İHANET

İHANET

 

Bu gün Diyanetin ve dini vakıfların, derneklerin, cemaatlerin Milli Eğitim Banlığında, okullardaki eğitim üzerinde daha da etkilerinin artırılması, anayasaya, yasalara, evrensel insan haklarına, laikliğe aykırı bir gelişme olduğu gibi, ağır bir suç işlenmektedir. Bu suçu kim işlerse işlesin, topluma hesap vermek zorundadır. Yeri gelmişken 05.01.2017 tarihinde yazmış olduğum bir yazıyı okuyucularımla paylaşmak istiyorum.

Topluma ihanet sadece ülkenin gizli sırlarını başka toplumlara, ülkelere vermekle olmaz. Topluma ihanet sadece yalan söyleyerek, toplumun emeğini, alın terini sömürmekle olmaz. Topluma ihanet sadece soygun yaparak, çalarak olmaz. Topluma ihanet sadece terör eylemleriyle toplumu sindirip, çıkar elde etmekle olmaz. Topluma ihanet sadece yalan söyleyerek politik çıkar sağlamakla olmaz. Siz bu gibi örnekleri çoğaltabilirsiniz. Bu gibi ihanetlerin üstesinden kısa sürede gelinebilir, toplum düze çıkarılabilir.

Bir topluma en büyük ihanet yüz yıllar, bin yıllar geri kalmasını sağlayacak, gerçeklerden koparacak, sordurmayacak, sormayacak, köle ruhlu insanların yetiştirilmesini sağlayacak bir eğitim sisteminin oluşturulması, oluşturulmasını istemektir. Böyle bir eğitimle yetişecek toplumu modern, çağdaş toplum düzeyine getirebilmek, atalarımızın dediği gibi, "deveye hendek atlatmaktan daha zordur." Çünkü böyle bir eğitimle yetişen insanlardan doğacak nesillerin aynı zihniyeti taşımalarından dolayı ilerlemesi, gelişmesi, insanlık değerlerini yakalaması, insan olması imkânsıza yakın bir şey. Bunun dinle, inançla, inanmakla bir alakası yoktur. Örnek olarak Cumhuriyet dönemi boyunca insanlar çağdaş bilimlerden faydalanmış, gelişmiş, hem inançlarını, hem de dini görevlerini özgürce yerine getirmişlerdir. İşte İslam âleminin düştüğü karanlık budur. İslam aleminin düştüğü çıkmaz; gelişmiş toplumların (Çoğu Hıristiyan) geliştirdiği teknoloji ve silahlarıyla birbirlerini kırmaları, uygarlığı yakalayamamaları aldıkları eğitimin neticesidir.

Eğitimde söz sahibi olan Eğitim-Bir Sen, toplumu akıl ve bilimden uzaklaştıracak, yüz yıllarca geriye götürecek bir eğitim sistemini topluma dayatmaya çalışıyor. Cumhuriyetle kavuştuğumuz akıl ve bilimsel eğitim yönteminden ayrılmamızı, yerine sormayan, sorgulamayan, köle ruhlu insanların yetişmesini istiyor.

Cumhuriyeti kuran ve bize akıl ve bilimsel, çağdaş, laik bir eğitim sistemi sunan Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi; "Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir doğma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır. Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişmesini inkâr etmek olur. Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar."

Eğitim Birliği Sendikası (Eğitim-Bir Sen) Türk toplumunu, dini de bahane ederek Arapçayı (Dil emperyalizmi) dilimize dayatmaya (empoze etmeye) ve Türk kültürünü, dilini yok etmeye çalışıyor. Bir ulusun, topluluğun dili, kültürü başka bir topluluğun, ulusun boyunduruğu altına girerse, o toplum, ulus yozlaşır ve yok olur. Bu sendika "Atatürkçülük kaldırılsın" derken, Türk ulusunu köle haline getirmek istiyor. Osmanlı İmparatorluğunda konuşulan Arapça ve Farsça dilinin bu topluma ne kadar yabancı olduğunu bilmemeleri mümkün değil. O nedenle bu sendika Türk milletine ihanet ediyor!

İşte ihanetin (herkesin görüşüdür dense de, ben kibar davranmayacağım) söyleme ve yazıya yansıması; "Kemalizm adı altında 'Cumhuriyet elitleri' dini bağların güçlü olduğu ümmetçi (Köle) bir toplumdan seküler bir Türk Ulusu inşa etmeyi kendilerine hedef olarak tanımlamaktadır. Bunu gerçekleştirmek için din ifadesi anayasadan çıkarılmış ve geçmişle bağı koparmak için alfabe değiştirilmiştir. Pozitivist bir bilim anlayışı çerçevesinde modern eğitim sistemi tasarlanmıştır. Aklı ve bilimi kutsayan ve dini aşağılayan pozitivist anlayışı ile insan yetiştirmek hedeflenmiştir."

Eğitim-Bir Sen Nevşehir Şube Başkan yardımcısı, Yunus Emre İmam Hatip Ortaokulu Müdürü İskender Çınar, "İlk laik şeytandır. Dünyada ne kadar hırsız, p. varsa laiktir." Söylemini çekinmeden facebook hesabından paylaşabiliyor. Ülkenin çocukları bu gibi gerici ve yobazlara emanet ediliyor. Laik bir ülkede böyle ahlaksız, dinsiz p.lere çocukların emanet edilmesi ülkenin çökmesinin ana nedenleri arasındadır. Bunlar IŞİT, El Kaide vb. terör örgütlerinden ne farkı vardır? Bu terörist ruhlu insanların tanrıya ne kadar inandıklar da şüphelidir. Bunlar dini kendi çıkarı için kullanan insanlar değil de nedir? Bu ülkede kimin ibadeti engellenmiştir? Bu insanlar dindarlara ve dine büyük zarar vermiyorlar mı? Toplumu yüzlerce, binlerce yıl geriye götürmelerinde ne gibi karları olabilir? İnsanın aklını kullanmasına neden karşı çıkarlar? Aklı kullanarak üretilen teknolojik ürünleri bu geri zekâlılar kullanmıyorlar mı? İnsanın aklını kullanmasını dine ne gibi zararı vardır? "Hırsız, p." diyen din bilgisi öğretmeninin, dini kullanarak zengin olan, çalan, yalan söyleyen vb. gibi insanları neden görmezler? Bunların beyinleri incelense, kesin fitne-fesat çıkar?

Bir topluma en büyük ihanet bu değil de nedir? Bunların din bilgini dedikleri din adamları, Şeyhülislamları da vatana ihanet etmediler mi? Hele bunların yalancı bir tarihçileri vardı, "Yunan kazansaydı" diyerek vatana ihanet etmedi mi? bunlar iki ayaklı en büyük şeytan değiller de nedirler?

Allah bunlara akıl fikir versin diyeceğim ama Allah bunları görünce yolunu değiştirmesinden korkuyorum!

Saygılarımla.  

 

05.01.2017 

 

Kemal Gürbüz

Şair, Yazar-Devlet Sanatçısı

10.04.2022                                        

YAZARIN DİĞER YAZILARI