YENİ EKONOMİK DÜNYA DÜZENİ

                                             YENİ EKONOMİK DÜNYA DÜZENİ

ABD'de Trump'ın başkan oluşuyla birlikte yeni bazı düzenlemelere gideceği belli olmuştu. İlk kararlar ve ilk yorumlar gelmeye başladı. Neoliberalizm ve küreselleşme işlevini yitirmiş bir düzen olarak tanımlanıyordu. Bu düzende üçüncü Dünya ülkeleri ucuz işgücü olarak görülüyordu.

Batı, tasarımı biz yaparız, üretimi onlar formatına girmişti. Bu tavır kısa vadede kârlı bir yol olarak görülmekteydi. Ne var ki hesaplamadıkları nokta üçüncü dünya ülkelerinin, ülkelerinde eğitimi yükselterek inovasyonu ve üretimi planlamaya başlamalarıydı. Yalnız ucuza üreten güç olarak kalmaya niyetleri yoktu. Batı o ülkelere insan gücü ve fikri mülkiyet gücü transfer etmekteydi ileriyi düşünmeden.

Başta Çin ve diğer Uzakdoğu ülkeleri, bir yandan üretimle ekonomik güçlerini artırırken diğer yandan planlamaya, yüksek teknoloji üretmeye, üretimi bilgi ve teknolojik gelişimle desteklemeye başlamışlardı. Batı, bunun farkında değildi. İnşa ettikleri düzenin sürüp gideceğine inanıyordu.

Trump'ın son açıklamalarıyla birlikte anlaşıldı ki ABD kendi gereksinimi olacak üretimi kendi topraklarında geliştirecekti.  Bunun kolay bir geçiş olmayacağı anlaşılıyor. Yıllardır kâğıt ve mürekkebi dolara dönüştürmüşler gereksinimlerini hiç yorulmadan elde etmişlerdi. Bu sistemde kullanılan Yeşil dolarlar diğer ülkelerin merkez bankalarında trilyon dolarlık rezervlere yol açmıştı. İşte sorun buradaydı. ABD üretim fazlasını dünya piyasalarına sürüp kâr etmeye kalktığında söz edilen ülkeler o malların karşılığını o rezervlerden kolayca karşılayacaklardı.

ABD 2014 yılına kadar trilyonlarca doları karşılıksız olarak basarak dünya ticaretini finanse etti.

Oysa bir zamanlar ABD Merkez Bankası bir ons altını 35 dolar olarak belirlemiş ve bunu garanti etmişti. Yeni basılan dolarların ise hiçbir güvencesi yoktu.

Bilim insanları diyor ki; tüm dünya insanları varlıklarını birleştirse bu 500 trilyon dolar gibi varlığı ifade eder. Oysa bugün dünyada var olan altın değeri 22 trilyon dolardır.

Dünya nüfusunun %1'i Tüm bu servetin %40'ını kontrol ediyor. Bilmiyorlar ki bu devasa servet karşılıksız kâğıt yığınlarından ibaret. ABD'nin düşlediği yola girildiğinde onların beklentilerinin karşılanması asla olası değil. Tüm dünya varlıkları bu kâğıt üzerindeki değerleri karşılamaya yeterli değil.

ABD üretimi içeriye alarak ekonomik üstünlüğü sağlamak istiyor ama üretim fazlasını dünya piyasalarına sürmek istediğinde basıp dağıttığı dolarların geri geleceğini Amerikan ekonomisi için yeni değerler yaratmayacağının ayırdında değil ya da bu gerçeği görmezden geliyor.

Trump'ın uygulamak istediği yeni düzen büyük olasılıkla yeni krizlere yol açacak, tüm gelişmiş ülkeler, dünyanın yeni ekonomik düzeni üzerinde yeni önlemler yeni uygulamalar üretmek zorunda kalacaklar.

Klâsik ekonomik teori ve uygulamalar bu yeni dünya düzeni karşısında anlamını ve uygulama yeteneğini yitirecek yeni kuramlar yeni düzenlemeler uygulanmak zorunda kalınacak. Yeni uygulamanın getireceği hiç akla gelmeyen sonuçları uygulama sırasında göreceğiz.

Yeni dünya düzeninden kimin kârlı çıkacağını kestirmek çok zor, bu düzenin mağlubunun Trump rejimi olabileceğini gözden ırak tutmamak gerekecek.

Bu süreçte Türkiye ne yapar bu sorunun yanıtını vermek çok zor. Ekonomistlerimiz, bilim insanlarımız, devlet yönetimi hatta muhalefet partileri şimdiden bu konuyu tartışmak, yapılması gerekenleri ve yapılabilecekleri kuramsallaştırmak zorundalar. Görelim bakalım ne yapılacak ve neler olacak neler düşünülecek?

TURGUT DERELİ

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI