ÜLKEMİZİN DEPREM GERÇEĞİ !?
Deprem (Zelzele); "Yer kabuğunun derin katmanlarının kırılıp yer değiştirmesi veya yanardağların lâv püskürtme durumuna geçmesi yüzünden oluşan sarsıntı, yer sarsıntısı, hareket, zelzele" demektir.
Bu bir doğa olayıdır, geçmişte olduğu gibi; Dünya var oldukça, merkezindeki lâvların soğuyup da, tamamen katılaşmasına ve kayalaşmasına kadar da, milyonlarca yıl bu durum devam edecektir!.. Dünyamız üzerinde gözle görülen 6 Kıta var; "Asya, Afrika, Avrupa, Amerika, Avustralya ve Antarktika." Bütün bu Kıtalar, yüzen ve sürüklenen birer 'dev batık gemiler' gibi, zaman zaman birbirlerine yaklaşıyor, zaman zaman da birbirlerinden uzaklaşıyorlar. Yıllar süren ve her yıl santimetrelerle yaklaşıp-uzaklaşan bu Kıtalar, sürekli yerkabuğu kırılmalarına, dünyamızın yeryüzü şekillerinin değişmesine neden oluyor.
Dünyamızın yerkabuğu yapısında, bilim insanlarının haritalarını çıkardıkları bir de "Fay Hatları" bulunuyor. Fransızca bir sözcük olan Fay; "Dünya üzerindeki kayaç kütlelerinin bir kırılma düzlemi boyunca yerlerinden kayması, hareketlenmesi, kırık" demektir. İşte bütün korktuğumuz, bizi öldüren, bizleri evlerimizden iş yerlerimizden eden depremler, kırılmalar, sarsıntılar, hep bu fay hatlarında meydana gelir.
Anadolu kara parçamız üzerinde Marmara'dan Kuzey Karadeniz'e ve Doğu Anadolu'ya doğru giden bir "Kuzey Anadolu Fay Hattı", Ege Denizi boyunca Güneye dik inen ve bizim Muğla-Eskihisar Köyümüzden başlayıp, Van İlimize kadar yatay şekilde giden bir de "Güney Anadolu Fay Hattı" vardır. En korkunç ve 7,5 ile 8,0'lik düzeye çıkabilen (Kara Kuşak Fay Hattı) depremleri hep buralarda meydana gelir. (Erzincan, Varto, Sakarya, Fethiye, Düzce, Gölcük depremlerini hatırlayınız.) Bugünkü Eskihisar'da kurulan Stratonikeai Antik Kenti ve de Turgut'taki Lagina Antik Kenti'nin 7'nin üzerindeki bir depremle yıkıldığı tarihçilerce tespit edilmiştir.
Anadolu kara parçasının sadece İç Anadolu'nun Konya, Aksaray, Nevşehir, Kırşehir ve Karaman İlleri civarı ile Güneydoğu Anadolu Bölgemizin Güney kesimlerinde tehlikeli fay hatları yoktur, olası depremlerde en risksiz yerleşim yerlerimiz buralarıdır.
Çoğu deprem uzmanımız; "Deprem öldürmez, çürük binalar, bilgisizlik ve tedbirsizlik öldürür!" derler ya? Bizim otuz kırk yılda bir gördüğümüz büyük depremleri, Japonlar üç-beş haftada bir yaşıyorlar!.. Bütün binalarını hareket edebilen kızaklar üzerine koyan bu akıllı insanlar, hiç de böyle depremlerden etkilenmiyorlar. Neden? Çünkü orada herkes bilgilenmiş, bilinçlenmiş ve her türlü tedbirlerini almışlar da ondan!..
Yıllar önce televizyonlarda, Japonya'daki bir büyük deprem sırasında, yüksek bir oteldeki insanların görüntüleri yayımlandı. Japonların hepsi binanın üst katlarına doğru kaçarken, dışarıdan gelen bazı yabancı uyruklu insanlar da aşağı doğru kaçarlarken görünüyorlardı. Sonra anlaşıldı ki, aşağı doğru kaçanların hepsi de meğerse bizim Türklermiş. Bu görüntü kimini güldürürken, kimini de derinden düşündürmüştü. Neden? Depreme karşı çok bilgisiz ve bilinçsiziz de, ondan tabii!..
Bakınız, Silivri'de bir deprem oldu; Kandilli Rasathanemiz bu depremin 6.0 büyüklüğünde, AFAD'ımız 5,8 büyüklüğünde, Avrupalılar ise 5,9 büyüklüğünde olduğunu açıkladılar. Kimi deprem uzmanımız bu depremin "Büyük İstanbul Depremini tetiklemez!" derken, kimi uzmanımız da "Tehlike kapıya geldi artık" dediler. Herkes bir korku, bir telaş içinde ne yapacağını bilemez halde, 20 yıldır toplanan 36 Milyar Dolarlık 'Deprem Vergilerine' ne olduğunu sorarken, hiçbir cep telefonu çalışamaz ve trafik de hemen kilitlenmiş halde, çocuklarımız bile okullarında mahsur kalmışken; oraya özel görevle gönderilen sayın Fuat Oktay büyüğümüz de; "Ne kadar sağlıklı bir sistem kurduğumuzu şimdi gördük!" demez mi?
Aha 'deprem gerçeği' budur!.. Aniden böyle geldiği zaman, zamanında tedbirini almamış olan bizim gibileri, işte bu hallere sokuverir!.. Sakin KOŞAR.