"YENİ MÜFREDAT: GÖLGEDE KALAN"
Takip edenler ya da denk gelenler hatırlar. Fırsat buldukça bu köşede sürdürülebilirlik meseleleri ve çözüm yolları üzerinde sohbet niteliğinde yazıları kaleme almaktayım. Tekrar altını çizerek hatırlatmak isterim ki; insanlık sürdürülebilirlik çağı diye adlandırılabilecek adete yeni bir dönemin eşiğinde bulunmakta.. Dolayısıyla, insanlığın günümüzde en öncelikli sorunu yüz yüze kalınan sürdürülemez durumun fark edilmesi ve bunun aşılması.
Malumunuz, geçtiğimiz günlerde MEB "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" başlığı altında yeni öğretim program taslağını kamu oyuyla paylaştı. Program taslağı hakkında oldukça sıcak bir tartışma yaşanmakta. Maalesef bu tartışmalara ve değerlendirmelere her zaman olduğu gibi eğitim bilimleri yerine ağırlıklı olarak siyasi motivasyonlar yön vermekte. Kabul edelim ki, bir asırı geride bırakan cumhuriyet olarak hale nasıl bir insan yetiştirmek istediğimiz konusunda genel bir uzlaşmanın olmaması üzerinde düşünülmesi gereken bir durum.
ANCAK, bu yeni müfredatla getirilen önemli bir yenilik maalesef bu tartışmaların gölgesinde kalmakta. O da, tam da bizim bu köşede yapmaya çalıştığımız sürdürülebilirlik sohbetlerine denk düşmekte.
Bilindiği gibi, Birleşmiş Milletler insanlığın ortak gelecek ödevi diye niteleyebileceğimiz 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nı açıkladı. Ülkemiz dahil olmak üzere bir çok dünya ülkesi bu yönde insan kapasitesini geliştirmek üzere eğitim sistemlerini yeniden düzenlemeye başladı.
İşte yeni müfredatın getirdiği yenilik de tam da bu arayışın somut bir adımı olarak karşımıza çıkmakta. Zira, okul öncesinden lise son sınıf düzeyine kadar yürütülecek öğrenme yaşantılarına temel oluşturan "Ortak Metin" de ilk kez "Sürdürülebilir Okuryazarlık" kazandırılması hedeflenen temel bir beceri alanı olarak tarif edilmiştir (Bakınız: Sürdürülebilir Okuryazarlık ve Eğitimi; Kitap; Oğuz ÖZDEMİR). Bu doğrultuda bütün derslerin müfredatına sürdürülebilirlik konuların serpiştirildiği göze çarpmakta. Özellikle benim alanım olan Fen Bilimleri Dersi'nde bu yenilik daha da dikkat çekmekte. 4. Sınıftan 8. Sınıf düzeyine kadar her aşamada sürdürülebilirlik konuları ayrı bir ünite başlığı olarak düzenlenmiş.
Sürdürülebilirlik perspektifinden yeni müredatı değerlendirdiğimizde, gecikmekle beraber nihayet sürürülebilirlikle ilgili konulara ilk kez bu ağırlıkta ve genişlikte yer verildiğini görmek gerekir. Bu vesileyle, yeni müfredatın daha doğa dostu ve adil yaşam anlayışını benimsemiş bireylerin yetişmesine katkıda bulunmasını dilerim.
Prof. Dr. Oğuz ÖZDEMİR Sürdürülebilir Yaşam Eğitimi Derneği Başkanı