Zaman hızla akıyor. 31 Aralık 2018 akşamı yeni bir yıla merhaba dedik. Yeni yıl, yaşamımızdan bir yılın eksilmesine rağmen her daim yeni umutlar, yeni arayışlar demektir. Yarattığı algı hep yeni bir başlangıçtır.
2019 yılına yeni bir kitap hazırlığı ile girdik. 2003 yılında Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği (YKKED) yayın organı “Yeniden İmece” dergisi ile yazma maceramız başlamıştı. 2006 yılında da memleketimde yayınlanmaya başlayan Kavaklıdere ve Yatağan Demeç gazetelerinde haftalık köşe yazılarına başladım. 2006-2009 yılları arasında yazdığım yazıları “Demeçli Yazılar” adıyla 2009 yılında Anıl Ofsette kitaplaştırmıştım. 2009-2012 yılları arasındaki yazılarımı da 2012 yılında “Memleket Yazıları”adıyla YKKED yayınlarından yayınlamıştım. Değişik kitaplarda yazdığım kitap bölüm yazılarını ve söyleşileri de 2014 yılında yine YKKED yayınlarından “Aydınlanma Yazıları” adıyla yayınladım. Bu kitaplar, ulusal basında ve yerel gazetelerde her hafta yazdığım yazılardan oluştu. Bu yazılarda ülkedeki, eğitim-kültür iklimi, öğretmen yetiştirme, eğitimde nitelik, eğitimde dinselleştirme-piyasalaştırma, dernek çalışmaları, aydınlanma buluşmaları, aydınlanma dünyamıza damgasını vurmuş kültür insanları, çevre sorunları, ülkedeki siyasi iklim ve memleketim Kavaklıdere’ye dair yazılar öne çıkıyordu. Bu kitaplar aynı zamanda YKKED tarihini, Köy Enstitülerini ve aydınlanma tarihimizi merak eden okurlar için kaynak yapıtlar olmuşlardı.
Eylül 2018’de arşivime baktığımda 2012 yılından beri yayınlanan köşe yazılarımın sayısı yaklaşık 250 olmuştu. Yazılar; Milas Önder, Yatağan Demeç, Bodrum Yarımada, Muğla Devrim, Fethiye Haber gazetelerinde ve Adabelen dergilerinde yayınlanmış. Çok sayıdaki yazılardan bir seçki yaparak 2019 Ocak ayında “Tanıklık Yazıları” adıyla yayınlamayı tasarladım. 2012-2018 yılları Türkiye tarihinde göreceli gerilemelerin yaşandığı bir dönemin adıdır. Cumhuriyetin pek çok kazanımının örselendiği, eğitimin dibe vurduğu, laik, demokratik, bilimsel eğitimden vazgeçilen, demokratik parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçilen, demokratik hukuk devleti çizgisinden uzaklaşılan, tam bir parti devletinin hayata geçtiği dönemin adıdır. Bu dönemdeki gerilemeler, kitapta çoğu zaman ulusal ve uluslararası verilerle değerlendiriliyor. Ne yapmalı tartışılıyor, öneriler geliştiriliyor. Bu dönemin tanıklığını kitaplaştırmayı aydın sorumluluğuyla önemli buldum. Bu dönem ileriki yıllarda pek çok araştırmacı tarafından ilgiyle araştırılacak ve bu dönüşümü anlamaya çalışacaklardır. Kitap bu anlamda değerli bir tanıklığı içermektedir.
Yazma eylemi insanı geliştiren bir süreç. Temel bilimlerle uğraşan birisi olarak edebiyatçı olmak gibi bir iddiam hiç olmadı. Olayları, süreçleri verilerle nesnel bir bakışla değerlendirmek, yorumlamak ve toplumsal faydaya dönüştürme amaçlı öneriler geliştirmek hep temel amacım oldu. “Demeçli Yazılar” kitabının önsözünü iki yıl önce kaybettiğimiz Sayın Dr. Engin Tonguç yazmıştı. Sayın Tonguç sunuş yazısında “Aslında fen bilimleriyle uğraşanlar çoğu kez konuşmada, yazmada biraz tutukturlar. Ama ben Kocabaş’ın toplantılarda, törenlerde, panellerdeki konuşmalarının rahatlığına, akıcılığına, tutarlılığına her zaman imrenmiş biri olarak onu bu genellemenin dışında tutarım. Yazılar, sağlam bir mantık dokusunun yanı sıra, o yöreye özgü bir sıcaklık, sevecenlik, insancıllık ile örülmüş… Sevgili Kemal Bey Kardeşim, bu yazılar için mütavazi yazılar demekle kendisine haksızlık etmiş. Bu yazılar, usta işi yazılar. Onun çok önemli ve değerli uğraşılarının yanında, yazı yazmayı hiç bırakmamasını, sürekli, yazmasını diliyorum, kendisini kutluyorum. Eline, kafana sağlık Kemal Bey kardeş”. 31 Aralık 2017’de Soma’da kaybettiğimiz Dr. Engin Tonguç sağolsun bizleri bu ifadelerle yüreklendirmişti. 2009 yılında arkadaşımız Prof.Dr. Binnur Yeşilyaprak’a “Demeçli Yazılar” kitabını iletmiştim. Bana 18 Eylül 2009 tarihinde ilettiği elektronik postada kitap için teşekkür ederken kitaba yönelik olarak da “Üretkenliğinizi, çalışma azminize ve bitmeyen enerjinize hayranım. Sizi yürekten kutluyorum. Kitap dünden beri elimde, okuyor ve inceliyorum. Fotoğraflarla hem belgesel nitelikte, hem de güncel sorunları değerlendirmesiyle bugünü de, hem de geleceğe yönelik önerileriyle yazılar, okuyucuya çok zengin açılımlar sağlıyor. Yüreğinize, beyninize, emeğinize sağlık” ifadeleriyle geri dönüt veriyordu. Yazmayı yüreklendiren bu geri dönütler yazma eylemimizi daha da hızlandırdı ve sırayla “Adabelen Işığı, Ortaklar Köy Enstitüsü 70 Yaşında, Kızılçullu Köy Enstitülü Yıllar, Beşikdüzü Aydınlığı” gibi pek çok kitabımın okurlarla buluşmasını sağladı. Tüm bu kitaplar, enstitü kültürel mirasını topluma sunuyordu, ülkenin ürettiği aydınlık bir gerçeklik gün ışığına çıkıyordu.
Bu kitabı ailemizin yeni bireyi, torunum Sevgili Nehir’e armağan etmek istiyorum. 1 Haziran 2017’de Eindhoven’da yaşama merhaba diyen Nehrim’i “Hoş Geldin Nehir ” şiiriyle ve aşağıdaki dizelerle selamlamıştım: “Yıl 2017, Haziranın Biri/Hava sıcak, trafik yoğun/İzmir yolundayım, kulağım telefonda/Hayata merhaba demenin haberini /Nehir kızımı bekliyorum… Ve telefonlar çaldı/Aramıza geldiğini öğrendim/Durdum, düşündüm, oh dedim/Haykırdım sevgi ve özlemle/ Seni ve anneni selamladım güzel kızım/Hoş geldin bebeğim, aramıza hoş geldin/Bize sevinçler, umutlar getirdin/Yoğun hayatımıza ışık oldun, çiçek oldun/ Yaşamın hep güzelliklerle dolu olsun/Şiir gibi aksın, nehirler gibi çağlasın…” Dilerim Nehir’in yaşamında da hep şiir ve edebiyat yer alır.
Yazıların toplanması imecesinde Yatağan Demeç gazetesinden Fatma Çadır kardeşim katkı verdi, kitabın dizgisi ve tasarımını arkadaşımız Rıfat Güler, yazıların düzeltisini ve tekrar okunmasını sekiz yıl dernekte birlikte çalıştığımız arkadaşımız Selma Altınören yaptı. Arkadaşlarıma katkı ve emekleri için teşekkür ediyorum.
“2012-2018 Türkiye’ye Dair Tanıklık Yazıları” adlı kitabımın 2019’un ilk aylarında eğitim ve kültür dünyamıza armağan etmekten onur duymaktayım. Bu kitabın ülkemizin aydınlık geleceğine dair arayışları olan herkes için bir kaynak kitap ve bellek olmasını diliyorum. Saygılarımla…