MUĞLA'MIN BÜTÜN ADAYLARINA BAŞARILAR DİLERİM !..
Önümüzdeki Mayıs ayında yine Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimi yapılacak ya? Sağcısıyla, Solcusuyla, Milliyetçisi ve Muhafazakâr partileriyle herkes yine seçim sath-ı mailine girdi ya? Kendine göre bir ışık gören birçok insanımız, bu partilerden Cumhurbaşkanı ve Milletvekili adayı oldular ya? Bendeniz ihtiyar yerel gazete köşe yazarı kulunuz olarak da; "Madem bu insanlarımız keselerinin ağızlarını açıp da, ellerini de taşın altına koydularsa, nereden olurlarsa olsunlar, kendilerine istisnasız olarak başarı dilemek de görevimizdir!" diye düşünenlerdenim?.. Bu sebeple, güzel İlim Muğla'dan aday olan bütün kardeşlerimize sabır, metanet ve başarılar diliyorum!..
Efendim, tabii ki bizim kurtarıcımız ve kurucumuz Atatürk'ten yadigâr kalan 'Gazi Meclisimizde' ne tür 'Vekillerimizi' görmek istediğimizi de belirtmeden geçemeyeceğim!.. Öncelikle, daha önce 'Kubilay Uygun' büyüğümüzde gördüğümüz, bir hafta içinde 7 parti değiştirme becerisi gösterecek Vekilleri orada istemiyoruz!.. Bundan önce gördüğümüz bazı futbolcu ve güreşçi kardeşlerimizin, o Yüce Meclis'te sadece 'adam dövdüklerini' görmüştük!.. Bazılarının bu rahat ceylan derisi koltuklara sadece 'uyumaya' geldiklerine şahit olmuştuk!.. Verilen yeni yasa önergelerini anlamadan dinleyen, sürekli cep telefonlarını tıklayıp, burunlarını karıştıran, yukarıdan gelen emirle bu önergelere "Evet" veya "Hayır" diye parmak kaldıranları da çok gördük!..
Bir Milletvekilinin ilk öncelikli görevi nedir? "Kanun koymak, değiştirmek, kaldırmak" tır!.. Sonra; "Bakanlar Kurulu'nu ve Bakanları denetlemek, bütçe tasarılarını görüşmek, ulusal güvenlik kararlarını vermek" tir!.. Bugüne kadar birçok Milletvekilinin 5 yıl boyunca bir tek kanun teklifi, önerge vermeyenlerle, yemin töreni dışında bir kez olsun kürsüde konuşmayanlarını çok gördük, basındaki haberlerden izledik!.. İyi de kardeşim, biz bu adamlara tam 10 tane memur maaşı kadar aylık ücretlerini ne diye ödüyoruz ki!? Kendine oy veren Milleti için 5 yıl kılını kıpırdatmayan insanların, o 'Gazi Meclis'te ne işleri olabilir ki!?
Zaman zaman hepimizin canını sıkan bazı olaylar yaşadık!.. Örneğin; bir Bakanımız, kendi aile şirketinin bozuk mallarını kendi Bakanlığına satmıştı. "Bu konu Meclisçe araştırılsın mı, araştırılmasın mı?" diye önerge verildiğinde, bu önergeye "Araştırılmasın!.." diye parmak kaldıranları bir daha o 'Gazi Meclis'te asla görmek istemiyoruz artık!..
Hele hele, çevre, sağlık, eğitim, doğa, çocuk ve kadın hakları ile ilgili konularda, çağdaş dünyanın aldığı kararlar dışında, bu hakları ve korunmalarını kısıtlayıcı çalışma yapan hiçbir siyasetçiyi de o Yüce Meclis çatısı altında görmeye asla tahammül etmeyeceğiz!.. Ne orada 'susam çuvalı' gibi oturan Vekiller istiyoruz, ne de birilerinin talimatıyla otomatik olarak kalkıp-inen parmaklar istiyoruz!.. Eğitimsiz, haktan, adaletten, çağdaş bilgi ve bilimden anlamayan Vekillerin oralarda ne işleri olabilir ki!? Artık hiç olmazsa bu kader seçiminde bunlara yine dikkat etmezsek eğer; "Eller Ay'a, Biz Yaya Gitmeye" devam ederiz, herkese önemle duyurula!.. Lütfen bu sefer biraz seçici olunuz, çünkü esas 'Patron' sizsiniz!..
Neyse. Bugün de size Orhan Veli'nin "Derdim Başka" eseriyle veda edelim bari:
"Sanma ki derdim güneşten ötürü/ Ne çıkar bahar geldiyse/ Bademler çiçek açtıysa/ Ucunda ölüm yok ya?/ Hoş, olsa da korkacak mıyım zaten/ Güneşle gelecek ölümden/ Ben ki her Nisan bir yaş daha genç/ Her bahar biraz daha âşığım/ Korkar mıyım?/ Ah dostum, derdim başka!..// Neden 'liman' deyince/ Hatırıma direkler gelir?/ Ve 'açık deniz' deyince, yelken?// 'Mart' deyince kedi/ 'Hak' deyince, işçi/ Ve neden ihtiyar değirmenci/ Allah'a inanır düşünmeden?// Ve rüzgârlı havalarda/ Yağmur niye iğri yağar?" Sakin KOŞAR.