AKIL TULTULMASI VE İHANET….

AKIL TULTULMASI VE İHANET….

Boğaziçi Üniversitesi’nde Boğaziçi İslam Topluluğu tarafından düzenlenen bir organizasyonda, Yunan asıllı İngiliz yazar Hamza Andreas Tzortzis Atatürk’e “şeytan” dedi.İzleyenlerde bu sözleri alkışladı.Sözü söyleyene mi kızarsın yoksa alkışlayanlara mı?

Bir ülkenin kurtarıcı ve kurucu liderine karşı bu tür hakaret etme hakkını bu Yunan kırması İngiliz vatandaşı nerden alıyor.Bu zat-ı muhtrem aynı şeyleri ABD’de George Wahington için söyleyebilir mi?Almanya’da Otto Von Bismark için söyleyebilir mi? İtalya’da Mazzini,Garibaldi,Cavour için söyleyebilir mi?Söylese bile dinleyenler bu söylemi alkışlar mı?

Bunun  için akıl tutulması ve ihanet gerekir.Hadi malum zatı anladık.Yunan asıllı bir İngiliz vatandaşı olduğu için Kurtuluş Savaşı’ndan dolayı “kuyruk acısı “ olduğu için bu söylemi dile getirmiş olabilir.

Ya bu söylemi alkışlayan Türk ! öğrencilere ne demeli?Bu öğrenciler ,bu zat aynı söylemi Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey,Osmanlı Devleti’nin simge padişahlarından Fatih,Yavuz,Kanuni ya da II.Abdülhamit için söylemiş olsaydı yine alkışlayacaklar mıydı?

Bu durum ister istemez insanın aklına Kurtuluş Savaşı’ndaki işgalcilerle işbirliği eden sakallı sarıklı hocalarlarla birlikte Sait Molla,İskilipli Atıf,Dürrizade Abdullah ,daha sonra da Cumhuriyet’e isyan eden Şeyh Sait ve Menemen’de Kubilay’ın kafasını kesen Derviş Mehmet’i getiriyor.

Doğal olarak yaşadıkları ülkenin kurtarıcı ve kurucu liderine karşı yapılmış bu söylemi alkışlamak, yukarıdaki hainlerin torunları olmakla eş değerdir.

Kurtuluş Savaşı sırasında İzmir işgal edildiğinde “Yunan askerleri padişah efendimizin davetiyle gelmiştir,direnmeyin” diyen ve “Yunan askerlerinin işgal eyleminde başarılı olmaları için Cuma namazında dua edin “diyen Bakanlar vardı.

Bunun dışında İşgallere karşı direnilmemesi için kasaba kasaba,şehir şehir,köy köy dolaşan çoğu hocalardan oluşan “Heyet-i Nasiha “ üyeleri vardı.Kurtuluş savaşını başaranlar “ateşi ve ihaneti “gördü.

 

Yine Kurtuluş Savaşı sırasında İngiliz uçakları tarafından Türk köyleri üzerine havadan atılan ,“ Mustafa Kemal ve Kuvvay-ı Milliyeciler dinsizdir,vatan hainidir,bunlarla savaşmak farzdır “diyen bildirileri hazırlayan Osmanlı Devleti’nin şeyhülislamı Dürrizade Abdullah Efendi’ye karşı çıkıp,”karşı fetva “hazırlayan ve bunu 13 ilin müftüsüne onaylattıktan sonra yayınlayan Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi ‘yi tarihte ve bu milletin kalbinde hak ettikleri yerleri almışlardır.

Kurtuluş Savaşı üç farklı alanda yürütülen mücadele sonucunda başarıya ulaşmıştır.Bunlar, İşgalcilere karşı,İstanbul Hükümeti’ne karşı ve” isyancılara karşı “ (Bolu,Hendek,Düzce,Konya Delibaş Mehmet ve Bozkır isyanları vd.) gerçekleşen mücadeledir.Ülkeyi işgalcilerden kurtarmak isteyenlere karşı savaşanlarla,yukarıdaki söylemi alkışlayanların arasındaki bağ “Düşünce ortağı “ olmalarıdır.

Malum Boğaziçi Üniversitesi ABD’lilerin açtığı Robert Kolej’in devamıdır.Burada Yunan asıllı bir İngiliz yazarın Atatürk’ü “ şeytan “ olarak nitelemesini kabul etmek ,” Kurtuluş Savaşı”nı keşke Yunan kazansaydı “ diyen fesli Kadir ile düşünce ortağı olmak demektir.Hele hele onun kurtarılmasına ve kurulmasına öncülük ettiği bir ülkenin vatandaşı olup ,o ülkenin okullarında okuyanların bu söylemi alkışlaması “akıl tutulması” nın dışında “ihanet”le eşdeğerdir.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI