SAKINCALI PİYADE-UĞUR MUMCU (2.BÖLÜM)
Uğur Mumcu, Türk gazeteciliğinde çok önemli bir yeri olan başarılı haber ve çalışmalara imza atmış yeri doldurulamayacak bir addır. O aynı zamanda onlarca kitap yazmış, bu kitaplarıyla çok sayıda ödül almış değerli bir yazarımızdır da.
Ne yazık ki onu 51 yaşındayken 24 Ocak 1993'te hain bir saldırı sonucu yitirdik.
Pek çok yazar ve aydınımızın zor zamanlar geçirdiği 12 Mart Muhtırası döneminde o da zulüm diyebileceğimiz hukuksuzluklardan payına düşeni aldı.
Aziz Nesin'in önsözünü yazdığı, çok ilgi çeken ve onlarca baskısı ile yüzbinlerce okura ulaşan SAKINCALI PİYADE adlı kitabını o dönemde yazdı.
Halkımızın Güler misin ağlar mısın, Muzaffer İzgü gibi yazarlarımızın Kara Mizah (Gülmece) batılıların trajikomik dediği yaşam öykülerinden oluşuyordu kitabın içeriği; büyük ilgi çekmesinin nedenlerinden biri de buydu.
İlk baskısı 1977 yılında yapılan yıllar önce okuduğum kitabı yeniden okudum ve geçenlerde İzmir- Karabağlar Atatürkçü Düşünce Derneğinde üyelere sundum.
Konuşmamın içeriği kitabı okurken aldığım notlardan oluşuyordu; kanımca ilgi çekti. O neden le siz okurlarımla da paylaşmak istedim.
13.Nihat Erim Devrim dergisini birçok kez ziyaret etmiş, kahvelerini içmiştir ama yönetimi döneminde Devrim basılmış, yöneticileri göz altına alınmıştır, hani kahvenin kırk yıl hatırı.
14.Cebeciden Tandoğan'a yürüyerek protesto yapılması Anayasayı çiğnemek sayılmıştı. Demirel artık yoktu ki "Yollar yürümekle aşınmaz." desin.
15. Mahkemeye tanık olarak gelen ülkücü gence sorulmuştu: Uğur Alacakaptan ve U. Mumcu Fakültede komünist olarak tanınırlar mıydı? "Evet efendim" demişti. Komünistliğimiz böylece kanıtlanmış oldu.
16.Bir hükümlü affa uğrarsa cezası tüm sonuçlarıyla birlikte affedildiği için tüm haklarını geri alıyordu. Beraat edenin ise böyle bir hakkı yoktu. Bir kez suçlanmıştı.
17. Cezaevi Müdürü Albay Mehmet Kemal Saldıraner diyordu ki: Kore'deyken Komünistlere şöyle bir bakar, sizi bize sayıyla mı teslim ettiler der basardık kurşunu; bak size anlayış gösteriyoruz.
18. Uğur diyor ki: Ben ülsere 12 Mart döneminde yakalandım. Bana sorarsanız adı: 12 Mart ülseri" Sinirlendikçe hastalığınız artıyor. Hastalığınız arttıkça da sinirleniyorsunuz.
19. Ağrı Patnos'ta Sakıncalı Er iken Kendisine havan topu döşemesi taşıtılır. Midesinde kanama olmuştur, Birgün yıkılır kalır, revire yatırırlar ama doktoru Ağrı'ya hastaneye gönderilmesini ister, bu kez de Ağrı'ya hastaneye göndermezler neyse araya avukatları girer, Der ki insanın komünist olduğunu belirlemek zor ama mide fıtığı öyle mi önce bir film çekiyorlar muayene falan tamam.
20. Sonuçta Ankara Gülhane Askeri Tıp akademisine gönderilir. Üstelik paşa odasına yatırılmaz mı? Odaya gelince gözlüklü beyi gören hademe "Paşam hastalığınız ne?" diye sorunca Kendi kendine paşaya bak paşaya! Der ama bir gülme krizi de başlar. Er şaşırır. Yanıt verir ve bir paşa üç numara tıraş edilemeyeceği için yanıtı: "saçkıran saçkıran." der eri savuşturur.
21. Tuzla Piyade okulu öğrencisiyken mezun olma döneminde Okul yöneticileri Bazı arkadaşları ile birlikte komünizm propagandası yaptıkları iddiasından dolayı onların er olarak kıtalara gönderilmelerine karar verir. Oysa yönetmelikte çavuş ya da er olarak çıkarılmaları üzerine bir hüküm vardır. Uğur Yorum yapar: Çavuş olursak gene de bazı yetkilerimiz var, ya memleketi satarsak! Kara kuvvetleri komutanlığından emir gelmiştir Sözü edilen kişiler: Leninist, Maocu ve Kürtçüdürler. Doğal olarak birisin suçlamak için az gelince yanına bir iki suçlama daha konulmuştur. Sonradan bu suçlamalara, kötü hal ve düşüncelere sahip olmak da eklenmiştir.
22. Melbusat dedikleri, elbise... Tutuklandığımda üzerimde yedek subay elbisesi vardı. Yedek subay elbisesi ile bir hatıra fotoğrafı çektirmek istiyordum. Ona bile izin vermediler.
23. 1972 Mart ayında Mamak Muhabere okulunda Yedek Subaylık sınavına girecektim tutuklanıp Mamak Askeri cezaevine kapatıldım. Altı ay sonra tahliye olduğumda evime bile gitmeden bir sonraki sınavlara girmek için bu kez Tuzla Piyade Okuluna gönderilmiştim. Orada üç ay yedek subay eğitimi almıştım ki tekrar tutuklanarak yeniden Mamak Cezaevine kapatıldım.
TURGUT DERELİ