SEDİR ADASINDA ALTIN SARISI KUMLAR MISIRDAN MISIR KRALİÇESİ KLEOPATRA
TARAFINDAN GETİRİLMEMİŞ
MEHMET BİLDİRİCİ
Devrim Gazetesi’nin 18.08.2018 tarihli yazısında Sedir Adası’nda koruma altında olan kumlar hakkında bir haber yazısı yayınlandı benim de ilgimi ve dikkatimi çekti.
Haber yazı Muğla Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. İlkay Kuşçu’nun bir bilimsel incelesiydi. Sedir “Adası kumlarının bir efsane olarak Mısır’dan 60 gemi ile getirildi ve Kraliçe Kleopatra sevgilisi
Antonius ile deniz banyosu yaptığı yalandı” şeklindeydi.
Çalışma kapsamında Sedir Adası’ndan ve Kleopatra’nın sarayının olduğu Mısır’da İskenderiye plajından alınan kumlar bilimsel olarak inceleniyor ve sonuçta bu efsanenin yalan, gerçek olmadığı vurgulanıyordu.
Adı üzerinde efsaneler (mitolojiler) her zaman gerçek olmaz, ama kültürel hazinelerdir. Kültürümüzü oluşturur. Yazıda jeoloji açısından bilimsel gerçekler net olarak açıklanmıştır.
Gerçekten Kraliçe Kleopatra, (M.Ö 69-30) kadınlığını da kullanan, tarihin en akıllı en ihtiraslı kadın devlet başkanlarından biridir.
Ancak büyük hırslar ve arzular her Büyük İskender (M.Ö. 356-323) ve Julius Sezar (Caesar) (M.Ö.100-44) gibi onları başarıdan başarıya taşımıştıt.. Büyük ihtiraslar Roma’ya karşı büyük savaş veren
Kartacalı Hannibal (M.Ö 247-182) ve Pontus Kralı Mithridates VI (Ölümü M.Ö 63), ve Mısır Kraliçesi Kleopatra’ya devletlerini, hayatlarını, her şeylerini kaybettirmiştir.
Devrim Gazetesinde 2016 yılında (25.05.2016 ve 28.05 günleri) Kraliçe Kleopatra ile ilgili yazım çıkmıştı. Bunlara ulaşmak için;
www.mehmetbildirici.com Web 2015 Türkçe sayfa 3 (27) girilmelidir.
Tanrıça Athena, Tanrıça Hecate mitolojik varlıklardır. Onlar onlara inananların kafasında yaşarlar. Büyük İskender, Kleopatra mitolojik
kişiler olmayıp tarihi kişilerdir, ama halk gözünde tanrılaştırılmışlardır.
Kleopatra hareketleri, davranışları, olağanüstü hareketleri ile halk
onda tanrısal bir güç olduğuna inanmıştır.
Yazımda Kraliçenin M.Ö 41 yılında Tarsus’a gelişi şöyle anlatılmaktadır.
“Kleopatra’nın Antonius ile görüşmek için geldiği geminin yelkenleri erguvani, kürekleri gümüş, baş tarafı altın kaplamalıydı. Cleopatra bir deniz tanrıçası gibi gemiye bindiğinde flütler çalınıyor.
Kleopatra “Aşk Tanrıçası” gibi giyiniyordu. Nimfler gibi giyinmiş çok genç ve güzel kadınlar geminin dümenini iple idare ediyor. Gemide yakılan kokular Kleopatra çevresindeki havayı şehvetli bir ortama
sokuyor, Tarsus halkı bu manzarayı görmek için akın akın sahile doluşuyordu.”
Tarsus’ta Kleopatra’nın karşılandığı kapının ismi bugün Cleopatra kapısı ya da halk söylenişi ile KANCIK Kapıdır. Bu kapı bu gün denizden çok çok içeridedir. Tarsus’un güneyinde Regma isimli sığ bir
deniz vardı, buradan bir kanalla Tarsus’a gemi ile gidilebiliyordu.
Bir süre birlikte Tarsus’ta kaldıktan sonra Antonius ile Kleopatra M.Ö. 41 yılında denizden Tarsus’tan Efes’e kadar görkemli bir seyahat ettiler, Gezi yapan yabancı bir hükümdar, Mısır kraliçesiydi. Nerelere uğradılar bilinmiyor, Örneğin Sedir Adası’na uğrandı mı? Mısır’dan kum getirildi mi? Göcek’teki Kleoptra deniz hamamı onun için mi yapıldı?
Benim görüşüme göre Anadolu insanın hafızasında bu gezi çok geniş bir iz bırakmış, tanrıça gibi kabul edilmiş efsaneleşmiştir. Pek çok yerde
onun yaşadığına inanılmıştır. Hakkında çok şey anlatılmıştır. Pek çok
güzelliklere ona mal edilmiştir.
Tarihi gerçekler ise şöyledir.
Kendisinden küçük kız kardeşi Arsinoe IV (M.Ö 65-41) Kleopatra’ya daha önce isyan etmiş, Roma’nın Mısır’a gelişine karşı olmuş ama kaybeden taraf olmuştur. Sonuçta Roma’ya götürülmüş ve oradan Efes’te bir tapınağa kapatılmıştır. Ama orada da boş durmamış ablası Cleopatra
aleyhine girişimlerde bulunmuştur..
Efes’e geliş sebebi budur. Antonius kız kardeşi Arsinoe’yi onun gözü önünde idam ettirmiştir. Arsinoe ‘de Mısır Krallığının varisidir.
Efes’e gömülmüştür.
Cleopatra M.Ö. 37 yılında Antonius ile evlenmiş ona da çocuklar doğurmuştur. M.Ö 30 yılında ilk Roma İmparatoru olacak Augustus ile yapılan savaşı kaybetmiş kendisini bir yılana sokturarak intihar etmiştir….
Tarihi bir antik kent olan Sedir (Cedrea) kalıntılar, antik tiyatro vardır. Hadi inandık, Kleopatra kumları İskenderiye’den getirdi, nerede kaldı? O öneme ait kraliçenin kalacağı saraylar nerede?
Eşsiz güzellikteki Göcek adalarının birinde Kleopatra hamamı var.
Hiçbir yazıt yok, alıca gözle inceledim. Kalıntıların daha sonraki dönemlerden kalma olduğu kanısındayım.
Mitoloji ve efsaneler de değerlidir. Kültürdür, ama onları tarihi olaylarla eşdeğer görmemeliyiz.