CAMİDEN KİLİSEYE? KİLİSEDEN CAMİYE Mİ ÇEVRİLDİ?
İstanbul’a gelenlerin ilk uğrak yerleri EMİNÖNÜ ve KARAKÖY olur.
Eminönü yakın zamanlara kadar öncelikle gıda yönünden merkezdi.
Karaköy ise İstanbul ve hatta Türkiye’nin makine, hırdavat, elektrik malzemeleri satılan bir merkeziydi. Bugün ise tarihi değeri devam etmekle beraber ekonomide etkinliği azalmaktadır. Karaköy ve Galata semti Türkiye’nin batıya açılan ilk penceresidir.
Arap Camii Karaköy’de en büyük Kiliseden çevrilmiş camidir. Camii Kebirdir. Kültürler arasında paylaşılamayan eşsiz bir eserdir.
Karaköy’de ziyaret edilmesi önceliklidir.
Arap Camii hakkında Müslüman Arap-Türk, Bizans ve Batı kaynaklarında çok farklı bilgiler ortaya çıkmaktadır. Önce Araplar tarafından Cami olarak mı inşa edilmiştir?
Beyoğlu’nda Gezegen sahaftan çok ucuza satın aldığım bir kitap elimde bulunmaktadır.
Benedetto Palazzo tarafından yazılmış “Arap Camii veya Galata Saint Paul Kilisesi” 2014 yılı basımı, 144 sayfa, Galatasaray Lisesi Öğretmeni Ernest Mamboury’nin önsözü ile.
Önce önsözü yazan İsviçreli Ernest Mamboury (1878-1953) İstanbul için ilk başvurulacak kaynak diyebilirim. İstanbul’u çok yakından tanıyan bir kişi olarak görürüm. İstanbul hakkında yazdığı kitabı benim el kitabım İstanbul’da her noktasına gitmeden önce mutlaka okurum.
Kitabın yazarı ise Hıristiyan Dominiken tarikatına mensup rahip din adamıdır. İstanbul’da 1925-1945 yılları arasında görev yapmış, kitabı 1946 yıllarında yazmıştır. Osmanlı döneminde her çeşit Hıristiyan
tarikatlarının temsilcileri bulunmuştur. Dominiken tarikatı da bunlardan biridir
Kitapta Arap Camii için Müslüman Arap- Türk, Bizans ve Batılı kaynaklar ne zaman kimler tarafından yapıldığı camii ve kilise olduğu dönemlere ait farklı bilgileri önümüze dökmektedir..
Önce Arapların İstanbul’u kuşatma tarihleri ve kenti ele geçirip geçirmediği konusuna ortaya koymak gerekir. Bu Türkiye’de çok önemli ve az bilinen konulardan biridir.
Dört Halife döneminden sonra kurulan ilk İslam devleti 661-750 yılları hüküm süren EMEVİ devletidir. Başkenti Şam olan devletin kurucusu ve aynı zamanda HALİFE olan MUAVİYE’DİR, 661-679 yılları arası görev yapmıştır.
Muaviye zamanında Müslüman Arapların ilk İstanbul kuşatması 672-679 tarihleri arasında olmuştur. Arap donanması Ege adaları önlerinden geçerek Çanakkale Boğazı’ndan Marmara denizine girmiş, Bandırma ve Erdek arasında yer alan çok önemli bir antik kent olan Cyzikos limanı
Arapların eline geçmiş, burada yedi yıl kalmışlar, İstanbul’u (Konstantinopolis) her ilkbahar kenti ele geçirmek saldırılar düzenlemişlerdir. Ama kenti ele geçirememişler Suriye’ye başkentleri Şam’a geri dönmüşlerdir.
Bizans Rum Ateşi adı verilen yanıcı bir alev sayesinde Arapların surları yararak kente girişi önlemişlerdir. Surlara saldırılarda bu yanıcı ateş üzerlerine püskürtülmüştür. Bu ateş Suriye’den göçen Rum Mimar Callinik tarafından keşfedilmiştir. Bu kuşatma sırasında Hz Muhammet’in arkadaşı Hazreti Eyüp’ün surlar dışında öldüğü, İstanbul’un alınışından yaklaşık 800 yıl sonra kemiklerinin
bulunduğuna inanılan noktada Eyüp Cami ve Türbesi yapılmıştır.
İkinci Arap Saldırısı 717-718 yılları arası 10 ay süreyle gerçekleşti, Bu seferde deniz yoluyla Çanakkale Boğazını geçerek İstanbul önüne gelindi, Sefer’in başında Emevi hanedanından Abdülmelek oğlu BESLEME bulunuyorlardı.
Şimdi Türk Müslüman kaynaklarına dönersek ilk kaynak 1864 yılında yayınlanan “Hadükatül Cevâmi (Camilerin Bahçesi) dir. Bu eserde Arap Camii ile ilgili şu bilgiler yer alır.
“Banisi (kurucusu) Emevi hanedanından Besleme bin Abdülmelek’tir. Hicretin 97 yılında Selanik ve Edirne civarını yakıp yıktıktan sonra !!!!!! Çanakkale Boğazından geçerek İstanbul’u kuşatmış ve ne ki Galata’nın fethi tamamlanmış, bu kutsal camii inşa ettirmiştir. Adı geçen Besleme hicretin 131 yılında Bağdat’ta vefat etmiş, Aynı zamanda Divanı Humayun Kâtibi Hacı Emin Efendi’nin Hicri 1222
Miladi1807 yılında 36 satırlık bit kitabe mermere yazılarak Cami duvarına konulmuştur. Şair Emin Efendi’nin şiirinin tamamı kitapta yer almaktadır. (devam edecek)