VAZGEÇİLMEZ CUMHURİYETİMİZİN 99. YILI !?

 

  VAZGEÇİLMEZ CUMHURİYETİMİZİN 99. YILI !?

Kimsesizlerin kimsesi olan CUMHURİYET; "Hiçbir ırk, din dil, mezhep ayrımı yapmadan, tüm kadın ve erkeklerin eşit olduğu, halkın kendi kendine yönetimi" demektir!.. Güzel ülkemizin kurtarıcısı ve kurucusu olan ölümsüz liderimiz Mustafa Kemal Atatürk, 28 Ekim 1923 günü akşam saatlerinde yönetici arkadaşlarına; "Efendiler, yarın Cumhuriyet'i ilân edeceğiz!.. Türk Ulusu büyüktür, özgürlüğü ve barışı sever!.. Canı pahasına da olsa Cumhuriyet'i sonsuza kadar yaşatacak güçtedir ve yaşatacaktır!.. Cumhuriyet; etnik kökeni ne olursa olsun, tüm yurttaşların 'Türk Ulusu' çatı kimliğinde birleştirmiştir!.."

Bundan güzel öneri, bundan güzel milletimizi anlatan sözcükler olabilir mi? O yıllarda da, aykırı düşünceli, Osmanlı yanlısı bazı isimler sessizce karşı çıksalar da, büyük çoğunluğun coşkusu karşısında, her zaman yaptıkları gibi susup, 'şimdilik araziye uyma' ikiyüzlülüğü göstererek, bir kenarda beklemeyi tercih etmişlerdir!.. Daha sonra uygun ortam bulduklarında 'Cumhuriyet Düşmanlığı' yapanlar, işte o zamanki bu araziye uyanların uzantılarıdır!.. Geçenlerde çıkıp da; ".Cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir!.." diyen nankörler de, işte bu uzantıların içinde olanlardır!..

Büyük Atatürk, Cumhuriyet'i kurup tüm medeni ve gelişmiş devletlerden övgüler alırken, ezilmekte olan mazlum ülkelere de 'yol gösterici' olurken, kendi ulusunun gençlerine şöyle sesleniyordu: "Eyy yükselen yeni nesil; istikbal sizsiniz!.. Cumhuriyet'i biz kurduk, onu yükseltecek ve ilelebet yaşatacak olan sizlersiniz!.." diyordu. Bu bir rica değil, bir ATA VASİYETİ idi!.. Buna uyanlar bizden, uymayanlar ise mayası bozuk olanlardır!..

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın 99. Yılını Kutlama Günü ertesinde, gerçek vatanseverlerimizin attıkları mesajları taradım, bence en güzel olanını seçip size aktarmayı uygun gördüm. Binlerce mesajdan birisi aynen şöyleydi: "Cumhuriyet Bayramımız, güne coşku ve mutlulukla uyanmak demektir!.. Canım ülkem ve milletime mutlu, sağlıklı, barış dolu ve bütünlük içinde, daha nice 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı günleri dilerim!.. Vazgeçilmez Cumhuriyetimizin 99. Yıldönümü, o heyecanı kalbinin en derin yerlerinde hisseden herkese kutlu olsun!.." Bir kutlamada daha ne denilebilirdi ki? Benim çok hoşuma gitti, sizinle de bu sebeple paylaşmak istedim, bunu yazan kardeşimizin elleri dert görmesin!..

İşgalden vatan topraklarımızı kurtaran Atatürk ve arkadaşları, yeni kurdukları bağımsız, lâik ve bir hukuk devleti olan "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" ile 624 yıllık çökmüş, köhnemiş, tek kişinin yönettiği 'Osmanlı İmparatorluğu'na son verip, bu aziz topraklar üzerinde genç, demokratik, çağdaş ve medeni ülkeler gibi bir ülke inşa etmişlerdi!.. Kısa zamanda Osmanlı borçlarını ödeyip, yeni yatırımlarla fabrikalar, limanlar, demiryolları yaptılar!.. 'Köy Enstitüleriyle' eğitim, sağlık ve tarımda çığır açtılar!..

Osmanlının iyice yıprandığı son yıllarında, ülkenin her yerinde isyanlar çıktı; çeteler ve efeler dağlara hâkim oldu, zaptiye bunlarla baş edemez haldeydi!.. 1830 yılında Atçalı Kel Memet, Aydın Vilayetini bastı, okuma-yazma bilmediği halde kendini Vali ilân edip; "Vali-i vilayet, hademe-i devlet, Atçalı Kel Memet" yani; "Vilayetin Valisi, devletin hademesi Atçalı Kel Memet" yazılı mühürle fermanlar yayımlayıp, bir süre Aydın'ı yönetmiş, Osmanlı Zaptiyesi ve Ağaların baskısından bunalmış olan halk, kendisinden çok memnun kalmıştı.

Ödemişli Çakırcalı Mehmet Efe, babası Çakırcalı Ahmet Efeyi kalleşlikle öldüren Boşnak Hasan Çavuş'u vurmak için dağa çıktı, tam 15 yıl dağlarda hüküm sürebilen tek efe oldu, Hasan Çavuş'u ve Mülazım Hüsnü Efendiyi bir pusuda öldürdü!.. Kamalı Zeybek, Posluoğlu ve birçok Rum Çeteyi dağlardan temizledi, zenginlerden aldıklarını fakir fukaraya dağıttı, köprüler yaptırdı, halkın çok sevdiği biri oldu, adına türküler yakıldı: "İzmir'in kavakları/ Dökülür yaprakları/ Bize de derler Çakıcı/ Yâr fidan boylum/ Yakarız konakları!.." gibi.

Dikkat edilirse, o eski türkülerde hep bir 'Konak, Köşk, Saray, Zaptiye, Ağa' düşmanlığı vardır!.. İşte bu, halkın uğradığı baskılara müzikle isyan etmek demekti!.. Cumhuriyet, halkımızı bu Saray-Konak-Ağa baskılarından kurtarıp, yönetimi kendilerine vermiştir!.. Son yıllarda bunu yine tersine çevirmeye çalışanları görüyoruz, hiç merak etmeyiniz, asla başarılı olamayacaklar, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır!..           Sakin KOŞAR.

YAZARIN DİĞER YAZILARI