Prof.Dr.Kemal Kocabaş
Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği (YKKED) Balıkesir Şubesi 2004 yılında Savaştepe Köy Enstitüsü çıkışlı çok değerli öğretmen-müfettiş Yusuf Ziya Özdemir başkanlığında enstitülü arkadaşlarıyla beraber kurulmuştu. Açılış törenine biz de İzmir'den gelerek katılmıştık. Heyecanlı, coşkulu bir açılıştı. Enstitülü büyüklerimizin yüzleri ışıl ışıldı.Balıkesir şubesi, derneğimizin ilk şubesiydi. Geçen hafta sosyal medyada YKKED Balıkesir Şube Başkanı Arkadaşımız Mualla Orman'ın paylaşımı o güzel günü anımsamamızı sağladı.
Arkadaşlarımız şubenin 21. Kuruluş yıldönümü nedeniyle geniş katılımlı bir kutlama programını gerçekleştirmişler. Yemekli programa Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, milletvekilleri, demokratik kitle örgütü temsilcileri, Köy Enstitüsü dostları ve dernek üyeleri katılmış. Balıkesir-Politika gazetesinin haberine göre Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın toplantıda yaptığı konuşmada: "Derneğin Türkiye'nin birçok noktasında olduğu gibi Balıkesir'de de faaliyet göstermesini çok kıymetli buluyorum. Çünkü Balıkesir'imiz de Savaştepe Köy Enstitüsüyle Anadolu Aydınlanmasının 21 merkezinden biriydi. Yeniden Cumhuriyet Köylerinin oluşması için biz her türlü iş birliğine ve beraberliğe sonuna kadar hazırız. Şu anda bizim Karesi ve Altıeylül ilçelerinde, örnek bir Cumhuriyet Köyü modelini Köy Enstitülüler Derneği'mizle birlikte ilerleyeceğiz. Beraber tabelasını asacağız." İfadelerini kullanmış.
Derneğin kurucu genel başkanı olarak Sayın Akın'a dernek ile kurmak istediği bu yakın işbirliği için teşekkür ediyorum. Konuşmasında ifade ettiği "Cumhuriyet Köyü" kavramıyla neler öngördüğünü bilmiyorum. Ama yaşamının son 25 yılını Köy Enstitüleri üzerinde çalışmalar yapan birisi olarak Cumhuriyet Köyü kavramından ne anladığımı, ne olması gerektiğini bu yazıyla tartışma ve öneriler geliştirmeyi amaçladım. Zira Cumhuriyet Köyü kavramı ancak Cumhuriyetin tüm kazanımlarının hayat bulduğu Köy Enstitüleri felsefesi ile anlamlandırılabilir.
Bugün ülkemizde nüfus dağılımına bakarsak ülke nüfusunun yüzde yedisinin köylerde, yeni adıyla mahallelerde yaşadığını biliyoruz. Bu da yaklaşık 7-8 milyon insanımıza karşılık geliyor. Köyden kente göçün en önemli nedenleri siyasal iktidarın ağır ekonomik koşullardaki tarım ve hayvancılık alanlarındaki üreticilere yeterli destek vermemesi ve köy okullarının kapatılılarak taşımalı eğitim uygulamasına geçilmesi olduğu pek çok yayında karşımıza çıkıyor. Sonuçta kırsalda nüfusları azalan köyler ve tarım alanları gerçeği ile karşılaşıyoruz. Son dönemlerde siyasal iktidarın özellikle taşımalı eğitimde taşınma giderlerinde (!) tasarrufa gitmesi köy çocuklarının, özellikle kız öğrencilerin eğitim hakkına kavuşmasnın önünde önemli bir engel oluşturduğu çok açıktır. Ayrıca çocuklarını okutmak isteyen ailelerin yoksulluk nedeniyle ilçe merkezlerinde tarikat-cemaat yurtlarına vermek zorunda olduklarını Aladağ faciası örneğinden görebilmekteyiz.Önerilerimizi iki bölümde ifade etmek istiyorum.
Büyükşehir Yöneticileri Günümüz Koşullarında Köylerde Neler Yapabilir: Dosyal Demokrat Yerel yönetimlerin çalışmalarında temel anlayış yoksun ve yoksul bölgelerde çocuklarımızın "eğitim hakkı" arayışlarına katkı vermektir. Bugün köylerin çoğunda okullar kapalıdır ve öğretmen yoktur. Yerel yönetimler yapabiliyorsa Cumhuriyetçi bir anlayışla eski okul binalarının bakımı ve restorasyonunu sağlayarak bu ypıları köyün belleği olacak şekilde düzenlemeli, taşımalı eğitim yapan çocuklara hafta sonlarında dernek üyesi emekli öğretmenler ve atanamayan öğretmenlerle köydeki bu mekanlarda eğitim, sanat, kültür desteği-ortamı sağlamalıdır..Yeniden yapılandırılan bu eski okul mekanlarının, pilot uygulamalar yapılarak aydınlanma okulu gibi çalışması sağlanabilir.
Cumhuriyet Köyü için Öneriler
Cumhuriyet Köyü arayışı ile kırsalda örnek tarım, hayvancılık, eğitim, kültür ve sanat ortamları yaratmak için bir yapılanmanın hedeflenildiğini düşünüyorum. Buna benzer yapılanmaları İzmir-Bademler Kooperatifi, ve Selçuk, Bodrum, Sarıyer Belediyesi çalışmalarında görebilmekteyiz. Bu amaçla neler yapılabilir:
1)Cumhuriyet Köyü için kırsalda geniş bir arazide tasarımı mimarlar tarafından yapılmış doğayla uyumlu, prefabrik yapılar oluşturulmalı. Bu tasarımda aynı zamanda bu mekanın "yaz okulu" gibi değerlendirilebileceği gözönüne alınmalıdır.
2)Bu tasarımda, hedef kitle olarak köy sakinleri, çocuklar ve doğa-çevre duyarlılığını geliştirebilmek amacıyla kentlerde eğitim gören öğrenciler olmalıdır.
3)Bu tasarımda ilgili köyde ve çevre köy sakinlerinin ürettiklerinin sergilendiği, satışının yapıldığı bir kooperetif çalışması üretilebilir.
4)Tasarımda öğrenciler için işlikler, atölyeler olmalıdır. Köy kadınları için beceri kursları, söyleşiler yapılacak olanaklar yaratılmalıdır.
5)Bu tasarımda en az 200 kişilik amfi tiyatro şeklinde bir alan oluşturularak köyün ve okulun etkinlikleri için planlanmalıdır. Amfi tiyatro bu toprakların kadim kültürünü temsil eder. Konuşmak, tartışmak ve demokrasi kültürünü içselleştirmek anlamında önemli kazanımlar üretecektir.
6)Tasarımda resim-müzik gibi sanat alanları için sanat atölyeleri kurulmalı, Cumhuriyet köyünün bigisayar laboratuvarı ve bir kütüphanesi olmalıdır.
7)Eğer yerel yönetimin ekonomik koşulları yeterliyse yaz aylarında kentlerde okuyan orta öğretim öğrencilerinin, çok farklı alanlarda etkinlikler ve kazanımlar üretmesi amacıyla yaz okulları açılmalıdır. Yaz okullarında öğrencilerin kültürel etkinlikler dışında toprak ve üretimle ilişkilerini zenginleştirecek örnek çalışmalar yapılabilir. Yaz okulları öğrencilere dayanışma, kollektif yaşam, ekoloji, empati ve üretim kazanımlarını vermeyi amaçlamalıdır.
8)Cumhuriyet Okulunda doğayı beraber paylaştığımız canlıların da var olması ve onlar için de yaşam alanları üretilmelidir.
9) Cumhuriyet Köyü, ulusal bayramların merkezi olmalı.
10) Cumhuriyet Köyü projesinde emekli öğretmenler, atanamayan öğretmenler görev yapabilir, öğretmen sendikaları ve eğitim örgütleriyle işbirliği yapılmalıdır.
Hayat ve üretim hayal etmekle başlar. Balıkesir Belediyesinin Cumhuriyet Köyü projesi iyi planlanarak , geliştiribilecek özgün bir çalışmaya dönüştürülebilir. Önceki İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer'in İkinci Yüzyılın Köy Enstitüleri olarak adlandırdığı yarım kalan "Tarım Lisesi" projesi de özgün bir çalışmaydı. Unutulmamalıdır ki tüm bu arayışlar akıl ve bilimin rehberliğinde insan özgürlüğünü, üretkenliğini, yaratıcılığını geliştirmeyi hedeflemelidir. Son bir önerim yerel yönetim yöneticilerine. Bu projeninin hayata geçmesi için Balıkesir'de sistematik, yeni düşünceler üretmek ve bu projenin içini doldurmak için konuyla ilgili uzmanların katıldığı iki veya üç oturumluk bir çalıştay yapılmalıdır.
Ülkenin demokratik hukuk devleti anlayışından hızla uzaklaştığı, ekomik sorunların halkımızı bunalttığı, laik demokratik eğitimin tümüyle örselendiği, Cumhuriyetin tüm kazanımlarını yitirmekte olduğumuz günlerde Balıkesir Büyükşehir Belediyesinin Cumhuriyet Köyü projesinin içi doldurularak hayata geçirmesi dileklerimle.