Ülkesine ve milletine karşı bir sorumluluğu olduğunu daha öğrencilik yıllarında kavrayan ve çareler arayan Mustafa Kemal’i anlamak için şu gerçeklerin bilinmesi gerekiyor:’’Babasını 5-6 yıl önce kaybetmiş,dul annesi ve kız kardeşleriyle yokluk içinde çırpınan, 13-14 yaşlarında yatılı okulda okuduğu sırada hafta sonu için eve geldiğinde ,sonradan üvey babası olduğunu öğrendiği orta yaşlı bir adamla karşılaşan ve kendisinden izin alınmadığı için bu durumu kabullenmeyip evi terk eden ve uzun bir süre eve gelmeyerek , uzaktan akrabası olan bir kadının yanına sığınan ergenlik dönemi başındaki bir çocuğun durumunu düşünün.
‘’BEN ONLARA GÖSTERİRİM , GÖRSÜNLER BEN İLERİDE NELER OLACAĞIM.
Normalde bu durumdaki çocuğun her şeye boş verip, başı boş bir serseri ve avare bir kişi olması beklenir.Ama bu olmaz.Bu çocuk Kurtuluş Savaşı’nın lideri,Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa kemal’den başkası değildir.
İçinde bulunduğu olumsuz koşullar Mustafa Kemal’i motive etmiş kendi kendine hep ‘’Ben onlara gösteririm.Görsünler ben ileride neler olacağım ‘’ diyerek kendi kendini motive etmiştir.
27 YAŞINDA ÜÇ ÇOCUKLU BİR DUL: ‘’ ZÜBEYDE HANIM
27 Yaşında üç çocuğuyla dul kalan Zübeyde Hanım’ın Selanik gibi bir şehirde maddi imkansızlıklardan dolayı tek başına yaşaması mümkün değildi.Bu yüzden yaşça kendisinden çok büyük olan Tekel İdaresi’nde çalışan dört çocuklu dul bir adam olan Ragıb Efendi ile evlenir.Bu bir mantık evliliğidir.
Mustafa Kemal daha sonra üvey abası Ragıb Efendiyi çok sever ve ona her zaman sevgi saygı gösterir.Mustafa Kemal’in gençliğe adım atışı böyle bir ruhsal durum içinde olur.
ÜLKENİN İÇİNDE BULUNDUĞU DURUMA DUYARSIZ KALMAYIP,SORUMLULUK ALAN GENÇ MUSTAFA KEMAL
Mustafa Kemal’in öğrenciliği döneminde imparatorluk parçalanıyor,ülke çöküşe doğru gidiyor ve devlet ekonomik,mali ve siyasal bağımsızlığını yitirmek üzereydi.Ülke, II.Abdülhamit’in baskıcı rejimi altında bunalmış bir durumdaydı.
Mustafa kemal ülkenin kötü yazgısını değiştirmek için tarih önünde sorumluluk alma duygusuna genç yaşta sahip olmuştu.Daha Manastır’da askeri lise öğrencisiyken ,ülkenin yönetimindeki ve siyasetindeki kötülükleri arkadaşlarına da anlatmak ve bu konudaki görüşlerini yaymak için arkadaşları arasında okunmak üzere el yazısı ile gizli bir okul gazetesi çıkarmıştır.
UMUTSUZLUĞA KARŞI YENİ ARAYIŞLAR.
Mustafa Kemal Harp Akademisi yıllarındayken Osmanlı İmparatorlu’nun kurtuluş umudunun olmadığını görmüştü.Bu yüzden Osmanlı ıslahatçıları gibi boş yere imparatorluğu kurtarmak için uğraşmadı.Amacı ömrünü tamamlamış bu siyasi yapı yerine ,sarsılmaz ve sonsuz bir inancı olan Türk Ulusuna dayanarak,ulusal sınırlar içinde özgür ve bağımsız,yeni ve modern bir Türk Devleti kurmaktı.
MUSTAFA KEMAL’İN ETKİLENDİĞİ ÖĞRETMEN,YAZAR,ŞAİR VE DÜŞÜNÜRLER.
Mustafa Kemal’in düşünce yapısının olgunlaşmasında etkili olan öğretmenleri ,şükranla andığı Selanik Askeri Ortaokulu’ndan Fransızca Öğretmeni Yzb.Nakiyüddin Yücekök ile Manastır Askeri Lisesi’ndeyken tarih dersine giren Topçu Kolağası Mehmet Tevfik Bilge’ydir
Mustafa Kemal çağının yazar,şair ve düşünürlerinden de çok etkilenmiştir.Bunlar arsında vatan sevgisi ve özgürlük konularında Namık Kemal,Tevfik Fikret,Cumhuriyet konusunda Janjack Roussou,Milliyetçilik konusunda Ziya Gökalp,Mehmet Emin Yurdakul,Akılcılık konusunda Dekart,Ogüst Comte ve Kant.İnkılapçılık konusunda da Filibeli Ahmet Hilmi Bey’den çok etkilenmiştir.
BİR İHTİLALCİ VE SİYASİ AKTİVİST OLARAK MUSTAFA KEMAL.
Mustafa Kemal Şam’da kurmuş olduğu ‘’vatan ve Hürriyet Cemiyeti’’nin bir şubesini 1906’da Selanik’te açarken,kendisi gibi genç olan arkadaşlarına şöyle seslenmişti:’’Tarih bugün evlatlarına bazı büyük sorumluluklar yüklüyor.Sizden fedakarlıklar bekliyorum.Sürüp gitmekte olan baskıcı rejime karşı ancak ihtilal ile cevap vermek ve köhneleşmiş olan çürük idareyi yıkmak,milleti hakim kılmak ve vatanı kurtarmak için sizleri göreve davet ediyorum’’.Mustafa kemal Atatürk bu sözleri söylediğinde 25 yaşında bir gençti.
KARANLIK VE UMUTSUZLUKLARIN ERİDİĞİ YIL :1919
1919 Yılı karanlıklar ve umutsuzlukların eridiği bir yıldı.İmparatorluğun içinde bulunduğu karanlık ve umutsuz ortamda Mustafa kemal Atatürk için tükenmez inanç kaynağı yüreğini kaplayan millet sevgisi ile Türk Gençliğine duyduğu sonsuz güvendi.
Herkesin umudunu yitirdiği ,gelecek kaygısı içine düştüğü 1919 yılında Kurtuluş Savaşı’nın başında ‘’ Biz her şeyi gençliğe bırakacağız.Geleceğin ışık saçan çiçekleri onlardır .Bütün ümidim gençliktedir ‘’ diyordu.
Gençliğe bu kadar güvenen Atatürk Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç günü olan 19 Mayıs’ı gençliğe ‘’ Gençlik ve Spor Bayramı ‘’,Samsun’dan Havza’ya giderken kendisinin de coşkuyla söylediği ‘’ Dağ Başını Duman Almış ‘’ marşını da ‘’ Gençlik Marşı ‘’ olarak armağan etmiştir.Bugün dünyada çocuk ve gençlik bayramı olan tek ülke Türkiye’dir.