YEŞİL DÖNÜŞÜM
Takip eden okurlar hatırlayacaktır. Bu köşede, her defasında sürdürülebilirliğe geçişinin yolunun kapsamlı ve köklü bir dönüşümden geçtiğinin altını çiziyorum. Bu dönüşüm, en genel anlamıyla insanın kurmuş olduğu beşeri sistemin doğayla ilişkisinin dönüşümü anlamına gelmektedir.
Nitekim, geçtiğimiz günlerde bir siyasi partinin vizyon belgesi toplantısında baş danışman olarak katkıda bulunan dünyaca ünlü Jeremy Rifkin'in küresel çapta yeşil dönüşümün kaçınılmaz olduğu; Türkiye'nin ise Akdeniz kuşağında bunun öncüsü olabileceğinin belirtmesiyle konu yeni bir boyut kazandı. Türkiye Avrupa Birliği'nin oluşturduğu "yeşil mutabakat" uyarınca bir süredir adımlar atmakta. Bununla birlikte, Jeremy Rifkin'in konuşmasıyla yeşil dönüşümün bir siyası partinin politikası olacağının belirtilmesi sürdürülebilirlik tartışmalarına yeni bir boyut kattı.
Gerçi, Dünya'da yeşil dönüşüm/devrim olarak nitelenen önemli aşamalardan geçti günümüze kadar. Makineli ve sulu tarıma geçiş, azotlu gübrenin kullanımı ve son olarak GDO'ların tarımda kullanımı yeşil devrim şeklinde lanse edildi. Özellikle, gübreli tarım ve GDO'ların tarımsal amaçlı kullanımının tam bir yanıltmaca olduğu apaçık ortaya çıktı.
Günümüzde küresel ölçekte insanlığın yöneldiği yeşil dönüşüm ne kadar "yeşil" olacak acaba ?
Göreceğıiz. Ne dersiniz?