İŞTE GAZETECİLİK BUDUR !..
Hepinizin bildiği kaba-saba, herkese tepeden bakan, zengin şımarıklığını Başkanlık koltuğuna da taşımış olan Başkan Donald Trump, başta hiç ciddiye almadığı 'Coronavirüs' salgını sırasında, konuşma metninde yaptığı bir düzeltme nedeniyle, Amerika'nın gerçek gazetecilerine apansız yakalanıverdi!..
Bu son virüs salgını konusunda faturayı hep Çin'e kesen Başkan Trump, çok ciddi olarak "Irkçılık Yapıyor" eleştirilerine de kulak tıkayarak, hâlâ bildiği duaları okumaktan bir türlü vazgeçmiyor!.. Peki, bu durum onun hayrına olacak mı? Hiç sanmıyorum!..
Başkan Trump, 20 Mart akşamı gazetecilere açıklama yaparken, Washington Post Gazetesi'nin uyanık muhabiri 'Jabin Botsfoord' a fena yakalandı!.. Önündeki notların fotoğrafını çaktırmadan çeken muhabir, notlardaki "Coronavirüs" yazan bölümlerin üzerinin çizilip, Başkan Trump tarafından aynı yere "ÇİN VİRÜSÜ" diye yazdığını yakalayıp, bunu bütün dünyaya duyurdu!.. İşte gazetecilik budur!..
Coronavirüs salgını olayı başladı başlayalı, bütün TV'ler, haber kanalları, internet, gazeteler ve hatta dergilerde bile bu salgının haberlerinden geçilmez oldu!.. Herkes sıkıldı, bunaldı, bazıları bu tehlikeden ötürü ödleri koparken, bazılarının da çok tedbirsiz bir şekilde, sanki hiç bir şey yokmuş gibi davranmalarına şahit olduk!.. Bazıları ise; İngiltere Krallık Ailesinin, virüs kapmış Monako Prensi Albert'in, Kanada Başbakanının eşinin, bazı ünlü sanatçı ve sporcuların haberlerine tepki gösterdiler!.. Birçok insan; "Onlarınki can da, bizimkiler patlıcan mı?" filân demeye başladılar!..
Arkadaşlar, bu haberlerde taraf tutma diye bir şey yoktu... Şu baş belâsı virüsün gerçek yüzünü göstermek için, bizlerin daha dikkatli olmamız ve uyarılmamız için, her zaman ünlülerin haberleri öne çıkartılır, bu bir gazetecilik, habercilik örneğidir, bundan gocunmanın bir anlamı yoktur!.. Bizimkiler "10 gün önce, neden ve hangi İlde öldüler?" sorularını hâlâ soramazken, elin gazetecileri ünlü sporcu ve sanatçılarının, Başbakanlarının, Prens ve Krallarının isimlerini aynı günde kamuoylarıyla paylaştılar!.. Bugün 22 Mart 2020, hâlâ kimden ve neyi saklıyoruz, neden saklıyoruz, bir açıklama bile yapılmadı!..
Her insan değerlidir... Ama ezelden beri birçok insanın kadri-kıymeti bilinmedi, hâlâ da bilinmiyor... 17. Yüzyıl halk ozanlarımızdan "Karacaoğlan" bile, bundan takriben 400 yıl kadar önce ne diyordu:
"Nuh'un gemisine 'Yalan' diyenler/ Yelken açıp, yel kadrini ne bilir/ O Süleyman kuş dilini bilirdi/ Her Süleyman dil kadrini ne bilir?// Arap atlarında olur fırkalar/ Kimi sarhoş yürür, kimi ırgalar/ Gübreliğe inip-kalkan Kargalar/ Has bahçede gül kadrini ne bilir?// Karacaoğlan der ki; belim büküldü/ Ağzımın içinde dişim söküldü/ Nuh Nebi'nin haddesinden çekildi/ Saz çalmayan, tel kadrini ne bilir?" diyordu değil mi?
Ya 150 yıl kadar önce halk şairi Ruhsati ne diyordu:
"Bir vakte erdi ki bizim günümüz/ Yiğit belli değil, mert belli değil/ Herkes yarasına merhem arıyor/ Dava belli değil, dert belli değil!..// Fark eyledik ahir vaktin yettiğin/ Merhamet çekilip, göğe gittiğin/ Gücü yeten soyar, gücü yettiğin/ Koyun belli değil, kurt belli değil!?" diyordu değil mi?
Yıl 2020... Ülkemin Uğur Mumcuları, Abdi İpekçileri, Hasan Pulurları, Mustafa Ekmekçileri bugün yoklar!.. Birkaç gazetede bir avuç gerçek gazeteciyle doğruları öğrenebiliyorduk, onların da bazılarını içeri attılar!.. İnşallah bir gün bizim de Washington Post Gazetesi muhabiri Jabin Botsford gibi gazetecilerimiz olacak ve gerçekleri aynen ve zamanında öğreneceğiz... Sizleri bilemem, ama bir Yerel Gazeteci, bir Gazi Basını mensubu olarak ben bundan çok umutluyum!.. Sakin KOŞAR...