı. İkinci duvarda Neşet ERTEŞ' ın bağlamalı/kasketli siyah/beyaz resmi gayet canlı/gösterişli çizilmiş. "CAN YAKIP DA KALP KIRMA/EY İNSANOĞLU/SENİN DE GÜLBENZİN SOLACAK BİR GÜN" yazısı nakşedilmiş. Musa CANKIR/Ali SAY(Anısı). 3. Bir evin avlu duvarına boydan boya bir çayırlıkta koşturan küheylanların gösterişli resimleri işlenmiş. Üzerlerine de "HAYALLERİNİN PEŞİNDEN KOŞ. BİR GÜN MUTLAKA YORULACAKLARDIR." Ali Sergen ve Arzu (Anısı) işlenmiş. Resimler yol boyunca devam ediyor. 4. Resimde masmavi bir bisikletle yol alan baba/kız' ın arkasından sarı/mavi renk renk çiçek dalları sanki kuyruk olmuş uzayıp gitmekte. Ve şu çok anlamlı tümce yazılı: "GÖRMEK, BAKMAKTAN FAZLASINI GEREKTİRİR". 5. Resim, çok bilinen ŞAHMERAN resmi. Yani ŞAH-I MARAN (Yılanların Şahı) Onun da yanında "SAĞLIK. SIHHAT. MUTLULUK. BEREKET. SİZİNLE OLSUN!" içten dilekleri kaydedilmiş. Elmas ABUT (Anısı). 6. Resim, bizim şu çok ünlü Osman Hamdi Bey'in KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ fotoğrafı. Burada da "ZAMAN BENİ HAKLI ÇIKARDIĞINDA HALA YAŞIYOR OLMAK İSTERDİM!" yazısı nakşedilmiş. Bulut ABUT (Anısı). Osman Hamdi Bey'in Yatağan'ın TURGUT Köyündeki Müzesinde bu ve diğer ünlü tablolarını dev boyutlarıyla görebilirsiniz. Daha önce yazmıştık, bizi izleyenler bilir. Yeri gelmişken şu bilgiyi de ekleyelim: Kaplumbağa terbiyecisi, önündeki kaplumbağalara bir türlü hâkim olup hepsini bir yöne sevk edemiyor, her biri bir yana gidiyor. Osmanlı döneminin sansüründen sıyırabilmek için Osman Bey, devletin emrindekilere söz geçirememesini bu kaplumbağalar üzerinden anlatmaya çalışmış. Çünkü kimse söz dinlemiyor, her biri bir yana gidiyormuş... 7. Resimde şu bizim Çanakkale'deki kahramanlardan sırtındaki 276 kg. lık top mermisiyle Seyit Onbaşı... Arkasında da Türk Bayrağının ay'ı ve yıldızı. "VURULMUŞ TERTEMİZ ALNINDAN UZANMIŞYATIYOR/BİR HİLAL UĞRUNA YA RAB NE GÜNEŞLER BATIYOR!" M. Akif ERSOY yazıları dizilmiş. Şehit İbrahim SAY (Anısı). 8. Resimde Büyük Önderimiz ATATÜRK, Türk Bayrağının önünde bağdaş kurmuş oturuyor. "DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEK İÇİN KULLANABİLECEĞİNİZ EN GÜÇLÜ SİLAH EĞİTİMDİR!" Ne güzel. D.E.Ü. Öğrencileri(Anısı). 9. Resimde bir evin yan duvarında yine boydan boya yüce önderimizin kalpaklı resmi kondurulmuş. "HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİMDİR!" K. Atatürk imzasıyla işlenmiş. Gazi Ahmet ARAN (Anısı). Atatürk'ün bu özdeyişi Ankara' da DTC. Fakültesi' ön cephesinin en üstünde kazılıdır. Resimler devam ediyor. 10.Resimde ana/baba bir çocuğun kollarından tutmuşlar, çocuğa bakarak: "AİLELERİNİZİN SİZE VEREMEDİKLERİNDEN ŞİKÂYET ETMEYİN. BELKİ DE SİZE VERDİKLERİ, SAHİP OLDUKLARI HER ŞEYDİR." Ferhat-Elif KOÇ. Daha güzel ne diyebilirlerdi?... 11. Resimde bir kız, eteğindeki civcivlere bakarak; "VE CENNET BAZEN, BİR GÜLÜŞE YERLEŞİR!" Hasan Çağlayan DURU.12. Resimde ise, bir kadın, iki elini çapraz tutmuş "KIZ ÇOCUKLARININ YAŞAMI, KÖY EVİ İLE KÖY MEZARLIĞININ ARASI OLMAMALIDIR!" . "KIZ ÇOCUKLARI OKUSUN!" Diyor. Elmas ABUT(Anısı). 13. Resimde bir gurbetçi, tren yolunda sırtında yorganı/çulu/çuvalı, elinde bavulu ile görülüyor. "GURBETTİR İNSANI İÇTEN İÇE AĞLATAN, YÜREĞİ DERİNDEN SIZLATAN." Serden SERBEST/Tüm GURBETÇİLER Anısına. Resimleri görürseniz yazıları daha iyi içleştirirsiniz. 14. Resimde yöresel giysileri, kırmızı kuşağı, başında poşusu, elinde bağlamasıyla bir halk ozanı, üzerinde " NE MUTLU, EĞRİ ZAMANDA/DOĞRU YERDE DURABİLENE." (Pir Sultan ABDAL). 15. Resimde bir evin duvarında özgürce uçan kuşlar bir kadın eli avuçlarını açmış kuşların konmasını istiyor/bekliyor. 16. Resimde ise bir kütüğün üzerinde oturan yaşlı bir karı/koca, eş. Başlarındaki şu derin anlamlı yazı dikkatleri çekiyor: "NASIL BU KADAR YIL EVLİ KALDINIZ!? Sorusuna "BİZİM ZAMANIMIZDA BİR ŞEYLER KIRILDIĞINDA ÇÖPE ATILMAZ, TAMİR EDİLİRDİ. BU YÜZDEN." Yazısı ne kadar derin anlamlı. Döne-Veli METİNKAYA (Anısı). 17. Resimde yine bir kadın. "BİR VARMIŞ, BİR YOKMUŞ İFADESİNİ MASAL ZANNETME; "O, SENSİN!" Hasan-Bahar ŞAHAN (Anısı). 18. Resim, başında fötre şapkası, kır bıyıkları ve elinde bağlamasıyla ünlü ozanımız Âşık VEYSEL. "HER GÜN AKLIMDAN GEÇİYORSUN/İNSAN BİR SELAM VERİR!" Yazısı Ali METİNKAYA' ya ait. 19. Resimde keman çalan bir kızın kemanının üzerinde notalar, melodiler, kalpler, yapraklar uçuşuyor. "RUH RİTİM TUTMUYORSA, BEDEN HEP DETONEDİR.!" Hakan KOLLEZ (Anısı). 20. Resim, başı rengârenk çiçekli bir kadın resmi. "YÜRÜYEMİYORSAM, DANS EDERİM" yazısı başının çevresinde.21. Resimde kucağında bağlamasıyla bir erkek. Ali METİNKAYA. 22. Resimde Hacı Bektaş-ı veli "ELİNE/BELİNE/DİLİNE HÂKİM OL!" Diyor. Eeeeee. Daha ne olsun? Bu sokaktan ayrılırken sanki Anadolu Medeniyetleri Müzesinden çıkmış gibi hayran ve şaşkın bir haldeyim. Emeği geçenleri kutluyorum. Gidip görmek isteyenlere de şiddetle salık veriyorum. Bu resimlerin fotoğraflarını çekerken yaşlı bir amca ile yaşlı bir nine de gelip fotoğrafların önüne durdular. Tabi ki onları da birlikte kamerama aldım. Aracımıza binerek bir başka mecraya doğru yol aldık. Ama aklımız, fikrimiz hep orada kaldı. Yazımıza burada son verirken Belediyenin bağışladığı kitaplardan Ali İhsan DEMİR'E ait "MUHABBET SOFRASI" ından bir şiiri de armağan olarak sunalım istedik.
GÖNDER:
Amcaoğlu köyde neler olduysa,
Her birini birer birer yaz gönder.
Depodaki meyvelerden kaldıysa,
Yedi armut, sekiz tane muz gönder.
Söylediler dört taneymiş evinde,
Ara sıra çalarmışsın düğünde.
Canım sıkılıyor gurbet ilinde,
Bir tane de iyisinden saz gönder.
Kurudu mu dayımgilin çayırı?
Çobanlar nereye kurdu çadırı?
Doğurdu mu halamgilin katırı?
Sütünden de yoğurt yapıp az gönder.
Nasıl oldu hocaların gelini?
Makineye kaptırdıydı elini.
Hacı Ninem düzeltti mi belini?
Olmadıysa derisini yüz gönder.
Ozana sor talihin karasını,
Para bozmaz arkadaş arasını.
Arttıralım tarlanın kirasını,
Elli yetmez bundan sonra yüz gönder.