AYAĞA KALKINCA MEDENİ İNSAN OLDUĞUMUZ TEYİT EDİLMEDİ Mİ?
BU haftaki yazımı CHP grubunun, meclise gelen Sayın Cumhurbaşkanımız için ayağa kalkmasının eleştirilmesi ve konu hakkındaki düşüncelerimi, bir yurttaş olarak yazmak, aklımdan geçenleri kısaca belirtmek, istiyorum. CHP gurubunun, Sayın Cumhurbaşkanının Genel Kurul salonuna girişi sırasında, başta CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel ile gurubun ortaya koyduğu davranış, tek başına ve sadece Cumhurbaşkanlığı makamına gösterilen saygının davranış biçimidir! Bu şekil gösterisi; yadırganmamalı, eleştirilmemeli ve ayıplanmamalıdır.
BİR AN şunu düşününüz: Belli bir süre sonra, CHP adayının Cumhurbaşkanı seçildiğinde, Genel Kurula hitap için salona girişini aklınıza getirin, muhalif grubun ayağa kalkmaması, CHP grubunun, dışa yansımasa bile sinirlenmesine veya öfkelenmesine sebep olabilir! -umulmadık bir davranış, umulmadık bir söz ve hatta umulmadık basit bir itiş kakış vuku bulursa, ortaya kötü sonuçları an itibarı ile dökülür. İşte o an salondaki kameralar, çok üzüntü verici hâli görüntüler.
DOLAYISI ile bugün ona, yarın bana durumu dikkate alınarak; olgunluk, kibarlık ve zariflik elden bırakılmamalıdır! Hani Ayva ile Armutları aynı heybeye koyarak, seçim arenasındaki sunumu için: ".birde benim ürünlerimi tadın, benim ürünlerim; daha çok emek verilerek, daha özenli, daha mutlu edici sonuç için yetiştirildi. Kalitesi gözünüzden, tadı damağınızdan ve tazeliği hafızanızdan uzun yıllar silinmeyecektir!" söylemi ile uzun zaman süren yetiştiricilik uğraşısının, emeğin ve iki ayrı meyvedeki; özelliğin, güzelliğin ötesinde albenisinin lekelenmesine, zedelenmesine izin verilmemelidir. -ne halleri varsa görsünler- gözü ile ve o gözün bakışındaki yorum ile oluşan bir düşünce savunulmamalıdır.
ÇÜNKÜ geçmişteki süreçte, Cumhurbaşkanı meclise girince, ayağa kalkmayanlar oldu. O zamanda: "Men dakka dukka" oluştu. (Men Dakka Dukka, Arapça bir atasözüdür, olumsuz anlamda kapı çalanın, kapısı çalınır!) manasında kullanıldığını hatırlarsınız. Eee. o zaman her şey bir yana, makama saygı için ayağa kalkmakla, insanlığımız ve medeniyete olan saygımız ortaya konulmuş olmadı mı? Sonuçta o an da, sonsuzluk tüneline girip geçip gitmedi mi? Kötümü oldu? Daha ne olsun? Önemli ve esas olanın, tartışılacak konuların sırası gelince, üslûp bozulmadan, kırıp dökmeden ve celâllenmeden sorunun konuşarak çözümlenmesi, önemin en önündeki tarz değil midir?
YAZARIN DİĞER YAZILARI