BİR ÇALIŞMA SÜRECİNİN ARDINDAN (3)
ÜRETİM VE ÜRÜN KALİTESİNİ ARTTIRMAK
Bölgemiz genel anlamda bir turizm bölgesidir. Ancak tarımla uğraşanların oranı da ona yakındır. Günümüzde nüfusun hızla artması sonucu inşaat sektörüne daha fazla önem verilmesi nedeniyle ekim-dikim alanları yüksek oranlarda daralmaktadır. Çoğu üretici tarlasını parsel olarak satmayı kendisi için daha kolay bir yol olarak görmeye başladı. Buna karşın eski alışkanlıklarıyla tarımı canlı tutmak isteyenler de gübre, yakıt ve girdi maliyetlerinin artmasıyla büyük sıkıntılar yaşamaktadırlar.
İşte bu durumda daha az maliyetle daha çok verim alma yoluna gidilmesi büyük önem kazandı. Biz de buna yardımcı olmak için kendi üzerimize düşeni yapmak istedik. Büyükşehir belediyemiz ve üniversitemiz ortak kuruluşu olan, üniversite bünyesindeki Toprak-Bitki-Su-Gübre Analiz Laboratuarını tanıtmayı görev bildik. Bir süre önce laboratuar çalışmalarını ve laboratuarı üreticilerimize yakından tanıtmak için Laboratuar Sorumlusu Dr. Öğretim üyesi Nureddin Öner'le bir röportaj yaptık.
Bizi kapıda karşılama nezaketini bizden esirgemeyen Nureddin Öner, o zaman sorularımıza halkın anlayacağı bir dille yanıtlar verdi.
Halkın gübre konusunda noksan bilgilerle ve eski alışkanlıklarla hareket ettiği için yeterli derecede verim alamadığını belirtti. Her yıl kendilerinin öngördüğü biçimde toprak ve bitki örneklerini kendilerine getirerek belli bir ücret karşılığı bunların analizlerinin yaptırılmasının, böylelikle bilinçli bir çalışma ile üretim kalitesinin ve verimin arttırılacağını ekledi.
Oysa üreticilerimiz, hangi toprağa, hangi gübrenin, hangi aralıklarla ve hangi miktarlarda verileceğini bilememektedirler. Bu nedenle de diyelim ki toprağımız bol miktarda potasyum içerip buna karşılık çinko ya da mağnezyum eksikliği varsa ve biz de toprakta bolca bulunan bir gübreye para veriyorsak, bu davranışımız girdi maliyetlerini arttırır, verime ve kaliteye de bir olumlu yansıması olmaz. Oysa tahlil yaptırır da toprağın hangi gübreye, ne miktarda gereksinimi varsa onu, belirtilen tarihlerde ve verilen ölçülerde kullanırsak verim artar, girdi maliyetleri düşer. Yani gereksiz gübre cinsini kullanır, toprağın ihtiyacı olan gübreyi, gerektiği ölçüde ve belirtilen zamanlarda kullanmazsak zarar kaçınılmaz olur.
Yapılacak iş, öncelikle belirtilen laboratuara giderek, mutar.mu.edu.tr adresine yazarak ya da 02522115453 numaradan telefonla arayarak bilgi edinmektir. Oradan alınacak bilgilerle toprak örneğinin ne zaman ve nerelerden, ne miktarda alınacağı öğrenilecek, alınan toprak ve bitki örnekleri ziraat odalarına, tarım ilçe müdürlüklerine ya da laboratuara teslim edilecektir.
Sonsöz olarak Nureddin Beyin görüşüne yer vermenin daha yararlı olacağı kanısındayım:
"Analiz yaptırmayan üreticilerimiz, uzun yıllardan bu yana kendisi ve çevresindeki üreticilerin de yaptığı şekilde; taban gübresi olarak sabit miktarda 15-15-15 ya da 18-46 gübresi, üst gübre olarak da amonyum sülfat (şeker ) gübresi ya da üre gübresi uygulamaktadır.
Yukarıda belirttiğimiz biçimde bitki için gerekli olan elementlerin eksikliği ancak toprak ve bitki analizi ile tespit edilebilmektedir. Analiz yaptırmayan üreticimiz, dekara uygulanan gübre miktarı değişmekle birlikte sadece azot ve fosfor içeren gübreleri uygulamakta, diğer bitki besin elementlerini içeren gübreleri uygulamamaktadır. Yapmış olduğumuz analizlerle bu elementlerin eksikliğini tespit ettikten sonra elde edilecek ürün miktarı ve bitkinin gelişme dönemleri dikkate alınarak yetiştirilen bitkiye göre üreticimize özel gübre programı oluşturulmaktadır. Bu programı doğru bir şekilde uygulayan üreticimiz üründe istediği verim ve kaliteye ulaşabilmektedir. Kendilerine önerilen tarih ve miktarlara uymalarının kendileri açısından her bakımdan yararlı olacağını bilmelidirler." 02.10.2019
Nuri Çelik