Gerçek sanatçı; devlete karşı halkın, patrona karşı işçinin, hukuk dışılığa karşı hukukun, ezene karşı ezilenin, yobazlığa karşı aydınlığın yanında yer alandır. Ancak halkın gözünde o zaman değer kazanır ve unutulmazlar arasına katılır. Dalkavuklar bir anda parlamış gibi görünürler ama sonunda mum alevi gibi söner giderler.
TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER.
Demokrat Parti'nin iktidarda olduğu 1950-1959 yılları arasında öğrenciydim. 1960'ta ise öğretmen. Bu dönemde: O günkü Anayasamızda bulunmayan... "Yasaların hukuka uygun olup olmadığını denetleyebilen bir Anayasa Mahkemesi" "Özerk TR-T" "Özerk Üniversite" "Bağımsız Yargı-Yargıç Güvencesi" "Memur güvencesi" "İdarenin tüm eylem ve işlemleri için vatandaşın yargıya başvurabilme hakkı" "Bütçe harcamalarının sayıştayca denetimi ve sonuçlarının TBMM'ne sunulması" "Orman suçlarının affedilmemesi" vb. gibi konular çok tartışıldı.
Demokrat Parti dönemi bu konuların derin tartışmaları içinde geçti. Ne var ki halk bu konuda oldukça bilinçlenmişti.
Bu sorunların çözüm yolları 1961 Anayasası içinde yer aldı. Aldı almasına da . Zamanla "Hürriyetler bol geliyor." "Özgürlükler ekonomik gelişmenin önünde olursa sorunlar katmerlenir." denilerek tüm bu alanlarda gıdım gıdım kısıtlamalar sınırlamalar getirilmeye başlandı ve geldik bu günlere...
Bana asıl acı veren gençlik yıllarında tartıştığımız ve bir sonuca varıldığına inandığımız konuların aradan geçen bu kadar yıldan sonra aynıyla tartışılır duruma gelmesi. Bu konuların geri dönülemez biçimde yeniden çözüleceği günleri bizler görebilecek miyiz emin değilim. Umarım sizler görürsünüz.
GÜNDEM
Bulunduğumuz ortamlarda ister istemez ülkenin gündemi konuşuluyor ve tartışılıyor. Son zamanların Önemli gündem maddeleri ne mi?
Anne-babası cezaevinde bulunan ve yakınları tarafından sözde bakıma alınan altı yaşındaki kız çocuğumuz bakımsızlık ve beslenme yetersizliği nedeniyle hayatını kaybediyor. Bir tarikat mensubu alt yaşındaki kızını, 29 yaşındaki bir müritle evlendiriyor. Zavallı çocukcağız yıllarca taciz ve tecavüze uğruyor şikâyeti yıllarca örtbas ediliyor. En sonunda bir gazeteci ve TV kanalı gündeme getirince ancak kamuoyu olaydan bilgi sahibi oluyor.
Konya'da Hayvan barınağında bir görevli, bakımından sorumlu olduğu köpeğin başına kürekle vurarak zavallıyı öldürüyor.
Göztepe Stadında Altay tribünlerinden Göztepe tribünlerine Havai fişek fırlatılıyor bir fişek taraftarın yüzüne geliyor ve Göztepeli taraftar ağır yaralanıyor. Göztepeli bir taraftar ise korner direğini kaptığı gibi Altay kalecisinin kafasında kırıyor futbolcuyu ağır yaralıyor.
Bir kasap yere yıktığı, ayaklarını bağladığı boğayı acı çektirmeden usulünce kesmek yerine başına balyozla defalarca vurarak öldürüyor.
Bir genç, yakaladığı sokak köpeğinin boğazına çöküyor boğmak isterken mahalleli elinden zor alıyor.
Yaşadıklarımız nedeniyle güçlükle ayakta duran vatandaşın bu kısa zaman diliminde aldığı haberlere bakar mısınız?
Sevgisiz bir toplum olma konusunda oldukça yol alındığı açıkça görünüyor. Düşündükçe ürpermemek elde değil, Politikacılar, bilim insanları, sivil toplum kuruluşları ve hepimiz takkeyi önümüze koyup bu ağır tabloyu değerlendirmek ve hızla çözüm yollarını üretmek zorundayız. Vakit çok geç olmadan.
ABD VE AB
Siz hiç AB'nin ABD'nin bir araya gelip şu ülke yoksulluk içinde kıvranıyor. Kalkınmasına yardım edelim, "Yazık bu insancıklara." dediğini duydunuz mu? Duymak ne demek hayal bile edemezsiniz.
İşleri, hedef seçtiği ülkede düşmanlar yaratıp "Demokrasi getireceğiz." diyerek başlarına bomba yağdırmak. Sonuçta kaynaklarına el koymak.
Harabeye dönen ülkelerinden kaçan ülke insanlarını da analarından doğduğuna pişman etmek. O zavallı insanların yükünü de bizim gibi ülkelere yıkmak.
Sorarsanız kendileri çok medeniler. Hadi canım sende.
BİR SENDİKACI TİPİ.
İşçilere: "Elbet haklarımızı verecekler. hakkımız olanı söke söke alacağız arkadaşlar... Bunlar bizi ne sanıyorlar? Sendikanız arkanızdadır, bize güvenin. Asla ödün vermeyeceğiz."
Patrona: "Beyefendi lütfen siz de biraz fedakârlık yapın. Yoksa nasıl sustururum ben bunları. içlerinde kışkırtıcılar var biliyorsunuz. tansiyon iyice yükseldi. Ben yatıştırmaya çalışıyorum ama sizden de bize yardımcı olmanızı bekliyoruz."
TURGUT DERELİ