Yok yok, ben bugün size uzun uzun eski Osmanlı tarih bilgilerini anlatmayıp, sadece günümüzle bazı kıyaslamalar yapacağım, hepsi bu!.. Zati bana gerek yok ki; bizim aslan TRT'miz, ATV ve Kanal-7 gibi kuruluşlar, bir türlü çağa uyup da, 1923 yılı sonralarına geçemedikleri için; "Kuruluş. Diriliş. II. Abdülhamit Han. Hz. Yusuf. Ahmet Muhtar" gibi dizileri döndürüp döndürüp önümüze koyuyor, bizi hep eskiyi yaşatmaya çabalıyorlar ya, ben bunu yapmayacağım!.. Tamam, geçmişimizi de bilelim de, bu kadar da olmaz ki canım.
Fatih Sultan Mehmet, Padişah II. Murat'ın oğlu olup, 1432 yılında Edirne'de doğdu. Küçük yaşlarda padişah oldu, 30 yıl tahtta kaldı, 4 erkek ve 1 kız çocuğu babasıydı. Osmanlının 7'nci padişahıdır. 21 yaşındayken, zekâsı ve savaş dehası sayesinde binlerce yıllık 'Bizans İmparatorluğu' gücünü devirerek İstanbul'u aldı, karanlık "Ortaçağ"ın bitirilip, "Yeni Çağ"ın başlamasına sebep olmuştu!.. Ancak, daha yapacağı çok şeyler varken 1481 yılında, henüz 49 yaşındayken vefat etti!..
Tabii ki geçmişimizi, tarihimizi, tarihi büyüklerimizi ve bizim için yaptıklarını bileceğiz de, bütün bu bilgilerimizi yeni geleceğimizi belirlemek, yeni ve çağdaş bir yol haritamız için kullanmasını da bileceğiz!.. Ancak, yukarıda saydığım bazı TV kuruluşlarının yaptığı gibi; bunları sadece bir özenti, geçmişteki yaşama aynen dönme, atalarımız gibi Ortaçağ karanlığı günlerine geri gitmek amacıyla yapıyorsak, hayatımızın en büyük hatasını yapıyoruz demektir!.. Birilerinin amacı bu olsa da, bu düşüncedekilere asla özenmeyeceğiz, hiç saygı da duymayacağız!.. Çünkü, bir düşünürün dediği gibi; "Değişmeyen Tek Şey, Değişimdir!.."
Dikkat ediyor musunuz bilmiyorum, son yıllarda yapacak, ortaya koyacak bir akılcı program bulamadıkları için, bütün yandaş TV kanalları "Yemek Programları, Arabesk Kadın Programları, Bayat Müzik Programları" yapıp, merhum Kemal Sunal gibi komedi sanatçılarının filmlerini tekrar tekrar yayımlar oldular!.. Çünkü, bu kafayla yeni şeyler yapma kapasiteleri ve becerileri yok; ya da, bir yerlerden izinleri yok!..
Halbuki şu günümüzde yapılacak o kadar çok 'TV Dizisi' veya TV Programları var ki!.. Örneğin: "En düşük bir ev kirasından daha az emekli maaşı alan gariban emekliler nasıl yaşıyorlar?" "Yabancılara ev satışı neden patladı?" "Evlenme sayısı dibe vururken, boşanma sayıları niye tavan yaptı!?" "Avrupalılar bizi neden kıskanıyorlar?" "Ekmek kuyrukları günümüzün yeni modası mı?" "Maaşı alınca ev sahibi, bakkal ve manavdan nasıl kaçılır?" gibi konular TV dizisi yapılsa, izlenme rekorları kırılmaz mı?
Yıllardır analarımızın her gün yaptıkları yemeklerin isimlerini değiştirip, bir-iki malzeme ekleyerek, bize yeni yemeklermiş gibi yutturan 'Mutfak Ustalarından' geçilmez oldu!.. Gelinleri, kaynanaları toplayıp gelip, olmadık sebeplerle kavga ettirerek, reytinglerini arttırmak da moda oldu!.. Bunları seyredenler bir gün oturup da; "Yahu bu saatlerce süren yemek programı bize ne öğretti? Bunu izlemekle biz ne kazandık? Bunların aile bütçemize katkısı ne oldu? Elin gelini veya kaynanasının yemeğinden, kavgalarından bana ne!?" diye kendinize sordunuz mu? Orada gördüğünüz, genellikle -Et Katkılı-yemekleri siz evlerinizde yiyebiliyor musunuz? Saatlerce ağzınızın suyunu akıtarak niye izliyorsunuz ki bunları!?
Son yıllarda sürekli tarihi filmler yapılıp, 1923 sonrası Cumhuriyet Dönemi'ni bir türlü anlatmıyorlar!.. Filmleri orada kopuyor!.. Bir gün olsun Devrimleri anlatsanıza!.. Yapılan şeker-dokuma fabrikaları, açılan hastane, yapılan ilâç ve aşıları göstersenize!.. 1926'da açılan uçak fabrikamızı, millileştirilen maden ve demiryollarımızı, açılan limanlarımızı, yapılan gemilerimizi, eğitimde çığır açan "Köy Enstitülerini" anlatsanıza bize!? Tarım ve hayvancılıkta neden dibe vurduğumuzu ekranlarda göstersenize!.. Elde kılıçla-okla sürekli savaşan, etrafa naralar atan, sürekli kanlı sahneler bize ne kazandırıyor acaba? Artık geçmişi bırakın da, biraz da günümüzde yaşayın artık yahu!.. Sakin KOŞAR.