GERÇEKÇİ TEK ÇÖZÜM!

    GERÇEKÇİ TEK ÇÖZÜM!

  BİR ülkede; kurallara, özellikle trafik kurallarına uyulmazsa sonucunda oluşacak zararlar, yaralanmalar ve ölümler kaçınılmazdır. Ne tekim kuralların dikkate alınmadığı ülkemizde bazı yıllar, uzun süreli dini bayram tatili yapılır. Bu vesile ile trafiğe çıkan milyonlarca kişiden bazıları kuralsızlık nedeni ile telef olur. Devrisi günlerde TV muhabirleri, hem sokak röportajlarını ve hem de bir bilenin düşüncelerini ekrana getirir, klasik sorular sorulur: “…peki ne yapmak lazım?” “Bir bilen” kendi meşrebine göre anlatır. “…şunu yapmak gerekir, bunu yapmak gerekir…” diye. Ama sonuç bir sonraki bayramda da değişmez. Çünkü bir önceki sene ve daha önceki senelerde de aynı şeyler olmuştur. Cesetler, yaralanmalar ve ağır hasarlı araçlar yollara savrulmuştur. Bu sonuç kader değildir, ama milletimiz; “Kader, alın yazısı ve Allah’ın takdiri” diyerek yorumlar. Ama olanlar Allah’ın takdiri değil, kuralsızlığın ve kurallara uymamanın bir sonucudur.

 LLET olarak, devletin koyduğu uluslar arası kurallara uymakta zorluk çeken bir toplumuz ve onun için kendi kuralımızı kendimiz koyarız. Koyduğumuz kural, o an işimize gelmezse seyir halindeyken bile değiştiririz. Aslında; bizim kurala uymamızdan çok, kuralın bize uymasının daha doğru bir yöntem olduğunu düşünür, buna göre sürüş keyfi yaşarız. Kurallar bizi sıktığından ve de daral geldiğinden sağından solundan yırtıp genişlettikten sonra, ailecek Cennete doğru yön değiştirir, sonunda Dünya dertlerinden ebediyen kurtulup, rahata kavuşuruz.

 ESKİDEN bayramlar evlerde kutlanırdı. Kurbanı keser, bir miktarını dağıtır kalanını kavurma yapardık. Tebrik için gelenleri ağırlar, birkaç gün sonra da, iade-i ziyaret yapardık. Uzun tatiller, geniş asfalt yollar, teknolojisi yüksek otomobiller ve yeni yerler görme heyecanı, bayramların o eski geleneksel kutlanma şeklini bitirmek üzeredir. Tarz değişmekte, iki bayram tatil fırsatı olarak değerlendirilmektedir.

 ŞİMDİ milyonlar, özel araçları ile turistik şehirlerine akıyor. Şartlar uygun olmasa da: “…her bayramda daha mutlu oluyoruz. Hayatımızı, çocuklarımızla sevinçli yaşıyoruz.” diyen ailelerin çoğunluk oluşturduğunu düşünüyorum! Bu Kurban bayramında da, kuralsızlık nedeniyle gezegenden ayrılan insan sayısının 142 ye ulaştığını herhalde anımsıyorsunuz. Tanrı rahmetini esirgemesin. Başka denilecek bir şey yok. Ama ölenlerin yakınları, gelecek yılların bayramlarında: “Bayram gelmiş neyime…” Türküsünü gözyaşı ile çığırıp söyleyecektir. Fark sadece bu olacaktır.

 BİR yurttaşımız, Karayollarında, küçük bir motosiklete 8 kişilik ailesini sorumsuzca üst üste bindirmiş. Sanki 7 kişilik otomobilde imiş gibi hiç bir şeyi de, umursamadan ve her şey normalmiş gibi seyrediyor. Varacağı noktaya giderken; yanında, arkasında, önünde Azrail var. İyi ki, içlerinden birkaçını öbür tarafa götürmedi! İşte biz, millet olarak şekilde görüldüğü gibiyiz!

 ÇÖZÜMÜN tek şartı: Sürücü olarak kurallara eksiksiz uymak. Devlet olarak, çok sıkı bir şekilde denetlemek! Ancak işin püf noktasında şu durum önem arz ediyor ve şöyle düşünüyorum. Trafik cezaları devletin önemli bir geliri. Bütçe hazırlıkları sırasında tahmini rakam taslak olarak konuyor… Öte tarafta ise yurttaş kurallara uyma konusunda zorlandığından, ödemeyi sorun etmiyor. “…cezam neyse çekerim, hiç olmazsa bildiğim gibi giderim, benim kuralla muralla işim olmaz!” demeye getiriyor.

 O NEDENLE yumurtlayan tavuk kesilir mi bilmiyorum? Ancak yılda yüzlerce kişi trafik kazasında ölünce, ortaya: “Devlet kazaları önleyemiyor, basit tedbirlerle geçiştiriyor!” gibi bir anlayış çıkıyor. Aslında sorunun çözümü ilkokuldan başlayan eğitimle çözümleneceği genel kabul gören bir gerçek. Ağır para cezası caydırıcı olabilir ve sürücü rakamın ürkütücü miktarından ötürü dikkatli davranmak zorunda kalır. Bu nedenle trafik kazaları azalırken ceza gelirleri de süratle düşer! Diye düşünüyorum. O zaman akla şu soru gelir: Devlet bu gelirden acaba vazgeçer mi? Yoksa cezalar yine: “Ne şiş yansın ne kebap” kabilinden biraz daha arttırılarak yola devam mı edilir? Tüm bu soru yanıtlarının ötesindeki tek care; trafik eğitimini kreşlerde “Trafikçilik oyunu” gibi başlatıp, ilk okuldan itibaren ders olarak okutulması, gerçekçi tek çözüm!

 

 

 

 

 

 

   

YAZARIN DİĞER YAZILARI