A N D I M I Z !?

A N D I M I Z !?

1969 Eylül ayı 'Eğitim-Öğretim Yılı' itibarıyla göreve başlayıp, çoğu yılım idarecikle geçmiş olmasına rağmen, 17 Ekim 1995 tarihinde emekli olduğum 'Öğretmenlik' mesleğim süresinde, sevgili öğrencilerime her sabah kaç defa aynı şevk ve heyecanla "Andımız"ı söylettiğimin sayısını bilemiyorum!? Ama üç yıl öncesine geldiğimizde, bu tarihi Andımızdan ne acıdır ki, çok rahatsız olanları görmeye başladık!.

Ne diyordu 'Andımız' ve onu yazan tarihi büyüklerimizden Dr. Reşit Galip büyüğümüz; "Türküm, doğruyum, çalışkanım, İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir!.. Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir!.. Eyy büyük Atatürk; açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim!.. Varlığım, Türk varlığına armağan olsun!.. Ne Mutlu Türküm Diyene!.."

Zamanın Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), işte bu Andımız'ı okullarda 2013 yılında bir yönetmelik ile yasaklamıştı... Danıştay'a dava açıldı, 8. Daire 2018 yılında bu yönetmeliği iptal etti, MEB yine bu karara itiraz etti!.. Konu, 'Danıştay Dava Daireleri Kurulu'na gitti, esas şaşkınlık da burada yaşandı!.. Bu Kurul, yapılan son itiraz üzerine Andımız Davası'nı gündemine aldı, ancak görüşme ve karar için tam üç yıldır beklendi!.. Kurulun 7 üyesi değişip de, iktidardan yana çoğunluk sağlanınca, işte bu kaldırma kararı verildi!..  Bu karar üzerine Yargıtay Onursal Üyesi sayın Ali Suat Ertosun ile sayın Eğitim-Sen Genel Başkanı Talıp Geylan da, hemen Anayasa Mahkemesi'ne gidip, bu kararın iptalini istediler!.. Olan biten bundan ibarettir!.. 

Yani, tam 87 yıldır bütün okullarımızda her sabah söylenen bu Andımız'ın sözleri içinde; Türk olan, bu toprakların çocuğu olan, bu ülkenin tarihi büyükleri sayesinde bugünlere gelen ve onların makamlarına oturanlar; bu sözlerin hangisinden rahatsız oldular da, okullarımızda yapılacak dünya kadar iş varken, niuye bu 'Andımız' ile uğraşıyorlar!?

Biliyorsunuz, Andımız'a ilk karşı çıkan, çocuk katili terörist APO idi!.. Sonra karşı çıkanlar 'Türküm' demekten mi utanıyorlar!? 'Doğruyum' demekten mi çekiniyorlar!? 'Çalışkan' olamadıklarını mı hazmedemiyorlar!? 'Küçüklerini koruyup, büyüklerini saymak' mı istemiyorlar!? 'Yurdunu ve milletini' özünden sevemiyorlar mı!? Bu ülkenin 'yükselmesini, ileri gitmesini' mi istemiyorlar!? Yoksa bunlara 'Atatürk yolunda' yürümek mi zor geliyor!? "Ne Mutlu Türküm Diyene" sözü bir yerlerine mi batıyor!? Eğer böyle değilse, (örneğin herkese aşı bulmak gibi) yapacakları bir sürü iş varken, neden bu milletin 87 yıllık Andı ile uğraşıyorlar acaba? Birilerine sözleri mi vardı, ne !?

Hemen 16 Mart 2021 günkü gazete manşetlerine bir bakalım: "MHP Lideri Bahçeli Danıştay'a Sert Çıktı!.. Öğrenci Andı Kararı, Pimi Çekilmiş Bir Bombadır!.. Danıştay Bu Kararından Dönmelidir!.." şeklindeydi... Aynı gazetelelerde MHP MYK üyesi sayın Ferhat Doğan; "Andımız, yeminimizdir!.. Ebediyen bakidir!.. Gün gelir daha gür okunur!" derken, MHP'li eski Bakan sayın Faruk Bal ise; "Yasak kararını bir türlü içime sindiremiyorum!" diyordu... Bazı gazetelerde de, CHP Lideri sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun 01 Kasım 2018 tarihinde Danıştay kararı üzerine söylediği; "Andımızın kaldırılması konusunda Danıştay Genel kurulu'nda, sayın Erdoğan'ın istediği şekilde karar çıkacaktır, bunu yazın bir kenara" dediği söze yer verilmişti...

Peki, bu kararlar alınırken, itiraz edilirken ve Danıştay üyeleri değiştirilirken, bu sayın MHP yöneticileri burada değiller miydi? İktidarın yaptıklarını bilmiyorlar mıydı? Biliyorlar idiyse, şimdiye kadar her konuda niye onlara destek çıkmışlardır!? Böyle bir karar ya doğrudur, ya da yanlıştır!.. Şimdi bu karar üzerine söyledikleriyle, yaptıkları örtüşüyor mu Allahaşkına!?               Sakin KOŞAR...

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI