ÇÖZÜM KÖY ENSTİTÜLERİ SEMPOZYUMU VE ÖNERİLER
Prof. Dr. Kemal Kocabaş
23 Haziran 2022 günü Ankara'da CHP-Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ve çalışma arkadaşlarının düzenlediği "Dünden Bugüne Çözüm Köy Enstitüleri Sempozyumu"nda 1. oturumda "Uluslararası Deneyimler" bölümünde Fin ve Küba temsilcisinin konuşmalarını geçen haftaki yazımda okurlarla paylaşmıştım. Bu hafta ise sempozyumun 4. oturumunda yönlendiriciliğini Muğla Milletvekili Suat Özcan'ın yaptığı ve Prof. Dr. Kemal Kocabaş, Prof. Dr. Dilek Gözütok ve Doç. Dr. Ahmet Yıldız'ın katıldığı "ne yapmalı" bölümünde yaptığım konuşmayı ve önerilerimi okurlarla paylaşacağım. Sempozyuma ilgi büyüktü, YKKED ailesinden Ankara, Beylikdüzü, Düziçi, İzmir şubesinden arkadaşlarımız da gelmişlerdi. Salon girişinde 21 Köy Enstitüsünün dünü ve bugünü içeren fotoğraf sergisi de katılımcılar tarafından ilgiyle izlendi.
Son yirmi yıl, ülkemizde Cumhuriyet Eğitim Devrimi ilkelerinin terk edildiği, eğitimin niteliğini tümüyle kaybettiği, eğitimin piyasalaştırılması ve dinselleştirilmesiyle hak olmaktan çıktığı, tüm evrensel değerlerinin yok edildiği, eşitsizliklerin yoğunlaştığı, Cumhuriyetin laik, demokratik, bilimsel eğitim anlayışının örselendiği bir döneme karşılık gelmektedir. Kurucu başkanlığını yaptığımız YKKED, 21 yıldır konferans, çalıştay, sempozyum, Yeniden İmece dergisi, yayına hazırladığı kitaplar, belgeseller, sergiler ile ülkemizin aşılamayan aydınlık kazanımı olan Köy Enstitüleri gerçekliğini toplumla buluşturma ve enstitülerinin güncel karşılığını arama çalışmalarını onurla ve emekle yer aldı. Günümüzde enstitülere yönelik çalışmaların yoğunlaşmasında YKKED kollektif emeğinin çok önemli katkısı olduğu açıktır.
2022 Nisan ayından beri kurumsal olarak Köy Enstitülerini gündemine alan CHP, öğrenci emekleriyle yapılan 21 Köy Enstitüleri yerleşkelerini dolaşarak enstitülerle ilgili kamuoyu duyarlılığına önemli bir katkı yaptı. 1940'lı yılların başında Köy Enstitülerini kuran eğitimciler tek parti CHP içindeki ilerici-hümanist kadrolardır. 1946-1950 tutucu CHP iktidarı ise enstitülerin tüm kazanımlarını yok edilmesini sağladı ve 1950'de iktidara gelen Demokrat Parti önce enstitülerdeki karma eğitimi kaldırdı ve 1954 yılında da Köy Enstitülerini İlköğretmen Okullarına dönüştürdü. Tonguç'un yakın çalışma arkadaşı 1946 sonraki dönemde Yücel ve Tonguç yalnız bırakıldılar ve bu dünyadan sırayla 1960 ve 1961'de dargın ayrıldılar. Köy Enstitülerini kuran parti olan CHP'nin yıllar sonra Köy Enstitüleri ile ilgili kurumsal olarak yaptığı bu çalışma bu anlamıyla değerlidir. Yapılan sempozyumu helalleşmek kelimesinin çokça kullanıldığı bir dönemde Yücel'den ve Tonguç'tan özür dilemek anlamında değerlendiriyoruz. CHP'nin Köy Enstitüleri ile olan bu çalışmasının sürekli, kalıcı, sonuç alan bir sürece evrilmesini diliyoruz.
Enstitü eğitiminin somut çıktılarını sıralarsak: Enstitülerdeki demokratik eğitim ve adalet düşüncesi enstitü çıkışlı öğretmenlerin demokratik öğretmen hareketinde önder olmalarını sağlamıştır. Enstitülerdeki kitap okuma ve tartışma saatleri mezuniyet sonrası süreçlerde edebiyatımızı halklaştıran Köy Enstitülü yazarları ortaya çıkarmıştır. Bütün enstitülü çıkışlıların yazdıkları mutlaka şiir, öykü veya romanları vardır. Köy Enstitülerinde sanat eğitimine verilen önem nedeniyle çok sayıda enstitü çıkışlı ressam, müzik insanı yetişmiş ve ülkedeki güzel sanatlar fakültelerinin, eğitim fakültelerinin güzel sanatlar bölümlerini oluşturmuşlardır. Aynı kaynaktan öğrenci alan İmam Hatip Liselerinin mezun ettiği binlerce öğrenci olmasına karşın böyle bir çıktı vermemesi enstitü eğitiminin çağdaşlığının bir ölçüsüdür. Köy Enstitüleri eğitmen, öğretmen dışında yaklaşık 1500 sağlıkçı yetiştirmiş. Bu sağlıkçılar 1960 sonrası demokratik sağlıkçı hareketinde öncü olmuşlardır. Köy Enstitüleri bünyelerinde kooperatifler kuran, eğitim dizgesinde kooperatifçilik dersine yer veren eğitim kurumlarıydı. 1960 sonrası enstitü çıkışlı sağlıkçı ve öğretmenler ülkedeki kooperatifçilik hareketine öncülük etmişlerdir. Köy Enstitüleri köylerde ilkel tarımdan modern ekolojik tarıma geçişin öncüleri olmuş, doğa ve çevre duyarlılığının arıcılığın, balıkçılığın ülkede yaygınlaşmasına çok önemli katkıda bulunmuşlardır. Köy Enstitülü öğretmenlerin yarattığı nitelikli eğitim ve aydınlanma ortamı 68 kuşağını yaratmıştır. 68 Kuşağı Köy Enstitülü öğretmenlerin öğrencileridir.
1940'lı yılların aydınlık tasarımı olan köy Enstitülerinin güncel karşılığını ararken temel ilkeler ne olmalıdır: Ülkenin tüm çocuklarına kamusal nitelikli eğitimi ve toplumun yoksul kesimlerine ve kız öğrencilerine önceleyen, eşitlikçi, özgürlükçü bir eğitim sistemini hayata geçirmektir. Ülke gereksinmelerini temel alan Uygulamalı Yeni Okulu tartışmaktır. Nitelikli öğretmen yetiştirmektir. Ülkenin tüm çocuklarının "eğitim hakkını" gerçekleştirmektir. Yoksul halk kesimlerinin eğitim yoluyla dikey hareketliliğin sağlanması ve sosyal devlet alanını genişletmektir. Ülkenin tüm çocuklarını laik, demokratik, bilimsel, karma, parasız eğitimle buluşturmaktır. Okullarımızdaki eğitim sistemini yenileyerek ezberci öğrenmeyi terk edip, hayatın gerçek problemleri üzerinden öğrenmeyi, sağlamaktır. Eğitim reformu talebini hayata geçirmektir. Öğrenci emekleriyle üretilen Köy Enstitüleri yerleşkelerine kültürel miras ve emeğe saygı adına sahip çıkmaktır. Güncel temel hedef Köy Enstitüleri gibi yeniden Işık Saçan Eğitim Kurumları yaratarak ülkenin tüm çocuklarının özgürleşme, insanlaşma, toplumsallaşma süreçlerini yaratmak olmalıdır.
Geleceğe Yönelik Öneriler: CHP parti bünyesinde bir sol parti duyarlılığıyla bilimsel bilgi ve verilere dayalı çalışacak parti eğitim politikalarının tartışıldığı "Eğitim Araştırma Merkezi" veya başka bir adla bir yapılaşma üretmelidir. Burada üretilen bilgi ve raporlarla ilerici, hedefleri tanımlı, net bir parti eğitim politikası olmalıdır. Nitelikli eğitim için nitelikli öğretmen ve eğitim fakültelerinin yeniden yapılandırılması sağlanmalıdır. Önümüzdeki dönemlerde Ülkedeki siyasal iklimin değişimiyle ilköğretimden üniversiteye Cumhuriyet Eğitim Devrimi temel ilkelerine, ülke gereksinmelerine uygun bir değişim sürecini umut ediyoruz. Öğretmen eğitimin en önemli öznesidir. Bu anlamda ülke sorunlarından kopuk, ezberci, kitlesel eğitim yapan eğitim fakültelerinin sil baştan yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Eğitim fakülteleri programları uygulamalı hale getirilmeli, eğitim fakültelerinde işlikler, laboratuvarlar, hobi mekanları zenginleştirilmelidir. Eğitim fakülteleri bünyesinde Köy Enstitülerinde olduğu gibi uygulama okulları açılmalıdır. Öğrenci emekleriyle üretilen Köy Enstitüleri mekanları bir kültürel mirastır. Bu yerleşkeler günümüzde geleceğe yönelik esin kaynağı olmaması için ranta açılmış ve yok edilmesiyle ilgili her şey yapılmaktadır. Yerleşkelerin aslına uygun bir şekilde restorasyondan geçilerek kültürel miras duyarlılığıyla yeniden yapılandırılarak eğitim kurumlarına dönüştürülmelidir. 2014 yılında kapatılan ve eğitim fakültelerinin en nitelikli öğrenci tabanı olan Anadolu Öğretmen Liseleri tekrar bu mekanlarda açılmalıdır. Köy Enstitülerinin felsefesi güncelliğini korumaktadır. Eğitim sisteminde yapılacak reform çalışmalarında enstitü eğitim sistemi esin kaynağı olmalıdır. Köy Enstitüleri 1940 yılında o yıllara ait sosyoloji üzerinde kuruldu. 2022 yılında ülke nüfusunun yüz 93'ü kentlerde, yüzde 7'si köylerde yaşıyor. Karşımızda yeni bir insan profili var. O nedenle enstitüleri 1940'lardaki kurmak olanaksız. Tüm bunlara rağmen Köy Enstitüleri felsefesi, düşün sistematiği gelecek arayışlarımızda temel referans olabilir. Eğitim hakkı, bilimsel bilgiyi temel alan eğitim, demokratik eğitim, bütünsel gelişim, eğitimde adalet, uygulamalı eğitim, doğa ve çevre duyarlıklı eğitim ortamı ve eğitim gibi pek çok kazanımı güncelliğini korumaktadır.
Yerel Yönetimler ve Köy Enstitüleri: Yerel yönetimler içinde yaşadığımız ülke koşullarında demokratik kültürün hayata geçtiği kurum olma özelliklerini taşımaktadırlar. Sosyal belediyecilik adına yerel yönetimlerde Köy Enstitüleri kazanımlarından yararlanarak çok değerli çalışmalar yapılmaktadır. Yirmi yıldan beri bu çalışmaları izleyen bir akademisyen olarak İzmir-Balçova Belediyesinin kadınlara mesleki beceri ve üretim kültürü kazandıran "Semt Evleri" projesi özgün bir çalışmadır. Yine Bursa-Nilüfer, Eskişehir-Tepebaşı, Kırklareli-Lüleburgaz belediyelerinde enstitü kazanımlarından yararlanarak pek çok proje hayata geçirilmektedir. Yine İzmir-Çiğli Belediyesi Köy Enstitülü yazar Fakir Baykurt Roman Yarışması yaparken, İstanbul-Sarıyer Belediyesi Fakir Baykurt Öykü Yarışması yaparak edebiyat ve kültür dünyasına çok değerli katkılar yapmaktadırlar. İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarım Lisesi ve Köy Enstitüleri Müzesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Köy Enstitüleri belgeseli, Köy Enstitüleri kitabı Kent Enstitüleri oluşturma öngörüleriyle çalışmaların içinde yer almışlardır. CHP'li yerel yönetimlerin yaptıkları bu çalışmaların daha da kristalize olması ve geliştirilmesi için YKKED ile birlikte ülke çapında Yerel Yönetimler ve Köy Enstitüleri Sempozyumu yapılmalıdır. İzmir, İstanbul, Ankara, Antalya, Adana, Mersin, Çanakkale, Muğla, Eskişehir Büyükşehir Belediyeleri kentlerinde eğitim müzeciliğine katkı ve eğitimde farkındalık üretme, özgün bir Cumhuriyet kazanımını gelecek kuşaklara taşımak adına Cumhuriyetin 100. Yıl kutlamaları çerçevesinde Köy Enstitüleri Müzesi kurmalıdırlar. Köy Enstitüleri eğitim dizgesine kooperatifçilik dersi koyan, kooperatifçilik kültürünü içselleştiren eğitim kurumlarıydı. Akçadağ Köy Enstitüsü ve diğer enstitüler kooperatifi köylülere, öğrencilere de kooperatife ortak ederek demokratik kültür üretilmesine katkı sağlamışlardır. Şimdi yeniden yerel yönetimler aracılığıyla üretici-kadın-gençlik kooperatifçilik hareketi üretilerek emeğin korunması, dayanışma, toplumsal yarar öne çıkarılabilir. Yerel yönetimler bir aydınlanma okulu gibi işlev görecek dezavantajlı bölgelerdeki öğrenciler için sistematik bir çalışma üreterek Yaz Okulları oluşturmalıdır. Bu projeyle yoksul ve yoksun bölgelerdeki öğrenciler için uygulamalı iş eğitimi, sinema, müzik, resim atölyeleri gibi etkin çalışmalarla öğrencilerin okul eğitiminden alamadığı eğitimler verilerek onların aydınlanma düşüncesiyle buluşması sağlanabilir.
Yeni Okul-Meslek Enstitüleri Önerisi: Ülkemizde meslek liseleri alt gelir gruplarından öğrencilerin eğitim gördüğü, devamsızlığın ve okul terkinin yoğun yaşandığı çok önemli okullardır. Bu okullarda mevcut programlar öğrenciyi sadece bir sanat kolunda eğitim vermeye yöneliktir. Öğrencilerin bütünsel gelişimine yönelik arayışlar yoktur. Bu anlamda önerimiz Meslek Liselerini iki yıllık meslek yüksek okulları ile birleştirerek, her tür laboratuvar, işlik, atölye olanakları sağlayarak , parasız yatılı, laik, demokratik, bilimsel, karma ve uygulamalı eğitim yapan, ülkenin gereksinmelerine uygun olarak Anadolu'nun çoğu bölgesinde teknoloji, tarım-hayvancılık ve zirai üretim ağırlıklı, büyük kentlerde teknik beceri ve meslek ağırlıklı, eğitim süreçlerinde sanat eğitimini de katarak öğrencilerin çok boyutlu gelişimlerini sağlayan yeni okul tartışması enstitülerin güncel karşılığını yaratmak anlamında önemli olacaktır. . Türkiye, 2022 verilerine bakarsak: Neo liberal veya kapitalist ekonomik modeller nedeniyle alt sınıflardan gelen yurttaşların dikey hareketliliği imkansız hale gelmiştir. Bu nedenle kamusal, nitelikli, eşitlikçi, eğitim öncelenmelidir. Son iki yıl ülkenin iyi yetişmiş genç insanlarının geleceği yurt dışında aradıklarını, toplumun yüzde 83'ü, gençlerin yüzde 93'ü eğitim sisteminin iyi olmadığını, her 10 kişiden 6'sı, her 4 gençten 3'ü ise eğitim sisteminin son yıllarda çok kötü yönde değiştiğini düşünüyor. Toplumun yüzde 67'si, gençlerin ise yüzde 84'ü imkanı olsa çocuklarının veya kendilerinin yurtdışında eğitim almasını istiyor. 2022-MEB bütçesinin milli gelire oranı yüzde 2.6 dan yüzde 2.4 'e, yüksek öğretim bütçesi de yüzde 0.8'den yüzde 0.73'e düştüğünü, 2002'de özel öğretimin genel eğitime oranı yüzde 1.9 iken, bu oran 2021'de yüzde 8, özel okulların devlet okullarına oranı ise yüzde 20'ye aşmış durumda olduğunu görüyoruz. Toplum ve gençlerin yüzde 90'ına göre nitelikli eğitim herkes için parasız olmalı, kızların eğitimine katılımı için teşvikler olmalı, anne babasının gelir ve mesleğinden bağımsız her çocuk nitelikli eğitim almalı, eleştirel düşünme, sorgulama ve problem çözme becerilerine sahip gençler yetiştirilmeli, öğrencilere teknoloji eğitimi verilmelidir.
Sonuç olarak: İşlevselliğini tümüyle kaybetmiş, öğrencilere hiçbir beceri kazandırmayan, ülkenin gereksinmelerini göz önüne almayan, ülke çocuklarının yurt dışına kaçtığı, evrensel doğasını kaybeden, piyasaya, tarikatlara bırakılan bu eğitim sistemi sürdürülemez.Ülkenin aydınlık yarınları için kamusal-eşitlikçi eğitimi önceleyen Eğitim Reformu acilen ülke gündeminde yerini almalıdır. Nasıl yapalım da yeniden ulusaldan evrensele, aklı ve bilimi, toplumsal barışı önceleyen Köy Enstitüleri gibi "Eğitim Cenneti" okulları yaratalım. Güncel görev budur.