Toggle navigation
ANASAYFA
Künye
Spor
İletişim
Köşe Yazarları
Tüm İlçe Haberleri
ARA
Anasayfa
Köşe Yazarları
Bedri Özer
Toggle navigation
Köşe Yazarları
Ünal Türkeş ve Muğla
MIZRAK ÇUVALA SIĞAR MI ?
DENGELİ PLANLI KALKINMA İÇİN EĞİTİM 2
MODELLE DEĞİL,YAŞAYARAK ÖĞRENME:KÖY ENSTİTÜLERİ
ORTACA BELEDİYESPOR VE TURGUTREİSSPOR’A TEBRİKLER
GİZLİ VE İZLİ DAVA…
MUĞLALI DOLMUŞA-DOLDURUŞA GELMEZ...
SEVMEYİ BECEREMEDİK
MUĞLA TAZELENME ÜNİVERSİTESİ KURUCUSU PROF. DR. MUAMMER TUNA İLE SÖYLEŞİ
PEHLİVAN
AMARIKA NE YAPMAK ISTIYOR ..
BEN BİZ HEPİMİZ(ŞİİRLER)
ADIYLA YAŞAYANLAR, ADLARI YAŞATANLAR
24 OCAK MIH GİBİ FATMA GİRİK İÇİMDE.
TOPLUMA YÖN VEREN KADINLARI
Öğretmen okullarının kuruluş yıldönümü niye önemli ?
BEYİN GÖÇÜ VE DOKTORLAR
ATATÜRK'ÜN YAZDIĞI "GEOMETRİ" KİTABI
99 YILIN ARDINDAN LOZAN ANTLAŞMASI (24 Temmuz 1923) ve ÖNEMİ
KADINLAR VE ÇOCUKLAR ÜZERİNE
GERÇEKÇİ TEK ÇÖZÜM!
GERÇEKÇİ TEK ÇÖZÜM!
BİR ülkede; kurallara, özellikle trafik kurallarına uyulmazsa sonucunda oluşacak zararlar, yaralanmalar ve ölümler kaçınılmazdır. Ne tekim kuralların dikkate alınmadığı ülkemizde bazı yıllar, uzun süreli dini bayram tatili yapılır. Bu vesile ile trafiğe çıkan milyonlarca kişiden bazıları kuralsızlık nedeni ile telef olur. Devrisi günlerde TV muhabirleri, hem sokak röportajlarını ve hem de bir bilenin düşüncelerini ekrana getirir, klasik sorular sorulur: “…peki ne yapmak lazım?” “Bir bilen” kendi meşrebine göre anlatır. “…şunu yapmak gerekir, bunu yapmak gerekir…” diye. Ama sonuç bir sonraki bayramda da değişmez. Çünkü bir önceki sene ve daha önceki senelerde de aynı şeyler olmuştur. Cesetler, yaralanmalar ve ağır hasarlı araçlar yollara savrulmuştur. Bu sonuç kader değildir, ama milletimiz; “Kader, alın yazısı ve Allah’ın takdiri” diyerek yorumlar. Ama olanlar Allah’ın takdiri değil, kuralsızlığın ve kurallara uymamanın bir sonucudur.
Mİ
LLET olarak, devletin koyduğu uluslar arası kurallara uymakta zorluk çeken bir toplumuz ve onun için kendi kuralımızı kendimiz koyarız. Koyduğumuz kural, o an işimize gelmezse seyir halindeyken bile değiştiririz. Aslında; bizim kurala uymamızdan çok, kuralın bize uymasının daha doğru bir yöntem olduğunu düşünür, buna göre sürüş keyfi yaşarız. Kurallar bizi sıktığından ve de daral geldiğinden sağından solundan yırtıp genişlettikten sonra, ailecek Cennete doğru yön değiştirir, sonunda Dünya dertlerinden ebediyen kurtulup, rahata kavuşuruz.
ESKİDEN bayramlar evlerde kutlanırdı. Kurbanı keser, bir miktarını dağıtır kalanını kavurma yapardık. Tebrik için gelenleri ağırlar, birkaç gün sonra da, iade-i ziyaret yapardık. Uzun tatiller, geniş asfalt yollar, teknolojisi yüksek otomobiller ve yeni yerler görme heyecanı, bayramların o eski geleneksel kutlanma şeklini bitirmek üzeredir. Tarz değişmekte, iki bayram tatil fırsatı olarak değerlendirilmektedir.
ŞİMDİ milyonlar, özel araçları ile turistik şehirlerine akıyor. Şartlar uygun olmasa da: “…her bayramda daha mutlu oluyoruz. Hayatımızı, çocuklarımızla sevinçli yaşıyoruz.” diyen ailelerin çoğunluk oluşturduğunu düşünüyorum! Bu Kurban bayramında da, kuralsızlık nedeniyle gezegenden ayrılan insan sayısının 142 ye ulaştığını herhalde anımsıyorsunuz. Tanrı rahmetini esirgemesin. Başka denilecek bir şey yok. Ama ölenlerin yakınları, gelecek yılların bayramlarında: “Bayram gelmiş neyime…” Türküsünü gözyaşı ile çığırıp söyleyecektir. Fark sadece bu olacaktır.
BİR yurttaşımız, Karayollarında, küçük bir motosiklete 8 kişilik ailesini sorumsuzca üst üste bindirmiş. Sanki 7 kişilik otomobilde imiş gibi hiç bir şeyi de, umursamadan ve her şey normalmiş gibi seyrediyor. Varacağı noktaya giderken; yanında, arkasında, önünde Azrail var. İyi ki, içlerinden birkaçını öbür tarafa götürmedi! İşte biz, millet olarak şekilde görüldüğü gibiyiz!
ÇÖZÜM
ÜN
tek şartı: Sürücü olarak kurallara eksiksiz uymak. Devlet olarak, çok sıkı bir şekilde denetlemek! Ancak işin püf noktasında şu durum önem arz ediyor ve şöyle düşünüyorum. Trafik cezaları devletin önemli bir geliri. Bütçe hazırlıkları sırasında tahmini rakam taslak olarak konuyor… Öte tarafta ise yurttaş kurallara uyma konusunda zorlandığından, ödemeyi sorun etmiyor. “…cezam neyse çekerim, hiç olmazsa bildiğim gibi giderim, benim kuralla muralla işim olmaz!” demeye getiriyor.
O NEDENLE yumurtlayan tavuk kesilir mi bilmiyorum? Ancak yılda yüzlerce kişi trafik kazasında ölünce, ortaya: “Devlet kazaları önleyemiyor, basit tedbirlerle geçiştiriyor!” gibi bir anlayış çıkıyor. Aslında sorunun çözümü
ilkokuldan başlayan eğitimle çözümleneceği genel kabul gören bir gerçek. Ağır para cezası caydırıcı olabilir ve sürücü rakamın ürkütücü
miktarından ötürü dikkatli davranmak zorunda kalır. Bu nedenle trafik kazaları azalırken ceza gelirleri de süratle düşer! Diye düşünüyorum. O zaman akla şu soru gelir: Devlet bu gelirden acaba vazgeçer mi? Yoksa cezalar yine: “Ne şiş yansın ne kebap” kabilinden biraz daha arttırılarak yola devam mı edilir? Tüm bu soru yanıtlarının ötesindeki tek care; trafik eğitimini kreşlerde “Trafikçilik oyunu” gibi başlatıp, ilk okuldan itibaren ders olarak okutulması, gerçekçi tek çözüm!
YAZARIN DİĞER YAZILARI
YEMEĞİN ÜSTÜNE HAPŞIRMAK PEK ÖNEMLİ DEĞİLDİR!
16.11.2024 13:37:04
SENİN GÖZÜNÜN ÜSTÜNDE KAŞIN VAR!
10.11.2024 15:58:03
VERGİ VERİYORUZ KARŞILIĞINI BEKLİYORUZ
02.11.2024 12:51:53
LÜTFU İÇİN TEŞEKKÜR EDİP ŞÜKREDİYORUM.
26.10.2024 11:17:57
HEY GİDİ GOCA DÜNYA BİZE NELER YEDİRİP NELER İÇİRİYORSUN
19.10.2024 13:47:18
AYAĞA KALKINCA MEDENİ İNSAN OLDUĞUMUZ TEYİT EDİLMEDİ Mİ?
12.10.2024 13:42:22
MENTEŞE'NİN PARLATILMASI
05.10.2024 11:52:44
MERAK, HAYRET, DEDEKTÖR VE SENSÖR
28.09.2024 11:32:22
SABOTAJLAR VE SİLAHLARI
21.09.2024 11:36:21
YAĞMUR YAĞARKEN DOLDUR KOVANI SONRA ARARSIN BİR BAŞ SOĞANI
16.09.2024 11:57:29
Tüm yazıları göster