AKBÜK’TEKİ AĞAÇ KATLİAMI…
Gökova Körfezi’nde yer alan bir yeryüzü cenneti Akbük Koyu mavi tur yolculuklarının en önemli duraklarından olmasının yanısıra yerli ve yabancı turistlerin,Muğlalıların çoğunlukla günü birlik ziyaret edip denize girdikleri muhtşem bir koydur. Bu koyu muhteşem kılan özelliği cam gibi berrak temiz suyu,sahilinin her yerinden denize girilebilmesi ve özellikle koyun giriş kısmında yer alan sakızlık ağaçlarının gölgesinde yerli halkın piknik yapıp güzel vakit geçirmesidir.
Akbük yıllarca yolunun kötü olmasından dolayı bu kadar rağbet görmüyordu.Yolun genişletilmesinin ardından özellikle son yıllarda çok büyük rağbet gördüğü için sahil boyları şezlonglarla doldurulmuştu.Bu yüzden rant kavgasının yaşandığı bir bölge durumundaydı.
Dün akşam üstü sosyal medyada gördüğüm Akbük ‘ün girişindeki sahil bandında yer alan 30 kadar sakızlık ağaçlarının kesilmiş hali yüreğimi burktu.Beynimden vurulmuşa döndüm.Hemen CİMER’e faillerin yakalanması ve hakim karşısına çıkartılıp cezalandırılması konusunda olayı ihbar ettim.Sonrasında da sosyal medya hesabımdan kamuoyu tepkisi oluşturmak amacıyla çeşitli guruplarda paylaştım.
Olaya Yerkesik jandarma komutanlığı müdahalede bulunup ,failin ya da faillerin yakalanması konusunda çalışmalar başlatmışlardır(Sabah sağlam bir kaynaktan aldığım duyuma göre fail yakalanmış.Cezaevinden yeni çıkmış sorunlu biriymiş.)Bu tür olaylarda fayda hesabı ön plana çıkar.Ağaçların kesilmesi kimin işine gelir?Bunların sorgulanması gerekir.Olayı bir suçlunun üstüne yıkıp,rantını birilerinin yemesine izin verdirtmemeliyiz.
KAPİTALİZM GÖLGESİNİ SATAMADIĞI AĞACI KESERMİŞ.
Akbük’te yaşanan ağaç katliamı “Ormanlarımdan bir dal kesenin kafasını keserim “ diyen ecdadımız Fatih Sultan Mehmet’in de kemiklerini sızlatıyordur.Maalesef Türkiye 1980’lerden sonra tamamen kapitalist yönetim anlayışının esiri olmuş durumda.Rant anlayışı her şeyin önüne geçmiş durumda.Herşeye fayda,kâr gözüyle bakmamız “Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı kesermiş “ anlayışını haklı kılıyor.
Daha önceden Akbük’ü Koruma Derneği’nin işletmiş olduğu bölge bugün Türkiye Çevre Koruma Vakfı ve Muğla’ya Hizmet Vakfı’nın ortak kuruluşu olan MUÇEV’in yetki alanında bulunmaktadır.MUÇEV burasını ikinci şahıslara kiralamaktadır.
Ağaçların kesildiği bölge halkın kullanımında olan ,halkın ağaçların altında piknik yapıp,denize girdikleri bir yerdi.Bu yüzden orası yine halkın kullanımına bırakılmalı ve ikinci şahıslara kiralanmamalıdır.Zaten bu durumda kiralayan şahıs olayla ilgisi olmasa bile zan altında kalacak demektir.
MENTEŞE BELEDİYE BAŞKANI BAHATTİN GÜMÜŞ VE MUÇEP OLAY YERİNDE.
Olayın duyulmasının ardından Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş ve Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) üyeleri olay yerine gidip incelemelerde bulunmuş ve Bahattin Gümüş Sosyal medya hesabından “Gökova körfezimizin cennet koylarından Akbük’te yaşanan ağaç katliamını yerinde inceledik. Doğal sit alanı Akbük’ün önce sit derecesiyle oynadılar, daha sonra imar barışı adıyla yapılaşmaya müsade ettiler. Sonuç; Asırlık menengiç ve sığla ağaçlarının rant uğruna katledilişi...Halk arasında şimşir diye bilinen bu kadim ağaçlarımızın nesli tükenmekte. Akbük dışında sadece Girit Adası’nda yetişen bu ağaçlarımızın tohumları da bulunmuyor. Yaşanan bu katliama dur demek ve Akbük’ün sahipsiz olmadığını göstermek için bugün MUÇEP üyeleri ile birlikte Akbük’e gittik. Ağaç katliamına duyarsız kalmayan vatandaşlarımıza ve basınımıza teşekkür ediyorum. Katliamın sorumluluların biran önce bulunması ve gerekli cezai işlemlerin yapılması için Menteşe Belediyesi olarak bizlerde takipçisi olacağız. #akbüksahipsizdeğildir” şeklinde açıklamalarda bulunmuştur.
Akbükte yaşanan insanlık dışı bu olayı lanetleyip,kınıyorum.Önerim tıpkı Milas Ören beldesinde olduğu gibi bu bölgenin ihalesini Menteşe Belediyesi’nin alıp işletmesi ve cüzi bir ücret karşılığında halkın kullanımına sunması.