ÖZLEMLE BEKLEDİĞİMİZ '2023 YILINA' VASIL OLDUK ELHAMDÜLİLLAH!..
Bugün 01 Ocak 2023, Pazar günü. Yeni vasıl olduğumuz ve çok şeye gebe olan 2023 !.. Biliyorsunuz, bu yılda işgalci emperyalistlerden tamamen Kurtuluşumuz-Kuruluşumuz ve Cumhuriyetimizin '100. Yılı' coşkuyla-umutla kutlanacak!..
31 Aralık 2022 yılının son gecesinde, pek eskisi gibi olmasa da, yine büyük kutlamalar vardı!.. Eğlence yerlerinden ziyade, genelde evde kutlamalar yapıldı; yenildi-içildi, aile içi ve komşularla eğlenceler düzenlendi, çocuklar ve gençlerimiz bir yaş daha büyüdükleri için çok sevindiler de, bizim gibi yaşlı dallamalar niye bir yaş daha kocadıkları için bu sevinçlere katıldılar, işte benim yetersiz aklım bir türlü buna ermiyordu!? Çocuklar ve gençler neyse de, (kimi blûğ çağına erdi, kimi 18'ine girip çocukluktan çıktı, oy verme, ehliyet alma ve evlenme çağlarına ulaştılar da seviniyorlardı!.. Ya biz yaşlılar, bir yaş daha kocadığımız, ayağımız o malûm çukura bir adım daha yaklaştığı için sevineceğimize, 'ah-vah' edip de, yaslar etmemiz gerekmiyor muydu yani!?
Neyse. 2023 yılı bir de 'Seçim Yılı' biliyorsunuz. Milletvekili aday adayı olacaklar resmî görevlerinden istifa etmeye başladılar!.. Cumhurbaşkanı adayı olacaklar da üst üste 'Kamuoyu Araştırması' yaptırma yarışına girdiler bile!.. Parayı alan araştırma şirketi, kendi adayları yönünde rakamlar açıkladıkça, bu araştırmaların hepsi seçmenin kafalarını karıştırmaktan başka hiçbir halta da yaramaz oluyordu tabii!.. İttifaklar desen, birbirlerinin ayaklarına takoz koyma yarışından hiç geri durmuyorlar!.. Kimisi de, devletin tüm olanaklarını sonuna kadar kullanma yanlışından hiç geri adım atmıyorlar!.. Bakalım bu işin de sonu nereye varacak!? Mevcut yasalar, bazılarının aklına bile gelmiyor, doludizgin yol alıyorlar!..
Düşünüyorum da; bu yalan, bu kavanoz dipli dünyadan bir Fatih Sultan Mehmet (1432-1481) geçti, henüz 49 yaşındayken öldü!.. Padişah Yavuz Sultan Selim (1466-1520) deseniz, 54 yaşındayken veda etti!.. Kurtarıcımız ve kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk'ümüzü daha 57 yaşındayken kaybettik!.. Benim en sevdiğim şair Orhan Veli Kanık desen 36 yaşındayken, Cahit Sıtkı Tarancı da 46 yaşındayken bu dünyadan göçüp gittiler!.. Son Peygamberimiz, biz Müslümanların yaşam ve ilham kaynağı Hz. Muhammed (571-632), henüz 61 yaşındayken vefat etmişti. (Bazı kaynaklar 63 yaşında vefat ettiğini yazarlar.)
Babam 74 yaşında rahmetli olmuştu, ben ise şu anda 72 yaşındayım!.. Yani, babamın öldüğü yaşa daha iki senem var!.. İşte o 'Koca Gidişe' her yıl bir adım daha yaklaşırken, benim gibi yaşlı dallamalar ne diye her yılbaşında eğlenirler, ayaklarını o malûm çukura her yıl bir adım daha yaklaştıran bu yıllara niye sevinirler, neden hep yeni umutlara yelken açtıklarını zannederler, vallayi buna benim hiç aklım almıyor!? Ulan, sonuçta varacağımız son durak belli işte, bunun nesi sevinilir ve neresi kutlanır ki!?
Geçende bizim hep akıl danıştığımız Osman Usta ile Abuzittin'e de bunu sordum!? İkisi de kırışık suratıma dik dik bakıp; "Sen dünyada tek kazık olarak kalacağını mı sanıyorsun!? Niye her yılbaşlarında gelip gelip de bunları bize anlatıyorsun!? Bu dünya Sultan Süleyman'a bile kalmamış, sana mı kalacak!? Her şey olacağına varır, şu beş parmağın beşi de bir mi!? Sırası gelen gidecek ağam, bunu ne sen değiştirebilirsin, ne de biz!? İyisi mi, yaşadığın şu son yılların keyfini çıkar bari yahu!.." dediler, kıt aklımla Felsefe yapmaya kalkışan bendenizi bir güzel benzettiler, iyi mi!?
Daha yılın ilk gününde kös kös eve dönerken, bizim deli Orhan Veli'nin şu dizelerini sayıklıyordum: ".Tüfeğini deppoya koydular/ Esvabını başkasına verdiler/ Artık ne torbasında ekmek kırıntısı/ Ne matarasında dudaklarının izi/ Öyle bir rüzgâr ki/ Kendi gitti/ İsmi bile kalmadı yadigâr/ Yalnız şu beyit kaldı/ Kahve ocağında, el yazısıyla:/ 'Ölüm Allah'ın emri/ Ayrılık olmasaydı." Sakin KOŞAR.