"Batılı Olmak" Ne Demektir !?

 

                "Batılı Olmak" Ne Demektir !?

Kurtarıcımız ve kurucumuz olan Yüce Atatürk, 29 Ekim 1923 tarihinde artık "Osmanlıya" son verip, 'Cumhuriyet'i ilân ederken, bu yeni ülke insanlarının artık yüzünü 'Batıya (Avrupa'ya)' çevirip, yenilikçi ve çağdaş gelişmelere ayak uydurarak, gelişen dünyada saygın ve güçlü bir devlet olarak yer almamız için çok çalışmış, ölürken vasiyetinde de bunu belirtmiştir!..

Osmanlı döneminde, 1789 Fransız Devrimi'nden sonra yönetimde bulunan gerici ve örümcek kafalı insanları yüzünden, taa 1450 yılında icat edilen 'Matbaa' bile, Osmanlı topraklarına 1726 yılında İbrahim Müteferrika sayesinde gelebilmiştir!.. Aradan geçen bu 274 yıl boyunca Osmanlı yerinde sayarken, Avrupalılar bilgi-kültür-teknolojik icatlar-gemicilik-keşifler ve ticarette çok ileri gittiler!.. Yeni topraklar, adalar ve kıtalar bularak, oranın bakîr madenlerine, ormanlarına, hayvanlarına el koyarak; oralarda  esir ettikleri yerli halkı karın tokluğuna çalıştırarak, sarhoş ederek, onların genç ve güzel kızlarını-oğlanlarını gemilerle götürüp, esir pazarlarında çiftlik sahiplerine satarak çok zenginleştiler!.. Bu zenginlik, yeni ve çok tesirli silâhların icat edilmesiyle, ordularını da çok güçlü ve yenilmez hale getirmişti!.. Osmanlı ise; dünyadan bihaber, hazırcı-torpilli-cahil yöneticiler yüzünden her birimde geri kalmış, bütün iç ve dış savaşlarda yenilir ve toprak kaybeder olmuştu!..

Çok güçlü hale gelen Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Ege'deki Girit ve Mora adalarına yerleşmeye başlamıştı... Bu durum Avrupalıların işine gelmiyordu; İngiltere, Rusya ve Fransa bir olup, 'Yunanistan'a Özerklik Vermek' bahanesiyle 'Londra Antlaşması' imzaladılar... Sonra bu üç devletin Akdeniz'de bulunan dononmaları birleşip, bu iki ada etrafını çevirdiler, Osmanlı ve Mısır donanmalarını 'Navarin'de 1827 yılında toptan imha ettiler!.. Olaya çok kızan Padişah II. Mahmut, hemen Rusya'ya savaş açtı, ama her cephede Ruslara yenildiler!..

Bence bu gelişmelerin bizim aleyhimize en çok zarar vereni şu olmuştu: 1878 yılında, 34'üncü Padişah II. Abdülhamit döneminde, bizim için büyük yıkım olan "Berlin Antlaşması" imzalanmıştı!.. Bu antlaşmayla elimizden Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Sırbistan, Karadağ, Bosna-Hersek alındı!.. Doğu'da Kars, Ardahan ve Batum da Rusya'ya verildi, ayrıca Ruslara savaş tazminatı ödeyecektik!.. İngilizler Kıbrıs'a üs kurarak yerleşti... Artık Osmanlı, Batı'nın şamaroğlanı olmuştu!..

Aynı dönemlerde yaşayan Avrupanın ünlü yazar ve şairleri Fransız Victor Hugo ve İngiliz Lord Byron, çok azılı birer 'Türk Düşmanı' kesildiler!.. Bu olaylar üzerine Hugo; "Fransa savaşırsa, dönmek zorundadır senin yazgın/ Fransa'nın öç alan elleri/ Güvenilirdir/ Hellas sevin, iyisin/ Kucaklasın Byron'ın ve Homer'in ülkesi/ Şarkılarıyla bacısını, anasını ve bizi/ Çok güzeldin, derin acılar çektin!.." diyordu... Bir başka şiirinde  Osmanlı için; "Teselli et kendini; kırıldı erki cellâdın/ Hellas özgürsün artık/ Avrupa paramparça etti zalimliği!.." diyordu... Bazı şiirlerinde Türkler için; "Türk artıkları, artık kentleri yakıp-yıkamayacaktır/ Yunan halkının gırtlağına basamayacaktır/ Çünkü Türk cellâtlar yenilmiş/ Ölmekte olan Hellas kurtulmuştur!.." diyordu... İngiliz Lord Byron ise, zati doğuştan bir Türk düşmanı, Yunan hayranıydı!.. Sanatları dışında, ben kendilerini hiç sevmedim, sevemedim!..

DOĞU'da ise, Çin'den başka yüzüne bakılacak ülke mi vardı? Onlar da, düne kadar her şeyi icat ediyor, ama kısa sürede geliştirip, üretemiyor, emeklerini başkalarına kaptırıyorlardı!..

Ama Atatürk'ün ve bizim söylediğimiz "Yönünüzü BATI'ya Çeviriniz" sözüyle, 'aynen onlar gibi sömürücü olun, onların yaptıklarını yapın' demiyoruz ki!.. "Çağın gereği olan bilgileri öğreniniz, yarattıkları teknolojilerden yararlanıp, onlardan daha ileri gidin; ama tarihten gelen ve sadece Türklere özgü olan çok saygıdeğer gelenek ve göreneklerimizi de aynen sürdürünüz" diyoruz... İşte bunlardan birkaçı: "Komşunuz açken, siz tok yatmayınız... Kul hakkı yemeyiniz... Büyüklere saygıda kusur etmeyiniz.. Aile bağlarını asla koparmayınız, çünkü her ağaç köküne muhtaçtır!.." gibi...                   Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI