Artık Hamasi Nutuklar Değil, 'Can Güvenliği' İstiyoruz!..

 

          Artık Hamasi Nutuklar Değil, 'Can Güvenliği' İstiyoruz!..

Tam 13 Kasım 2022 günü, güzel ve güneşli bir Pazar tatili günü, herkes eşleri ve çocuklarıyla harika Taksim-İstiklâl Caddesi'ni gezerken, hiç beklenmedik bir anda, dünyanın en güçlü patlayıcılarından TNT ile yapılmış bir bombayı, hain terörün uygulayıcısı, Suriyeli ruhsuz ve vicdansız bir kadın, bu insanlarımızın ortasına bırakıp kaçıyor; sonuçta ikisi çocuk olmak üzere, 6 insanımız bir hiç uğruna oracıkta ölüyor, 81 insanımız da yaralanıyor!.. Orada siz de, canımızın içi çocuklarımız da, bizi bugünlere getiren vefakâr anne-babalarımız da olabilirdi!? Bir hiç uğruna ölen bu insanlarımıza Tanrı'dan rahmet, yakınlarına sabır ve metanet, yaralı yurttaşlarımıza da acil şifalar diliyorum!..

İstanbul Polisimiz, tam 1200 güvenlik kameralarını tarayarak, suçluları birkaç saat içinde tespit edip, yakaladı, kendilerini yürekten kutluyorum!.. Bombayı oraya getiren, Suriyeli olduğu bildirilen 'Ahlam Albashir' adlı vicdansız kadın yakalandı, ilk sorgusunda da hemen bu işi Suriye'de ABD'nin desteklediği 'PKK-PYD-YPG' adlı terör örgütünün kendisine yaptırdığını itiraf etmiş. Hayret, çok da çabuk ötmüş ama, verilen ilk bilgiler böyleydi!..

14 Kasım Pazartesi günü basına bilgi veren İçişleri Bakanı sayın Süleyman Soylu; "Terörist kadın ülkemize kaçak yollardan giriş yapmış, biz bugüne kadar böyle tam 200 terör eylemini tespit edip, önledik, ama böyle gözden kaçanlar da olabiliyor!? İstiklâl Caddesi'ndeki bir bankta bu terörist kadın 40 dakika kadar oturmuş, sonra elindeki çantayı bırakarak, hızla oradan uzaklaşmış!.. TNT ile yapılmış bir patlayıcı olduğu tespit edildi!.. Edindiğimiz ilk bilgilere göre, bu terörist yakalanmasa Yunanistan'a kaçacakmış. Ancak, yine edindiğimiz yeni bilgilere göre, örgüt emir vermiş, patlama sonrası bu teröristin 'konuşamaması için' yüksek bir kattan veya öldürülüp bir kanala atılması emri verilmiş!.. Amerikan Elçiliği bir taziye mesajı yayımladı, biz o mesajı kabul etmiyor, reddediyoruz!.. Biz esas mesajı aldık, ama onlara çok güçlü, hem de çok güçlü mesaj vereceğiz, göreceksiniz!.." dedi.

Patlamanın olduğu gün akşam saatlerinde de, 'Yeni Akit Gazetesi' bir mesaj yayımladı, orada aynen; "Kılıçdaroğlu daha önce bir açıklama yapmış; 'Kasım ayını bekleyin!' demişti. Acaba bu terör saldırısını mı kastetmişti!?" diyorlardı. Bunu kim için yazıyorlardı? Bu ülkenin kurucu partisi CHP Genel Başkanı olan, kurtarıcımız ve kurucu liderimiz 'Büyük Atatürk'ün koltuğunda oturan Anamuhalefet Partisi Lideri için yazıyorlardı!.. Peki böyle bir günde, bu adına 'Gazeteci' demeye hep utandığım, bu lüzumsuz arkadaşların amacı ne olabilir sizce? Bu mesajı Halk-TV, FOX TV, KRT veya TELE-1 TV, öteki siyasiler için yazmış olsa, RTÜK hemen en üst seviyeden cezalar verip, sayın Cumhuriyet Savcılarımız anında soruşturma açıp, gece yarısı bunları gözaltına aldırır mıydı, aldırmaz mıydı? Siz bu 'Yeni Akit TV' için böyle bir uygulama duydunuz mu? Neden acaba? Yine bir seçim öncesi, bu ülke nereye gidiyor böyle?

Sayın İçişleri Bakanımız ABD'ye tepkisini gösterdi, bu teröristlerin arkasında onların olduğunu ima etmeye çalıştı, biz de bunlara aynen katılıyoruz!.. Bunlara defalarca silâh yardımı yaptığını, lojistik destek verdiğine şahit olduk, müttefiklik ve dostluğa aykırı ne varsa yaptılar!.. Gelin şimdi, şu aziz topraklarımız üzerindeki 'ABD Üslerini' kapatalım, tepkimizi ve kararlılığımızı da öncelikle böyle gösterelim, olmaz mı!? Merhum Ecevit bunu yapmıştı!..

Bu hain terörist kadın yakalanınca, ölen ve yaralanan masum çocuklarımız ve günahsız  insanlarımız gözümün önüne geliverdi. O acıyla bir an düşündüm ve dedim ki; "Bu vicdansız kadının sorgusundan sonra, bir şekilde ölen ve yaralanan insanlarımızın yakınlarını bir Kapalı Spor Salonunda toplasak da, bu cani kadını onların yanına götürsek, bir süre birbirlerinin gözlerinin içine bakıp, bu 'vicdana-insanlığa-Müslümanlığa' sığmayan işi neden yaptığını, bu işten ne kazandığını bizzat kendisine sorsalar" dedim? Ama olmaz değil mi? İnsanlarımız O'nu görünce dayanamazlar değil mi? Önümüzde 'Hukuk' denilen bir şey var, yasalarımız var, devlet geleneklerimiz var değil mi? Ama bu hainler, tüm bunlar bizim gibi masumlar için de geçerliyken, bir şekilde ülkemize gelip, bu katliamları yapıp canımızı acıtacak, sonra da hapishanede biz bu canileri kuzu gibi yine besleyeceğiz değil mi? Ben ihtiyar dallama yazarınız, belki bu acıyla biraz tozutmuş olabilirim, ama sizler bu afakî-abes düşüncelerimi yine de bir düşünün, olur mu!?                              Sakin KOŞAR.

YAZARIN DİĞER YAZILARI