BİR BAŞYAZARIN ZIRVALARI !?

BİR BAŞYAZARIN ZIRVALARI !?

26 Şubat 2021 Cuma günkü Posta Gazetesi Başyazarı sayın Rauf Tamer'in "Irgat Gibi" başlıklı yazısını okudunuz mu? Ben size noktasına-virgülüne asla dokunmadan aynen yazayım da, bu yazının bir sabah mahmurluğunda, daha kargalar bile kahvaltısını yapmadan, -eğer bir başka kastı yoksa- sadece yasak savmak için yazılmış olduğunu siz de anlayınız...

"HDP'nin oyları başkalarına yarıyor. İstanbul dahil 3-5 büyükşehir belediyesini HDP oyları tayin etti. Yani HDP seçmeni (ırgat gibi) başkalarına çalıştı, başkaları için sandığa gitti oy verdi... Şimdi de soru şu: HDP kapatılırsa, HDP oyları kime kalacak? Hoppala... Görüyorsunuz ki, parti ister açık olsun, ister kapalı, HDP oyları yine başkalarına gidecek... Ne biçim bir parti bu? Kendine hiç mi hayrı olmaz?

Nokta atışlar... Seçim barajı düşecek mi? Eğer düşecekse kaça düşecek? Vallaha sonunda mızıkçılık çıkmasın diye iktidar bu kararı anamuhalefete bırakmalı. Kimbilir belki de barajı aşağı değil, yukarı çekecektir. "AK Parti baraja takılsın" diye... CHP'nin bıraktığı boşluğu hangi parti dolduracak? Sarıgül'ün partisi mi, Muharrem İnce'nin partisi mi? Hiçbiri... Orası boş kalacak. İyi bir yer olsaydı, CHP hiç boşaltır mıydı? Anlaşılıyor ki: Fezlekelere Meclis'te İYİ Parti 'evet' diyecek. Eyvah... O durumda HDP 'yle CHP, başbaşa kalacak. "PKK'nın saldırdığı tek lider" olmak vallaha şereftir, lakin o saldırı biraz 'kontrollü saldır'ya benzemiyor muydu? Yoksa bana mı öyle geldi?" diyordu... Yani bu arkadaş; kendisi çalıp, kendisi oynuyordu...

Peki, 'Çözüm Süreci' denilen o garip süreçte HDP (O zamanki adı neydi ise...) ile AKP  elele, kolkola, gönül gönüle işler yaparken, çocuk katili APO'dan selâmlar-mektuplar gelirken de, bu 'Başyazar' geçinen arkadaş aynı şeyleri o zaman da yazmış mıydı acaba? Hani ben hiç anımsamadığım gibi, ayrıca onlara övgüler düzdüğünü çok iyi hatırlıyorum da, onun için soruyorum!?

Biz gazeteciliğe başlarken, büyüklerimiz bize şöyle demişlerdi: "Gazeteci her konuda tarafsızdır!.. Özellikle haberler konusunda buna çok dikkat edilmeli, haberler net, aslı gibi ve yorumsuz halka aktarılmalıdır!.. Gazeteciler her konuya ve özellikle iktidara muhaliftir!.. Övgüleri partilileri yapar, eleştiriler gazetecilerden gelir, böylece iktidar hatalarını düzeltir; işte biz buna demokrasi diyoruz!" derlerdi...

Allahaşkına şu yukarıdaki yazıyı bir daha okuyunuz ve düşününüz; bu arkadaşın gazetecilik etiğine uyan bir tek cümlesi var mı? İktidarı şimdilerde desteklemeyen HDP'yi kötülerken, CHP ile hesaplaşmak ve onu yerin dibine batırmak için elinden geleni yapıyor!.. Neymiş efendim; Karadeniz gezisi sırasında CHP liderine terörist PKK'nın düzenlediği suikast girişimi "Kontrollü Bir Saldırı" imiş de, bu beyefendiye öyle geliyormuş da falan!? Siz o görüntüleri, orada ölen-yaralanan insanları, uzunca zaman süren o can pazarı görüntülerini, Kemal Sunal filmlerindeki gırgır sahneleri filân mı zannettiniz bayım!? Bunca yıllık gazetecilik tecrübeleriniz böyle ise, siz yıllarca bu meslekte 'abes yere yelmişsiniz' beyefendi!..

Ne diyordu Yunus Emre; "İlim, ilim bilmektir/ İlim kendini bilmektir/ Sen kendini bilmezsin/ Ya nice okumaktır?// 'Okudum, bildim' deme/ 'Çok tâat kıldım' deme/ Eğer Hak bilmez isen/ Abes yere yelmektir!.."  İşkembe-i kübradan sallarkan bile, biraz insaflı olunuz lütfen!..

Ya Orhan Veli ne diyordu 'Vatan İçin' şiirinde;

"Neler yapmadık şu vatan için/ Kimimiz öldük/ Kimimiz nutuk söyledik!.."

Evet, hepimiz bu vatan için, halk için yıllardır yerel-ulusal gazetecilik yapıyoruz... Kimimiz doğruları yazdık, kimimiz yalanları; kimimiz öldük, kimimiz yaralandık, kimimiz yargılandık-hapis yattık, kimimiz de 'birilerine' işte böyle yağ çekerek, övgüler düzerek şaşalı, mesut ve bahtiyar yaşamımıza devam ediyoruz değerli okuyucularımız, nokta...          Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI