BİR ÇALIŞMA SÜRECİNİN ARDINDAN (6) HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ

BİR ÇALIŞMA SÜRECİNİN ARDINDAN (6)

HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ

Bir haktan yoksun kalmadıkça onun önemini anlayamıyoruz. Tokken açlığın, açken tokluğun ne olduğunu anlayabilmemiz zordur.

Özgür bir ülkede tersini aklımıza getirmeyiz ama  ne zaman ki özgürlüğümüz tehlikeye girer ve biz yarınımızdan emin olamayız, işte o zaman onun ne denli önemli olduğunu anlamaya başlarız.

Ülkemizde adalet gereği gibi işletiliyorsa bizi savunacaklara pek önem vermeyiz. Çünkü bize suç işlediğimiz ortaya atılmadığı sürece onlarla işimiz olmaz. Ülkede özgürlükler kısıtlanıyor, adalet doğru dürüst işletilmiyorsa, her an herhangi bir suç atılarak tutuklanma söz konusuysa işte o zaman savunmaya gereksinim duyarız. Böyle durumlar da genelde tek adama dayalı yönetimlerde ve güçler ayrılığının uygulanamadığı zamanlarda önem kazanır.

Türkiye'de kötü hukuk uygulamaları nedeniyle hukuka olan güven, tarihinin en alt düzeyine inince hukuki koruma gereksinimi artmış, avukatlara olan gereksinim de daha çok duyumsanır olmuştur. Bu nedenledir ki böyle bir durumu gündeme getirmek için bir süre önce Muğla Barosu Başkanı Cumhur Uzunla halkı bu konuda bilgilendirmek amacıyla bir röportaj yaptık.

Baromuzun çalışkan, alçakgönüllü, mesleğinin gereğini yapmak, başında bulunduğu kurumu halka daha çok hizmet yapar kılmak için çırpınan Başkanı Cumhur Uzun, bizi kapıda karşılamak ve çekim için cumartesi gününe kıymak gibi incelikli bir davranış gösterdi. Sorularımızı içtenlikli ve açık yüreklilikle yanıtladı.

Öncelikle avukatlık mesleğinin doğuş nedenleri ile sözlerine başladı. "Tarihin her döneminde avukat var olmuş, hak arayıp adalete ulaşmada çok önemli katkılar sunmuştur. Toplumlarda hukuksuzluklar arttığında daha çok, hukuk-adalet iyi ve adil dağıtıldığında daha az olmakla birlikte, tarihin her evresinde avukatlara önemli görevler düşmüştür." Dedikten sonra sözü günümüze dayandırarak "Günümüzde ve ülkemizde acıdır ki hukuksuzluklar arttığı, adalet anlayışı ve adalete olan güven oldukça azaldığı için, avukatlara ve avukatlık mesleğine daha çok iş düşmektedir. Hak aramak için, haksızlıklarla mücadele edebilmek için daha çok hukuksal mücadele gerekmekte ve bunu sağlayacak olan avukatlara daha çok iş düşmektedir. Unutmayalım ki, devletin temeli adalet, adaletin temeli ise savunmadır. Savunma ise avukatın işidir." Biçiminde sözlerini sürdürdü.

Yasa anlayışıyla hukuk anlayışı arasındaki farkları dile getirdi. Asıl olanın hukuk olduğunu, yasaların bazı durumlarda hukuka aykırı olabileceğini, temelde ise yasaların hukuka uygun olması gerektiğini vurguladı. Hukukun da üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü biçiminde anlaşılması gerektiğine dikkat çekti. Halktan ödeme güçlüğü çekenlere baroların avukat atayarak ücretini ödediğini, böylelikle halka hizmet için herkesin savunma hakkının kullanmasına yardımcı olduklarını belirtti.

Ülkemizde pek çok kurumun çökertildiğini ancak baroların kendi iç işleyişlerini düzenleyen sağlam kurallar nedeniyle ayakta ve bağımsız kalmayı başardığını söyledi. Yargı bağımsızlığının başlıca belirleyicisinin güçler ayrılığı olduğunu, güçler ayrılığı olmayan yönetimlerde yargı bağımsızlığından söz edilemeyeceğini sözlerine ekledi.

Uzun süren yargılamaların fazladan yargıç atanması yoluyla çözülemeyeceğini, uzun tutukluluk sürecinin de özgürlükleri bağlayıcı ve cezaya dönüştürülmeden bir tedbir olarak uygulanması ve ileri ülkelerdeki gibi kısa süreyle sınırlandırılması gerektiğinin altını çizdi.

Baronun çalışmalarına halkı bilgilendirmek amacıyla aracılık edişimiz dolayısıyla teşekkür etme inceliğinde bulundu. Biz de kendisine bize bu fırsatı tanıdığı ve tatil gününe kıyma inceliğinden dolayı başarılar diledik. 20.11.2019

Nuri çelik

YAZARIN DİĞER YAZILARI