"BOZUK SAAT, GÜNDE İKİ DEFA DOĞRUYU GÖSTERİR!.."

 Geçtiğimiz 16 Haziran 2022 Perşembe günü "Türk Demokrasi Vakfı" toplantısı vardı. Bütün parti liderleri ve ünlü siyasetçiler bu toplantıya davetliydi, kimisi geldi, kimisi de her zamanki gibi bir mazeret bile bildirmeden gelmedi. Söz verilen herkes konuştu, ama eski Meclis Başkanı sayın Bülent Arınç'ın konuşması herkesi şaşırttı, herhalde o gece birilerini de çıldırttı!?

Konuşması şöyleydi: "Buraya davet edilenler, özellikle de iktidar sahipleri niye katılmıyorlar!? Halbuki şimdi öksürmenin, bağırmanın tam zamanı ve 'Kral Çıplak' demenin tam vaktidir!.. Majestelerinin gazetecileri var, çıkıyorlar TV programlarına, hiç de hayırlı işler yapmıyorlar, gerçekleri konuşmuyorlar!.." dedi, çoğunluğu muhalefet olan salondaki herkes tarafından coşkuyla alkışlandı!..

Bu satırların yazarı da üç çeyrek asra yakın yaşamında ne iktidarlar görüp-yaşadı!.. Yahya Kemal'in dediği gibi; "Artık demir alma vakti geldiyse zamandan/ Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan!.." Gitme vakitleri geldi ise, hiçbir iktidar orada duramaz, ne yapsa bu yazgısından artık onu kimseler kurtaramaz!.. İşte yapılan son kamuoyu anketleri, işte bu partinin ilk kurucuları, işte piyasanın hali, işte bütçenin ve ödemeler dengesinin halleri!..

Ya ülkedeki hukuk ve adalete ne diyeceğiz!? Ülkenin en ünlü, en güvenilir, en saygın üç insanı Uğur Dündar, Müjdat Gezen ve Yılmaz Özdil'in annelerine ağız dolusu küfürler eden eski AKP Yozgat Gençlik Kolları Başkanı Çelebi Altuntaş'a dava açıldı. İstanbul-Anadolu 48. Asliye Ceza Mahkemesi, bu suçundan dolayı hiçbir pişmanlık göstermeyen Çelebi Altuntaş'a sadece 2.900 TL para cezası verdi, onu da önce 5 takside böldü, sonra da erteledi, iyi mi? Çünkü neden, kendisi iktidar partisinden-onlardan olduğundan!..

Buna karşılık, taa 9 yıl önce bir Twet atan bir CHP'liye 4 yıl hapis, Cumhurbaşkanı'na hakaret ettiği söylenen 14 yaşındaki bir çocuğu sabahın köründe polisler alıp götürüyor, karakol-adliye-hastane-karakol gezdirip, sonunda 3 yıl hapisle yargılıyor!.. Neden? Çünkü onlardan değil!.. Aynı ülkenin vatandaşlarına dokuz türlü hukuk mu uygulanır, hani adalet nerede?

Bu iktidar partisinin ilk kurucularından Abdullah Gül, Abdüllatif Şener, Dr. Turhan Çömez, Ali Babacan neredeler? Geride kalan Bülent Arınç da şimdilerde yukarıdaki sözleri sarf eder oldu!.. Yani anlaşılıyor ki, artık Kurucu Başkan sayın Recep Tayyip Erdoğan yalnız kaldı, etrafı boşaldı, sorunlara çözüm üretemez hale geldi!? Kaç defadır 'seçimler zamanında yapılacak' diyor ama, Anayasa'nın kesin maddeleri orada dururken, 'Üçüncü Kez' aday olması hukuken mümkün değil!.. Yani, daha dün kendi elleriyle değiştirdikleri Anayasa'nın, bugün hükümlerinden kurtulamaz haldeler, ne yapacaklarını da bilemiyorlar!?

Sizleri bilemem, ama ben sayın Bülent Arınç'ın bu söylediklerine pek inanamıyorum!.. Daha önce de böyle çıkışlar yapmış, dışlanmış, küsmüşlerdi!.. Ama bir gün Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu'na (YİK)'e üye olarak çağırılınca, her şeyi bir kenara bırakıp, koşa koşa oraya gitmişti, unuttunuz mu yoksa!? Yazı başlığını da bu yüzden böyle koydum ya.

Neyse, büyüklerimizin işlerine daha fazla karışmadan, bugünkü yazımızı da Muğla şairimiz İbrahim Ergin'in "VE" şiiriyle bitirelim:

"Ne varsa bizim/ Kalacak dün gibi/ Kalacak Aydedesi çocuğun/ Ve üzüm gözlü bir kuzunun/ Kucaklanmak istediği.// Kalacak kim bilir hangi aynada/ Süslenmesi genç kızın/ İçimizde 'cız' diye bir şey/ Kayması bir yıldızın!.."                          Sakin KOŞAR.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI