'YAVUZ SULTAN SELİM' ZAMANINDA HAZİNEDE PARA BİTİNCE?..

 

      'YAVUZ SULTAN SELİM' ZAMANINDA HAZİNEDE PARA BİTİNCE?..

II. Bayezit'in oğlu olan Yavuz Sultan Selim, 1512 yılında Padişah olduğunda 46 yaşında ve Osmanlının dokuzuncu padişahıydı... 1520 yılında sırtında çıkan 'Şark Çıbanı' yüzünden öldüğünde 54 yaşında ve sadece 8 yıllık padişahlık yapmıştı... Ancak, bu 8 yılı çok büyük başarılarla geçmiş, Osmanlıyı (Avrupa-Asya-Afrika) 3 kıtada en güçlü devlet haline getirmiş, 'Halifeliği' de Osmanlı Padişahlarına kazandırmıştı... Geride bir erkek, 4 de kız olmak üzere, 5 evlât bırakmış, yerine de tahta, tek erkek evlâdı Kanunî Sultan Süleyman geçmişti...

1516 yılında Güney'deki gelişmelerden ötürü Yavuz Selim, Mısır ve civarına bir sefer yapmaya karar verdi!.. 40 Bin kişilik bir orduyu Hadım Sinan Paşa emrinde Fırat Nehri boylarına gönderdi, İran'dan gelebilecek tehlikeyi böylece önlemeyi düşündü... Mısır üzerine yürüyüp, Memlûklü Sultanlığına son vermeyi kafasına koymuştu!.. Hızla Suriye üzerine yürüdü, donanma da denizden dolaştı... Memlûk Sultanı Kansu Gavri ile 'Mercidabık'ta karşılaştı, 24 Ağustos 1516'da Yavuz Sultan Selim büyük bir zafer kazanarak, Halep, Şam ve Suriye'yi ele geçirdi, Kansu Gavri üzüntüsünden felç olup, bu savaşta öldü... Memlûk Sultanlığına oğlu 'Tomanbay' geldi... Yavuz Selim, Mısır üzerine yürümeden biraz bekledi, çünkü para sıkıntısı başlamıştı!..

Kaynak bulunması için çareler aranırken Osmanlı Deftardarı, Padişah Yavuz Sultan Selim'e bir mektup yazıp; "Hünkârım, hazine için önümüze bir fırsat çıktı!.. Şam'da bulunan Çerkez Emirlerinden biri vefat etti, bu adam çok zengin ve geride de altı aylık bir oğlu kaldı!.. Çocuğu katledip, tüm nakit parasının da hazinemize aktarılması için fermanınızı bekliyorum!.." demez mi?

Evet, Yavuz Selim çok sert, gözünü budaktan sakınmayan, en küçük hatada hemen adamlarının boynunu vurduran bir Padişahtı ama; o da bir aile babasıydı, onun da evlâtları vardı, üstelik adalate olan inancı çok yüksekti!.. Daha 6 aylık bir çocuğu nasıl katlettirip de, babasının malına mülküne çökecekti? Müslüman olan Osmanlıya bu eşkıyalık yakışır mıydı!? Çok kızan Yavuz Sultan Selim, hemen aynı mektubun altına bir not yazıp, Şam'daki ordu komutanına gönderdi, notunda diyordu ki; "Vefat eden Çerkez Emire rahmet, malına mülküne bereket, kundaktaki oğluna afiyet, bu mektubu yazan gammaza (Defterdara) lânet!.." diyordu... Tabii, Yavuz Selim'in ordu komutanı hemen meseleyi anlayıp, o Defterdarı yakalayarak, herkesin gözü önünde kellesini keserek cezasını vermişti!..

Tarihi sürekli ve merakla okuyan biri olarak hep düşünmüşümdür: "Evet, çoğu insanlarımız verdiği sözleri tutamadığı için Yavuz Sultan Selim'i pek sevmezler ama, onun zamanındaki şartları ve gelişmeleri düşünerek, ben o kadar da kendisine kızamıyorum!.. Bu hızlı karar alan, her kararını hemen ve olanca serilikte uygulayan, hep devletin ve milletin menfaatlerini en önce düşünen bir Padişahtı!.. Eğer bu büyüğümüz sadece sekiz sene değil de, diğerleri gibi 18 veya 28 sene Padişahlık yapsaydı var ya, bugün biz Türklerin bileğini bükecek devlet karşımıza çıkamazdı!.. 8 yıllık padişahlığında tam 12 Sadrazam kafası kestirmiş, devlette tam disiplin ve ciddiyeti sağlamıştı!.. Son Sadrazamı Pirî Mehmet Paşa bunu düşünerek, hasta yatan Padişah Yavuz'a gidip; "Sultanım, nasılsa benim de kellemi vuracaksınız, bir an önce şu işi yapın da, ben de her gün kötü rüyalar görmekten kurtulayım" deyince, Yavuz Selim kahkahalarla gülmüş; "Ahh, benim isteğim de budur da, yerine geçecek adam bulamıyorum, yoksa çoktaaannn..." deyip, onu son güldüren bu Sadrazamı olmuştu...

Bugün de bu yazıya gidecek şiir, olsa olsa Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Fikr-i Sabit" şiiri olur:

"Ne bileyim ben/ Kimdi Amerika'yı keşfeden/ Ne eder beş kere beş/ Güneyden mi, Kuzeyden mi doğar güneş/ Kaçıncı Padişahtı Yavuz/ Aylardan Nisan mı, Temmuz mu/ Ne bileyim Turnalar nereye gider/ Şeftali ne zaman erer/ Bahçemde gül açmış, ya karanfil?/ Umurumda değil/ Sabahlara dek kadeh elde/ Aklım fikrim o güzelde!.."               Sakin KOŞAR...  

YAZARIN DİĞER YAZILARI