AAA... DİKTATÖRLER DE AĞLARMIŞ !?

 

                  AAA... DİKTATÖRLER DE AĞLARMIŞ !?

1945 yılında kurulan "Kore İşçi Partisi"nin 75'inci yıldönümü, Kuzey Kore'de muhteşem törenlerle kutlandı!.. Genelde yeni imal ettikleri kıtalararası nükleer füzeleri sergileyen, herkese gözdağı verme amacı güden bu törenlerde, çok ilginç görüntüler de sergilendi...

Kuzey Kore'nin ele-avuca sığmaz, tehditkâr lideri 'Kim Jong-un' çok duygusal bir konuşma yapıp, kürsüde bir de ağlamaya başlayınca, törene katılan herkes de ağalamak mecburiyetinde kalmış... Sıkıysa bir kişi ağlamasın; söylendiğine göre, tören sonrasında nereye götürüleceğini, başına neler geleceğini bilmeden, hemen ortadan kaybediliverirmiş.

Kim Yong-un konuşmasında; "Şimdiye kadar ülkeme ve halkıma yeterli olamadım, sizleri yeterince refaha kavuşturamadım, bunun için çok üzgünüm" demiş...

Bilindiği gibi, Kuzey Kore diktatörü Kim Jong-un, yüzü pek gülmeyen, tavizsiz, acımasız ve bütün ülke yatırımlarını silâh yapımına ve füzelere harcayan bir adam!.. En yakınındaki kız kardeşi bile, ağabeyinin bu şerrinden korunmak için geri adım atmış, ortalıkta pek görünmemeye gayret etmeye başlamış... Amcasını ve eniştesini katlettirip, nereye gömdürdüğü bilinmiyor? Bir ara ABD Başkanı Donald Trump ve ebedi düşmanı gördüğü 'Güney Kore' ile biraz sıcak ilişkiler kurmuş, sonra bir anda şüphelenip, bunlardan vazgeçip, gene sınırları içine kapanmıştı!.. O sıralar Başkan Trump, bu diktatör Kim Jong-un'a ucu yanık, pek samimi mektuplar gönderip, bu diktatör için; "Kim Jong-un beni çok seviyor, ben de ona âşığım, birlikte çok önemli işlere imza atacağız" diyordu, hatırladınız mı?

Çağımızın en tehlikeli salgını 'Covid-19' dünyayı kasıp kavururken; tıpta ve teknolojide ileri en süper devletler bile bu salgın hastalığın pençesinde kıvranırken, nedense Kuzey Kore'den bir tane bile Coronavirüz vakası haberi öğrenilemedi!.. Çünkü her konuda dünyaya kapalılar, dışarıya bir tek haber bile sızdırılamıyor!.. Bilmiyoruz ama, belki tören konuşmasında bu hastalıktan dolayı bunaldılar da, diktatör sırrını vermese de, -eğer gerçekten samimiyse- bu konuşmasındaki gözyaşları da bu yüzdendi belki, kim bilir!?

Neyse, biz bu diktatör yuvası ülkenin yaptıklarını boşverelim de, kültür dünyasında neler olup bitiyor, biraz bunlardan bahsedelim: Antalya'nın Kaş İlçesi'nde, Roma döneminden kalma 'Patara Antik Kenti'nde, 100 metre mesafede iki antik tiyatro vardır... Küçük olanı 1.200 yılık, biraz daha büyük olanı da 1.400 yıllıktır!.. Bu tiyatrolarda Kaş İlçesi Halk Tiyatrosu oyuncuları bir oyun sergiliyorlarmış, ne güzel!.. Kaş Belediyesi'nin de katkılarıyla oynadıkları oyunun adı da 'Kanlı Nigâr' imiş...

Bundan binlerce yıl önce, o kadar yokluk ve zorluklara rağmen, Efes, Selçuk, Patara, Halikarnas ve Stratonikeia... gibi tarihi kentlerde tiyatrolar kuran insanlar varken; günümüzün 2.000'li Milenyum Yıllarında tiyatro kapatan, tiyatroları yasaklayan zihniyette olanlar da var!.. Bunları gördükçe insan kendine soramadan edemiyor; "Biz insanlar kültür ve medeniyette şimdi neredeyiz!? Eski Roma'dan geride mi, ileride miyiz!?" Biz derdimizi kime anlatacağız Allah aşkına!? Bunca tiyatro ne diye kapatıldı? Herkesin sevdiği o güzel sanatçılar nerelere gittiler, neler yapıyorlar acaba?

Bizim deli Orhan Veli, Nisan-1940'ta 'Anlatamıyorum!' adlı şiirinde şöyle diyordu:

"Ağlasam sesimi duyar mısınız/ Mısralarımda/ Dokunabilir misiniz gözyaşlarıma/ Ellerinizle!..// Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel/ Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu/ Bu derde düşmeden önce!..// Bir yer var biliyorum/ Her şeyi söylemek mümkün/ Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum/ Anlatamıyorum!.."               Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI