SAVURGANLIK

SAVURGANLIK

Çoğu zaman yaptığımız davranışların sonunu düşünmeyiz. Bir şeyler yaparız. Ama düşünmeyiz. Bu eylemi niçin yapıyoruz? Sonu nereye varır?

Yaparız, atarız; harcarız. Nedenini düşünmeden bu eylemi gerçekleştiririz. Neden böyle bir davranış sergileriz; böyle bir davranış sergilemek zorunda kalmamak için ne yapmamız ya da yapmamamız gerekir? Pek kafa yormayız nedense. Oysa şöyle bir düşünsek ne kadar gereksiz şeyler için kafa yorarız. Öyle değil mi?

Diyelim ki bir tek tabak yıkayacağız, çeşmeyi uzun süre açık tutarız. Örneğin elimizi yıkayacağız, su yine boşu boşuna akar.

Oysa dünyada hiçbir şey sınırsız değildir. Su da sınırsız değil. Gün geçtikçe sulamadaki yanlışlıklar, kimyasal ilaçların ve sanayi artıklarının akarsuları kirletmesi nedeniyle temiz su kaynakları yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Eskiden berrak akan derelerimiz, çaylarımız, ırmaklarımız vardı. Bugün yok denecek kadar azalmıştır. Çoğu bulanık hatta çamur renginde akıyor.

Geçenlerde taş ustası bir okurumuzla konuşurken bu konu açıldı. Meğer dostum, bu konuda dertliymiş. Bana "Komşumuz bir hanım, balkon yıkarken akşama kadar çeşme boşuna aktı. Kaç ton su harcadı, bilmiyorum. Bu kişiler varlıklı da olsa, ulusal servet değil mi? Bu davranış doğru mu ?" diye sordu.

Ben de böylesi sorumsuzlukları kabul etmekle birlikte gerçeği öğrenmek istedim: "Biraz abartmıyor musun? Gerçekten söylediklerin doğru mu?" diye sordum. O da doğru olduğunu yineledi.

Dostumuzun endişelerini paylaşmamak mümkün mü? Elbette değil. Temiz su kaynaklarının hızla azaldığı bir dönemde böyle bir aymazlık ve sorumsuzluk, gerçekten çok üzücü. Gel gör ki böylesi yurttaşlarımızın sayısı da azımsanamayacak derecede çoktur. Acı ama gerçek bu.

Böylesi vatandaşımıza bunu anımsatmaya kalksak "Su benim, keyif benim, parasını ben veriyorum. Sana ne bundan?" diyecektir büyük bir olasılıkla. Çünkü onu demeyecek kişi, zaten suyu o kadar boşuna harcamamanın sorumluluğunu duyar. Bu sorumluluğu duymuyor, onun bilincine varamıyorsa söyleyeceklerimizi de kafası almayacaktır.

Ülkemiz, bazıları tarafından su zengini gibi gösterilir. Bu doğru değildir. Evet, Arabistan'a, İsrail'e göre su zengini sayılırız. Ama su zengini ülkelerle kendimizi kıyasladığımızda su zengini olmadığımız görülecektir. Doğru kıyaslama da bu son söylediğimizdir. Bir zenginlikten söz ediyorsak öteki zenginlerle bir kıyaslama yapmak zorundayız. Çünkü kıyaslama, benzerler ve denkler arasında yapılırsa bir anlam taşır.

Aslında yalnız ülkemizde değil, dünyada bir sanayileşme kirliliği vardır ve bu nedenle temiz su kaynakları zarar görmektedir. Gelecekteki savaşların bir su paylaşım savaşı olacağını söylemek, falcılık değildir. İnanın değildir. Çünkü susuzluk, başka bir şeye benzemez. Canlıların suya mutlak gereksinimleri vardır ve bunu elde etmek de şu ana kadar mümkün olamadı.

Demek istiyorum ki sularımızı kirletmemenin yolunu bulmalıyız. Bir damlasını bile boşa akıtmamalıyız. Gelecek kuşakların sıkıntıya düşmemesi için şimdiden sorumluluk taşıyarak suyu boşuna harcamamalıyız.

Bugün yapacağımız yanlış kullanım ve savurganlık, gelecek kuşakların sıkıntı çekmelerine yol açacaktır. Zaten savurganlık, yalnız su konusunda değil, hangi konuda olursa olsun bir sorumsuzluk ve bencillik örneği değil midir? 22.07.2020

Nuri Çelik

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI