KORONAVİRÜS-2

KORONAVİRÜS-2

 

Not: Koronovirüsle ilgili bilgileri doğru yerden öğrenirsek, yanlış ve kulaktan dolma bilgilerin önüne geçmiş oluruz. Bu yazı dizisini okuyacağınızı umut ediyorum! Bu vesileyle sağlıklı günler geçirmenizi dilerim.

Saygılarımla.

KORONAVİRÜS SALGINI: GERÇEKLER KOMPLOLAR

Virüs evriminde korkutan gelişmeler

(Herkese Bilim Teknoloji Dergisi, Sayı: 202, 7 Şubat 2020)

Yazan: Haluk Ertan

Virüslerin kardeşliği

Genom karşılaştırmaları, Whan koronavirüsünün genomuyla, SARS-CoV'un genomunun %79.5 oranında dizi benzerliğine sahip olduğunu gösterdi. Hatta genomun bazı bölgelerinde bu benzerlik %95'e kadar çıkıyordu.

Bunun anlamı şuydu; 2019-nCoV ve SARS-CoV aynı türe ait, yakın akraba virüslerdi. Bu önemli bulgu sayesinde, daha önceki koronavirüs salgınlarından edinilen deneyimlere dayanılarak, yeni salgının ne şekilde ilerleyebileceği öngörülebilirdi. Gerçektende son iki haftada yayımlanan araştırmalar, 2019-nCoV'nün konak hücreye girmek için SARS-CoV'nün izlediği yolu kullandığını gösterdi (Zhou ve ark., 2020; Letko ve Munster, 2020), yani iki virüsün hücreyi açarken kullandığı anahtarlar birbirine benziyordu. Fakat bu çok önemli nokta hakkında daha fazla kanıta ihtiyaç var.

Virüs dostu bir memeli: Yarasalar

Koronavirüsler, -insan dâhil- memelilerde ve kuşlarda hastalık yaparlar. Hepsi insana bulaşabilir. İlk iki koronavirüs salgınından öğrenildiğine göre, koronavirüs çeşitliliğinin en fazla görüldüğü doğal konak yarasalardı. Bundan daha önemlisi, insanlarla yaşayan deve, köpek, kedi, fare, domuz gibi memeliler, koronavirüslerin yeni genetik değişmeler geçirmesi yani evrimleşmesi için "ara konak" olarak iş görüyorlardı. Patojen koronavirüsler hep bu aracı hayvanlar yoluyla insana geçmişti.

Çinli virologlar, Wuhan koronavirüs genomunun bir yarasa koronavirüsü ile %96 oranında dizi benzerliği taşıdığını gösterdi. Bu önemli bulgu yeni virüsün esasta yarasa kökenli bir virüs olduğunu kanıtlıyordu fakat ne yazık ki 2019-nCoV'nün hangi aracı konak hayvan ya da hayvanlardan insana geçtiği henüz öğrenilemedi. Salgının yayılımını önlemek için bunun acilen bilinmesi gerekiyor.

Neler olup bittiğini daha iyi kavrayabilmek için virüsler hakkında biraz bilgi verilmesi iyi olacak.

KORONAVİRÜSLERİN HASTALIK VE SALGINLA İLGİLİ KİMİ ÖZELLİKLERİ

Virüsler dünyamızın en eski mikroplarından biri. İlk hücrelerin evrimleşmesiyle birlikte ortaya çıktıkları sanılıyor. Çok küçük ve basit bir organizasyona sahip oldukları için, kendi başına çoğalmasını sağlayacak genlerin büyük bir kısmından yoksunlar, yani onlara bir tür parazit denilebilir. Bu nedenle sistemlerini kullanabileceği canlı bir konak hücreye gereksinim duyarlar. Bakteri, kuş, memeli yani akla gelecek her türlü organizmanın hücreleri bu amaç için kullanılır.

Virüsün bir hücreyi infekte ederken öncelikle içine gireceği konak hücrenin dış yüzünde bulunan alıcı molekülleri kandırması gerekir. Hücreler büyük çeşitlilik gösterdiği için, hücre ve canlı türüne göre virüslerde farklıdır. Canlılarda dolaşan binlerce virüs çeşidi vardır.

 

Virüsler iki temel molekülden yapılıdır: Protein ve nükleik asit. Kalıtsal maddeyi oluşturan nükleik asit, DNA (Deoksiribonukleik asit) ya da RNA (Ribonukleik ait) olabilir. Konumuz olan koronavirüslerin genomu tek iplikçikli (zincirli) RNA'dır.

 

Koronavirüs benzeri virüslerin ilginç bir özelliği vardır, o da şu; başka birçok virüsün yapmak zorunda olduğu gibi, kendi kalıtsal maddesini çoğaltmak için onu konak hücrenin genomu içine sokması gerekmez. Çünkü konak hücrenin protein sentez fabrikası, virüs RNA'sının taşıdığı genetik bilgiyi doğrudan onun üzerinden okuyabilir. Sonuçta sentezlenen bütün moleküller bir araya getirilerek yeni virüsler üretilir. Bir süre sonra konak hücre parçalanır ve virüsler ortama salınırlar. Patojen virüslerin ölümle sonuçlanan organ tahribine yol açmaları böyle olur.

Koronavirüs proteinlerine gelince, virüsün ana iskeletini dört ayrı protein oluşturur. Bunlar içinde insana bulaşma açısından en önemlisi, virüsün en dışındaki balon biçimli çıkıntıları oluşturan protein molekülleridir (bilisel adı "S" proteinleridir). Bunların salgında büyük rolü vardır: İnfekte edilecek hücrenin (örneğin akciğerlerimizin iç yüzeyini döşeyen epitel hücreleri) dışında yer alan alıcı molekülü tanımak, bağlanmak ve sonuçta hücrenin zarını yani giriş kapısını aralamak onun görevidir. S proteinleri, virüsün kilidi açmak için kullandığı bir tür anahtardır. Virüsün infekte edeceği canlıyı ve hücre tipini belirleyen bu molekülde meydana gelen mutasyonlar, normalde insana bulaşmayan bir hayvan koronavirüsünü, insanı kolaylıkla infekte edebilen bir virüse dönüştürebilir. Üç büyük koronavirüs salgınında da bu olmuştur.

Not: Devam edecek.

YAZARIN DİĞER YAZILARI