DÜN DE BUGÜN DE YARIN DA.
Yaşamımızda bazı kurallar ve ilkeli sözler vardır ki bunlar insanlığın ödediği ağır bedeller sonucunda tartışılmaz doğrular olarak kabul görmüşlerdir.
Bunlardan biri de : "Hukuk bir gün herkese lazım olur." Sözüdür.
Geçmişte; hukuksuzluğu yaratanlar, alet olanlar ve seyirci kalanlar. Kendileri hukuksuzlukla karşı karşıya kalıp feryat ettiklerinde; sesleri sağır duvarlara çarpıp yankı bulmuyorsa.
Hiç yakınmamalı. Sonuçlarına katlanmalı ve derin bir vicdan muhasebesine girişmelidirler.
RADYO, ÜZÜM VE JAPON
Japonya'da bir süre yaşayan arkadaşım, elektronik eşyanın ucuz, meyvelerin ise pahalı olduğunu gözlemler.
Bir gün Japon arkadaşına: "Ülkenizde iki kg. üzümün ederiyle bir radyo alınabiliyor. Ne kadar güzel." der.
Japon; arkadaşımı bir soruyla yanıtlar:
"Siz yılda kaç kg. radyo yersiniz?"
İŞTE PAZARLAMA
Anlatıyordu: "Hayatta destek alabileceğim kimseye sahip değildim. Güç bela bir 'elektrik tesisatı ustalık belgesi' almıştım. Kiraladığım küçük dükkâna, biraz malzeme koyabilmiştim ancak.
Tanıtım kartlarını dağıttıktan sonra, günlerce müşteri beklememe karşın, gelen giden yoktu.
Çok iş yapan işyerlerine yöneliyordu insanlar Benimse bir mobilet ve alet çantamdan başka yardımcım yoktu.
Sonunda bir gün telefonum çaldı, bir otelden onarım için arıyorlardı. Yanıtım:
'Efendim işlerimiz çok yoğun ama işten dönen ilk ekibi hemen size yönlendireceğim.'
Az sonra Mobilet'ime atladığım gibi otelin yolunu tutmuştum."
DİNCİLİK VE MİLLİYETÇİLİK
Dindarlık demiyorum. "dinci"lik nasıl getirisi olan bir şeyse.
Bir zamanlar milliyetçilik de getirisi olan bir şeydi. Milliyetçi görünenlerin bir bölümü "Komünizmle Mücadele Derneği" ne üye olurlar komünizmle sözde mücadele ederlerdi. Bunların içinde pek çok yoksul aile çocuğu da vardı.
Bulunduğum İlin Halk Kitaplığında "Atatürk Kitapları Sergisi" açılmıştı. Dolaşıyordum. Bir kitap: adı dikkatimi çekti:
"Sosyalizme Karşı Atatürk" olur ya. Az ötede "Komünizme Karşı Atatürk" eh buna da neyse. Biraz daha ileride "Marksizme Karşı Atatürk" bu kez kitapların iç sayfalarını incelemeye başlayınca.
Gördüm ki: Aynı yazar, aynı kitabı ayrı başlıklar altında devlet kitaplıklarına üç kez satmış.
ÖZGÜVEN SORUNU.
Bizim öğrenim gördüğümüz dönemde bize verilen öğütler içinde en önemlisi "el etek öpmemek" ti.
Cumhuriyet Türkiye'si bizleri, kula kulluk etmeyen onurlu yurttaşlar olarak yetiştirmek istiyordu.
Cumhuriyetin devrimci güçleri görmüşlerdi ki padişahın boyunduruğunda ezilen, batılılar karşısında özgüvensiz ve silik bir kişilik gösteren bir halkla bir yere gidilemez.
Bugün en önemli sorunlarımızdan biri ulusça ve bireysel olarak kişilik kazanmamız, kendimize güvenmemiz.
Onun içindir ki Ata'mız "Türk! övün, çalış. Güven." Demişti.
SİBER SAVAŞLAR
Çağımızda ülkeler arası savaşlar yavaş yavaş internet üzerine kayıyor. Düşman ülkenin "hacker"ları: ulusal savunma sisteminizi, devlet kurumlarınızı ulaşım ağınızı, bankalarınızı, şirketlerinizi hedef alıyorlar.
Saldırıya uğrayan ülkelerin sistemleri bir an çökebilir. Ülkedeki yaşam felç edilebilir.
Ülkeler "siber ordular" kuruyor böylece hem saldırı hem savunma sistemlerini geliştirip bu tür savaşlara hazırlanıyorlar.
Türkiye bu hazırlığın neresinde acaba?
TURGUT DERELİ