YAPMAYACAKTIN BİZE BUNU AHMET USTA.

 



              YAPMAYACAKTIN BİZE BUNU AHMET USTA.

              Geçenlerde İzmir-Kemalpaşa ilçesi Bağyurdu kasabasına bir ziyarette bulunmuştum. Çarşı içinde elektronik araçların onarım ve satışını yapan bir dükkânın önünde tüplü televizyonlardan üç adedinin trafik dubası olarak kullanıldığını görünce hayret ve şaşkınlığımı tanımlamak olanaksızdı. Görüntü beni bir anda 70'li yılların başına götürdü.
              Yıl 1973, mevsim yaz. Bu sokakta sürünen TV'lerden biri, Kuşadası Belediye Parkı'nda bir palmiyenin gövdesine konulan etajere monte edilmişti. Evlerde TV hemen hemen yok gibiydi. Ailelerimizle birlikte üç yüz kişi olarak hem de siyah-beyazından "Komiser Kolombo'yu,  Kaçak'ı" seyrederdik.
              1974' te Dünya kupasını izlemek için borç-harç servet gibi bir para olan 5.000 TL'yi bir araya getirip satın aldığımda evcek havalara uçmuştuk. Yerine renklisini koyarken de öyle.
İleride bunların hem de üç tanesinin köyde bir dükkânın önünde sokağa TRAFİK DUBASI olarak atılacağını birileri söylese sopa ile kovalardım her halde.
               Yapmayacaktın Ahmet Usta! Atmayacaktın böyle bunları sokağa, alay etmeyecektin bizim kuşakla. Ey hayat sen neler yaşatıyorsun bize hak mı reva mı bu ironi ?
               KADINA YÖNELİK SALDIRILAR.

               Kadın ve erkek ayrıştırıldıkça, kadın aşağılanmaya devam edildikçe saldırganlıklar sürecektir.

               Anaokulu çağından başlayarak tüm kademelerde karma eğitim sürdürülmeli, iki cins birbirine yabancılaştırılmamalıdır.

              Böylece, kadını cinsel obje olarak gören erkeklerin sayısı azalacak, kadınla erkeğin yaşamın her alanında birlikte çalışmaları, aynı ortamları paylaşmaları olanaklı hale gelecektir.

              Aralarında evlilik bağı olmayan erkekle kadının birbirini "karşı cins" olarak değil arkadaş olarak da görebilecekleri bir anlayışın gelişip yerleşmesi sorunların çözümünde önemli bir aşamadır.

              LAİSSEZ FAİRE LAİSSEZ PASSER...

18. yüzyılın ikinci yarısı Fransa'sında kullanılan (Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler.) sözü, liberal ekonomiyi kısaca tanımlayan bir söz olarak tarihe geçmişti. Bazı ekonomistler piyasanın kendi dengeleri içinde zamanla her şeyi yerine oturtacağını savlıyorlardı. Oysa zamanla gerçeğin hiç de öyle olmadığı anlaşıldı.

Ortaya çıkan sosyal devlet ise halkı koruyan modeller geliştirdi.

              Günümüzde, Türkiye dâhil birçok devletin ekonomiyi yeniden piyasa koşullarına bıraktıklarını. Piyasa üzerindeki denetimden vazgeçtiklerini... Fiyatları,hizmet ücretlerini, Faizleri bütünüyle piyasaya koşullarına terk ettiklerini görüyoruz..

              Artık sosyal devletin pabucu dama atıldı. Geniş halk kitleleri yoksulluğun pençesine terk edildi. Ücretler düşerken kârlar ve faizler sürekli artıyor.

             Yoksullar bunun bilincine varmadıkça durumda iyileşme beklenemez.
             MUSTAFA AKINCI VE BENZERLERİ.

Geçenlerde Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı demecinde: "Türkiye tarafından yutulmak istemiyoruz." diyerek Rumlardan ve AB'den yardım istedi. Doğal olarak bu tavrı ve sözleri Türkiye'de büyük tepkiye neden oldu.

Çoğunluğun böyle düşünmediğini ümit etmekle birlikte Ulusal bilinçten yoksun bu kişinin hiç de yalnız olmadığını düşünüyorum.

O ve onun gibiler şunu hatırlatmak isterim. Eğer Türkiye devleti ve halkı yardımınıza koşmasaydı. Filistin ve Gazze'ye hapsedilen İsrail'in acımadan zulmettiği, öldürdüğü Filistinlilerden hiç farkınız olmazdı.

Hiçbir Arap ülkesi Arap Filistin halkını dert edinmiyor; hatta Kudüs'ün Yahudilere sunulmasında bile ABD'nin yanında yer alıyorlar.

Demek istediğiniz Türkiye'nin de size karşı öyle olması öyle mi? EOKA'YI NE ÇABUK UNUTTUNUZ! Denecek çok söz var ama.

TURGUT DERELİ

 

 







 

YAZARIN DİĞER YAZILARI