KASIM AYINDA ÖNE ÇIKAN HABERLER !?
Ülkemizin '2023 Yılı Bütçesi' çalışmaları bütün Kasım ayı boyunca devam etti; tartışmalar, tepkiler, açıklanmayan yeni kararlar, kapı arkası danışmaları, kadınlar-doktorlar-öğretmenler-sağlıkçılar yine hakları için sokaklara döküldü, artık ülkemizde klasik hale gelen polis copu ve gözaltılarla bu gösteriler-hak arayışlar bastırılmaya çalışıldı, yine çok canlar yandı, yargıdan hâlâ umudu olanlar yine davalar açmaya koştular!..
Zati uzun zamandır özellikle İYİ Parti Lideri sayın Meral Akşener tarafından dile getirilen "üç-beş maaş alan yandaşlar" konusu bu ayda da sık sık gündeme getirildi, bu ülkede evine ekmek götüremeyenlerin sayısı her gün artarken, iktidarın bu uygulaması çok tepki çekmeye devam etti!.. Bu sırada Sanayi Bakanı sayın Mustafa Varank'ın amcaoğlu 'Sedat Varank'ın ortağı olduğu şirketin, bizim Bodrum-Ortakent'te tamamı deniz manzaralı 180 dönümlük araziyi Emlâk Konut'tan "İhaleyle (!)" aldığı haberi geldi!.. Muhalefet çok büyük tepki gösterdi, bu Bakan emmioğluna '6 Milyar TL'lik rant sağlandığını söylediler!.. Sonra bir detay daha ortaya çıktı: Emlâk Konut, Şehircilik Bakanlığı'na bağlı, onun başında da Sanayi Bakanı Mustafa Varank'ın kuzeni ve ihaleyi alan Sedat Varank'ın ablası 'Fatma Varank' varmış!.. Tabii ki bu küçük ayrıntı tamamen bir tesadüftür (!) Yoksa, bu 'İnançlı' insanlarımız hiç öyle alavere-dalavere işleri yaparlar mı? Bizler kendilerine hâlâ güveniyor, bu söylenenlere asla inanmıyoruz!..
Kasım sonuna doğru devletimizin 'Ziraat Bankası'ndan ilginç bir haber düştü, haberde: "Ziraat Bankası, mesaide 10 yılını dolduran 15 Bin personeline, satış değeri 31 Bin TL olan 'İsviçre Saatleri' hediye etti, bu hediyeler için tam 300 Milyon TL harcandı" deniliyordu. Haberin devamı ise daha ilginçti: "Hediye saatleri alan çoğu memurlar, değeri 31 Bin TL olan bu saatleri, hemen internet üzerinden '20 -25 Bin TL' den satışa çıkardılar!" deniliyordu.
Haberin bu son kısmı beni acı acı güldürdü dostlar!.. Yahu, bu ülke insanlarına ne oldu!? Hediye edilen bir şey satılır mı!? Binlerce yıllık 'Türk Geleneklerimiz' bunu asla kabul etmezdi, ama bu son yıllarda epeyce yolumuzu sapıttık ve hiçbir şeye şaşırmaz olduk!.. Şu günlerde koskoca devlet bankası çalışanları da, maddi zorluklar çekiyorsa ve hediyeleri bile satıyorsa, diğer insanlarımız ne yapsınlar acaba!? 5-10 yıldır sınırlarımızdan koyun sürüsü gibi ülkemize giren milyonlarca 'Mülteciler' yüzünden mi değiştik, ne!? Bence bu konu Üniversitelerimiz tarafından araştırılmalı, bilimsel gerçekler ortaya çıkarılmalıdır!..
23 Kasım günü Düzce'de yine 5.9 şiddetinde deprem oldu. Merkez üssü Gölyaka İlçesi olan depremde iki kişi öldü, 93 kişi yaralandı. Daha önce 1999'daki depremi sonrası, binalar sağlam yapıldığı için bu sefer insan ve bina zayiatının yaşanmadığı açıklandı. Deprem sırasında evlerinden panik halinde çıkan insanlarımız, çocuklarını da yanlarına alarak, daha önce devletin açıkladığı 'Toplanma Alanları'na koştular!.. Ancak, buralarda yeni yeni AVM'ler, Rezidanslar, Oto Komisyoncuları araçlarıyla karşılaştılar!.. Gördüler ki, halk olarak kendilerine sadece Mezarlıklar ve Okul Bahçeleri kalmış, bir de patronlar izin verirse şayet, AVM'lere girebileceklerdi.
Bu konu TBMM gündemine CHP Milletvekili sayın Ayhan Barut tarafından getirildi, deprem için araştırma komisyonu kurulması, 1999'da toplanan ve depremzedeler için harcanacak olan '75 Milyar TL' paranın nerede olduğunun, harcandıysa nereye harcandığının araştırılması için önerge verdi, her zamanki gibi bu önerge de AKP ve MHP oylarıyla reddedildi!.. Ne olurdu sanki bu gerçekler araştırılsa da, halkımız da bunları öğrense olmaz mıydı!? Siz kimden, neyi saklıyorsunuz ki!? Bundan sonra olabilecek böyle doğal felâketler sonrası, bu halktan hangi yüzle yeni yardımlar isteyebilirsiniz ki, artık verirler mi gari!?
Bakalım 2.022'nin son Aralık ayında neler görüp de, yaşayacağız!? Sakin KOŞAR.