100 YIL ÖNCEKİ" MİLLİ SIR".

 

                                    100 YIL ÖNCEKİ" MİLLİ SIR".

Osmanlı Devleti'nin İtilaf Devletleri ile 31 Ekim 1918 tarihinde imzalamış olduğu Mondros Ateşkes Antlaşması'nın ardından ülkemiz İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmeye başlamış ve 13 Kasım 1918 tarihinde de 72 parçalık İtilaf Devletleri donanması İstanbul Boğazı'na demirlemişti.

Böylece İtilaf Devletleri üç yıl önce binlerce kayıp verip geçemedikleri Çanakkale Boğazı'nı ateşkes antlaşması hükümleri gereği rahat bir şekilde geçip İstanbul'a ulaşmışlardı.

Tarihin garip bir cilvesi olarak aynı gün Mustafa Kemal Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı görevinden ayrılıp Adana'dan İstanbul'a dönmüştü. Haydarpaşa'dan vapurla karşıya geçerken kendisine İtilaf Devletleri'nin gemilerini gösteren yaverine "Geldikleri giderler "sözünü söylemişti.

İŞGALLERE KARŞI TÜRK HALKININ TEPKİLERİ.

Mondros Ateşkes Antlaşması'nın ardından başlayan işgallere karşı Türk halkı  yerel bazda direniş göstermiş.İlk direniş ve çatışma 1918 yılın Aralık ayının ortalarında Güney Cephesi'nde Dörtyol'da Fransızlara karşı gerçekleşir.

Ardından Yunanlıların 15 Mayıs 1919'da İzmir'e asker çıkartmaları üzerine Batı Cephesi'nde de Yunanlılar'a karşı direniş başlar.

"KUVAY-I MİLLİYE HAREKETİ"NİN  DOĞUŞU.

İşgallere karşı kendiliğinden başlayan ,birbirinden kopuk direniş hareketine "Kuvay-ı Milliye Hareketi",bu ruha da " Kuvay-ı Milliye Ruhu "adı verilmiştir.Böylece işgal bölgelerinde yerel Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri oluşmuştur.
Bu cemiyetler Sivas Kongresi'nde "Anadolu ve Rumeli Müdaa-i Hukuk Cemiyeti" çatısı altında birleştirildi. Ardından,Sivas Kongresi'ne katılan üyelerden 15 kişilik bir  "Temsil Kurulu "  oluşturuldu.Mustafa Kemal'in başkanlığını yaptığı "Temsil Kurulu",TBMM açılana kadar Kurtuluş Savaşı'nı yönetmiştir.

TBMM'NİN AÇILMASINI SAĞLAYAN SÜREÇ.

İstanbul Hükümeti'nin  Sivas Kongresi'nin toplanmasını engelleme çabalarına karşılık olarak temsil Kurulu İstanbul'la her türlü yazışma,haberleşme ve vergi vermeyi kesince Damat Ferit Hükümeti istifa etmek zorunda kalır.

Yerine Kurulan yeni Hükümet ,Temsil Kurulu ile uzlaşma yolunu arar.Sonrasında Amasya Görüşmeleri sonrasında İstanbul Hükümeti ve temsil Kurulu ülkede seçimlerin yapılması ve Mebusan Meclisi'nin açılması konusunda anlaşırlar. Mustafa Kemal Meclisin Anadolu'da açılmasını istemişse de,"Padişah bir yerde meclis bir yerde olmaz " denilerek karşı çıkılır.Böylece 12 Ocak 1920 tarihinde İstanbul'da Mebusan Meclisi açılır.

Erzurum Milletvekili olarak Osmanlı Mebusan Meclisi'nde yer alan Mustafa Kemal,tutuklanacağı gerekçesiyle İstanbul'a gidemez.Osmanlı Mebusan Meclisi 28 Ocak 1920 tarihinde "Misak-ı Milli kararları"nı alınca ,16 Mart 1920 tarihinde İstanbul İngilizler tarafından işgal edilir ve Mebusan Meclisi dağıtılır.

TBMM'NİN AÇILMASI.

Bu gelişme üzerine Mustafa Kemal 19 Mart'ta Valiliklere ve Kolordu Komutanlıklarına çektiği telgrafla Ankara'da yeni bir meclisin açılacağını duyurur.Padişah Vahdettin'in 11 Nisan'da  Mebusan Meclisi 'ni feshetmesi üzerine süreç hızlanır.Ardından Mustafa Kemal 21 Nisan'da  ,Meclisin açılış tarihi olarak 23 Nisan tarihini bir genelgeyle duyurur.

23 Nisan 1920 tarihinde açılacak olan meclis, daha önce İttihat ve Terakki Partisi'nin binası olarak yapılan ama tamamlanamayan binada toplanacaktır.

Büyük Millet Meclisi ,23 Nisan 1920 tarihinde 115 milletvekilinin katılımıyla,Hacı Bayram Camii'nde kılınan Cuma namazının ardından Meclisteki en yaşlı üye olan Sinop Milletvekili Şerif bey tarafından 13.45'te açılır.

MECLİS BAŞKANI'NIN SEÇİLMESİ VE MUSTAFA KEMAL'İN ÖNERGESİ

Büyük Millet Meclisi 24 Nisan 1920 tarihinde gerçekleşen ilk toplantısında Mustafa Kemal'i 110 oyla Meclise Başkan seçer.Aynı gün Mustafa Kemal Büyük Millet Meclisi'ne bir önerge verir.Bu önerge aşağıdaki maddelerden oluşmaktaydı.

1-  Hükümet kurmak zorunludur. (Meclis bu hükmü kabul etmekle, "Kurucu Meclis" Olma özelliğini kazanmıştır.Anayasa hazırlayan her meclis kurucudur).

2-  Geçici de olsa bir hükümet başkanı tanımak veya padişah vekili (kaymakamı) atamak doğru değildir. (TBMM'nin süreklilik özelliği. Meclisin kararlarında bağımsız olması düşünülmüştür).

3-  TBMM'nin üstünde hiçbir güç ve kuvvet yoktur. Mecliste toplanmış olan ulusal iradeyi gerçek olarak vatanın geleceğine egemen kılmak temel ilkedir (Ulusal Egemenlik. Bu maddeye göre Osmanlı Padişahı ve Hükümeti yok sayıldığı gibi yeni bir devletin kurulduğu belirtilir).

4-  TBMM, kanun yapma ve kanun yürütme yetkilerini kendinde toplamıştır (Güçler Birliği İlkesi'ni benimsemiştir).

5-  Meclis içinden ayrılacak ve meclis tarafından görevlendirilecek bir heyet, meclise vekil olarak hükümet işlerini görür. Meclis Başkanı bu hükümetin de başkanıdır ("Meclis Hükümeti Modeli" benimsenmiştir).

6-  Padişah ve Halife, bulunduğu baskıdan kurtulduktan sonra Meclisin düzenleyeceği kanuni esaslara göre durumunu alır.

MİLLİ SIR "CUMHURİYET"TİR...

 Yukarıdaki maddeleri incelediğimizde 23 Nisan 1920'de Ankara'da Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla "yeni bir devlet kurulmuştur".Ankara'da Kurulan Meclis Hükümeti'nin işleyiş bakımından "Cumhuriyet" yönetiminden bir fakı yoktur.

İlk TBMM, Padişah-Halifeyi düşman elinden kurtarma görevini de üstlenmiştir. Bu karar; halife taraftarlarına karşı hem bir tedbir olarak, hem de devam eden bağımsızlık savaşına için alınmıştır.

Ama o dönemde padişah ve halife taraftarlarını Kurtuluş Mücadelesi'ne kazanmak ve onların da desteğini sağlayıp düşmana karşı Kurtuluşa kadar birlikte mücadele edebilmek için bu konu "Milli Sır "olarak saklanmıştır. Yani 23 Nisan 1920'de Ankara'da doğan çocuğun adı ,o dönemin koşullarından dolayı üç yıl sonra, 29 Ekim 1923'te   konmuştur.

Nitekim Mustafa Kemal ,Nutuk'da bu durumu,"Böyle bir hükümet modeli,ulusal egemenlik temeline dayanan halk hükümetidir.Cumhuriyet'tir" şeklinde açıklar.

TBMM'nin açılmasının  100.yıl dönümünde başta ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere TBMM'nin açılmasında emeği geçenleri saygı ve rahmetle anıyoruz.Bu vatan sizlere minnettardır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI