BİR KİŞİ, 'ÜÇ KEZ CUMHURBAŞKANI' SEÇİLEBİLİR Mİ !?

 

            BİR KİŞİ, 'ÜÇ KEZ CUMHURBAŞKANI' SEÇİLEBİLİR Mİ !?

Uzun zamandır sanki bizim daha başka önemli işlerimiz yokmuş gibi, başlıktaki konu ısıtılıp ısıtılıp önümüze konuluyor, herkes bu tartışmanın bir tarafında yerini alıyor!.. Bugüne kadar fikir ve görüşlerini açıklayan tüm ünlü Anayasa Profesörleri, mevcut Anayasamıza göre bunun mümkün olmadığını, 101'inci maddede açık ve net şekilde; "Bir kişi en fazla iki kez Cumhurbaşkanı seçilir!" yazdığını söylediler.

Ben hukukçu değilim, biliyorsunuz ki bendeniz büyüklerimizin böyle önemli işlerine de asla karışmam, sadece olayların sonuçları görününce yorumlar yaparım. TV'lerde, basında, iş yeri ve kahve köşelerinde hep bu konunun tartışıldığı bir zamanda, her zaman yaptığım gibi, bu önemli meseleyi de bizim Osman Usta ve çok gazete okuyan Abuzittin'e sordum. İkisi de, kendilerini başka bir dinleyen var mı diye etrafı kolaçan ettikten sonra net konuştular: "Hayır kardeşim, bu Anayasa'ya göre üç kez aday olmak mümkün değil!.." dediler.

Birçok muhalif siyasetçi de; "2017 referandumu sonrası yenilenen Anayasa'daki, bu 101'inci madde gözden kaçmış!.. Madem mevcut Anayasa böyle diyor, o halde üçüncü defa adaylık, yasalara aykırı olur!..Haa, YSK bunu kabul ederse, YSK da Anayasal suç işlemiş olur ve seçim sonrası bu karardan yargılanırlar" diyorlardı.

Şimdi gelin de bu işin içinden çıkın bakalım!.. Bizim anlayamadığımız ise; "Bu yasalar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları uysunlar diye mi çıkarıldı, yoksa bunlardan birileri bir gedik açıp da, herkes işine geldiği gibi yorumlayıp, işine geldiği gibi hareket etsin" diye mi çıkarıldı!? Bu ülkenin kurtarıcısı ve kurucusu M. Kemal Atatürk ne diyordu: "Her Türk yurttaşı, hatta Cumhurreisi dahi, mevcut kanunlara uymak mecburiyetindedir!" diyordu değil mi?

Yakında sandıklar önünüze gelecek, vatandaş olarak kimi seviyorsanız, kime güveniyorsanız, kimin bu işe daha uygun olduğunu düşünüyorsanız, oyunuzu da ona vereceksiniz!.. Sandık yolunda da tabii ki iyice düşüneceksiniz; "Ülkenin hal ve gidişi nasıl, siz bundan memnun musunuz, değil misiniz?" Bunları ölçüp-tartarak oylarınızı vereceksiniz!.. Yani, sonuçta tek patron sizlersiniz!.. Bu tartışmaları da kökünden bitirecek, cümle sonuna nihai noktayı koyacak sizlersiniz!.. Bu yüzden herkes sandıklara mutlaka gitmeli, verdikleri oylara da her zaman resmi sonuçlar açıklanana kadar sahip çıkmalıdırlar!.. İşte tam demokrasi de, ancak bu şekilde tesis edilmiş olur!..

Efendim; yine seçimin ucu göründü; "Yine adaylar çıkmaya başladılar meydane/ Uzaktan bakıyoruz da, hepsi birbirinden merdane/ Buldukları siyasi sloganlarla hepimizi ediyorlar deli-divane/Bakalım kimler sevinecek, kimler olacak pervane!?"

Daha önce de yazmıştım ya; 'Seçim' deyince benim aklıma hemen bizim bir köyümüzde yıllar önce yaşanan bir olay gelir: Küçük köyün 16 yıllık Muhtarı karşısına genç bir Nalbant aday olmuştu. Onun seçilemeyeceğini adı kadar emin olan mevcut Muhtar, her zamanki gibi kendinden emin şekilde akşam kafayı çekip, erkenden yatmış. Ertesi günü oyunu kullanıp, akşama kadar Muhtarlıkta sohbet etmiş. Sandıklar açılınca, yeni aday olan genç Nalbant seçimi kazanıp, eski Muhtardan 'Muhtarlık Mührünü teslim almaya gelince, olanlara inanamayan eski Muhtar diklenip, mührü vermemiş, öfkeyle cebindeki mührü yutup, üstüne de bir sade kahve içmiş. Olay Karakola haber edilmiş, eski Muhtarı gözaltına alan jandarmalar, ertesi günü sabaha kadar başında bekleyip, kakasını yapınca çıkan mührü kendisine bir güzel Arap sabunuyla yıkatıp, yeni Muhtara teslim etmişler, yeni Muhtar da; "Ben eski Muhtarın kıçından çıkan boklu mühürle muhtarlık yapmam" deyip, yeni mühür kazıtılana kadar görevine başlayamamıştı!..

Hani, bu durumun günümüz seçimleriyle bir alâkası filân yok ama, her defasında 'Seçim' denilince benim aklıma bu geliyor dostlar, doktorluk muyum, yoksa hocalık mıyım neyim, vallayi bilemiyorum!?                             Sakin KOŞAR.                                                       

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI