SİYEZ BUĞDAYI MENTEŞE TOPRAKLARIYLA BULUŞTU
1 Temmuz 2019 Pazartesi sabahı Muğla Menteşe için önemli bir gündü. Çünkü ilk kez siyez buğdayının bu topraklarda yaşam bulduğu, olgunlaşıp sararan başakların hasadının yapıldığı bir gündü. Sabahın erken saatlerinde bu buğdayı deneme amaçlı dört dönümlük tarlasına eken, Muğla Yerel Tohum Derneği Başkanı Mehmet Bal, bazı üretici dostlar, Menteşe ilçesi Tarım Müdürü Mehmet Kuray ve ziraat Mühendisi arkadaşlarıyla birlikte siyez buğdayı hasadına tanıklık ettik. (Fotoğraf: 1)
Başaklar, başka yerli buğdaylar gibi iri ve dolgun değildi. Uzun kılçıklı ve küçük başaklı bir buğdaydı. Yaklaşık dönümünde 500 KG buğday alındığı tespitinde bulunduk. Bu buğdayın Menteşe ilçemiz topraklarını seveceği sonucuna vardık. Eğer toprak analizi yapılır, Muğla Tarımsal Amaçlı Toprak, Bitki Sulama Suyu ve Gübre Analizi Laboratuarı’nın vereceği ayrıntılı rapora uyulursa bu buğdayın topraklarımızda gittikçe artan oranda verimli olacağı kesin kanısına vardık.
Deneme ekim ve hasadını gerçekleştiren Dernek Başkanı Mehmet Bal, sevincini ve mutluluğunu biçerden traktöre buğdayın dökümü sırasında benimle birlikte fotoğraf çektirerek göstermek istedi. (Fotoğraf: 2)
Biçerin önündeki döner toparlayıcı bölümü sanki bizim coşkumuza ortak olmuş ve seviniyormuş gibiydi. (Fotoğraf: 3
Hasat, buğdayın kuruması için serilmesi ile son buldu. (Fotoğraf: 4)
Bizi sevindiren ve coşkulu anlar yaşatan elbette herhangi bir cins buğdayın ilçemiz topraklarıyla buluşması ve hasadı değildi. Ya ne idi bizi böylesine sevindiren?
Günümüzde doğal besin kaynağı bitkilerin hızla genetiği değiştirilip kısırlaştırılarak bu konuda tekel oluşturan, Dupont, Monsanto ve Rockefeller Vakfı gibi bu alandaki dev şirketlerin tek dünya devleti kurma amaçlarının sonucu hiçbir besinin tadını alamaz olduk. Elbette birtakım hastalıklar da bununla birlikte geldi.
Çoğu insan farkına varmasa da “gluten” ve çölyak hastalığı insanlar üzerinde hızla yıkıcı etkilerini göstermeye başladı. Çünkü özellikle topraklarımızda yetiştirilmekte iken bu şirketlerce büyük paralar karşılığı toplattırılan siyez, karakılçık, ekmeklik sarı buğday gibi gluten maddesini en az bulunduran buğdayların yerini genetiği değiştirilmiş, katkı maddesi ve yüksek oranda gluten içeren, insan sağlığını tehdit eden ürünler almaya başladı. Eskiden uzaktakilere bile mis gibi kokan buğday ekmeğinin tadını alamayışımızın, kokusunu duyamayışımızın nedeni budur.
Eğer buğdayda gluten maddesi %10’u geçmiyorsa–ki yerli buğdaylarımız öyledir-bunlar, barsakta tamamen çözülerek zararsız duruma getiriliyor. Bu nedenle insan sağlığı zarar görmüyor. Aksi taktirde bu ürünler, genetiği değiştirilip yüksek glutenli besinlere dönüştürüldüğünde bu madde beyne hasar vererek allerji, titreme, sürekli halsizlik, bellek kaybı gibi önüne geçilemeyecek rahatsızlıklara neden oluyor.
Bizim sevincimiz, yerli buğdayları bu topraklarla yeniden buluşturmanın yolunu açacak olan bu önemli adımdan dolayı idi. Bu gibi girişimler, küçük çaplı ve önemsizmiş gibi görülebilir. Aslında böyle bir başlangıç, küçük çaplı da olsa büyük adımların hazırlayıcısıdır.
Bu nedenledir ki siyez cinsi yerli buğdayın Menteşe topraklarıyla buluşması, yalnızca belli sayıda kişilerin coşku ve sevinci değil, ülkemiz insanlarının bayramı gibi görülmelidir. Çünkü biz, başka bölgelere de örneklik etmiş oluyoruz.
Bu konularda emeği geçenlere minnet borcumuzu belirterek değişik kurumlarla röportajlar yapıp saygı değer okurlarımıza bilgi sunmayı sürdüreceğim. Yoğun emek bizden, okuyarak destek olmak sizden… 03.07.2019
Nuri Çelik