MERAK, HAYRET, DEDEKTÖR VE SENSÖR


MERAK, bazı insanlarda ve ayrıca hayvanlarda görülen; keşif, araştırma ve sonuca ulaşıp bilgi edinme gibi, düşünce ile ilgili niteliktir. Merak sonucu öğrenmeye yönelik davranış biçimidir ve o duygunun adıdır. Yeni bir şeyi ilk kez görünce ve hayret etmekte insana özgüdür. Acaba nasıl yaptılar, nasıl düşündüler ve nasıl gerçekleştirdiler diye, düşünmekte insana hastır. 

HAYRET yaşantıdır. İnsanın evrendeki varlıklarla ilgili şaşkınlıklarını dile getirir, bilgi elde etme arzusunu güçlendirir. İnsanın karşılaştığı olayları anlama ve bilgilenme yetisine, katkıda bulunur. Ayrıca hayret, insanı düşünmeye sevk eder. 

BİRKAÇ GÜN önce, şehrimizin tahminen orta yerindeki, elektronik aygıt ticareti yapan(Aygıt sözcüğü: Birkaç aletin, uygun biçimde eklenmesinden oluşturulan ve bazı belli deneylerin yapılmasına yarayan takım anlamında kullanılır. Ancak yazıda, eşya anlamında kullanılmıştır.) -Defans Elektronik- isimli işyerine zorunlu olarak uğradım. Asıl uğramamın nedeni ise, ampul ve prizdi(!)

ŞİMDİ İÇİNİZDEN: "Allahallah, ne var bunda? Bildiğimiz ampul ve priz! Yani, uğrayışı zorunlu hale getiren ilginçliği neresinde?" diye merak ettiğinizi ve yanıtı bir an önce öğrenmek istediğinizi tahmin ediyorum. Ama belki siz biliyorsunuzdur, o zaman sorun yok. Ancak ben ilk kez gördüğüm ve vitrine yapıştırdıkları yazılı duyuruyu okuduktan sonra, içeri girip işyerindeki görevlilere bazı sorular sorduktan sonra öğrendim! Şimdi gelelim insanın yeteneklerine ve dolayısı ile merakınızın giderilmesine! 

BİRİNCİ SIRADA ampul dikkatimi çekti. Ama bu ampul görsel olarak bildiğimiz ampul. Ancak cebinizdeki akıllı telefonla yakabiliyor ve söndürebiliyorsunuz, hatta ışığının rengini değiştirebiliyorsunuz. (İnsanın neredeyse aklı duracak) Teknoloji öylesine gelişiyor ki, her yeni -akla ziyan- buluşlar karşısında, insan denen yaratık küçük dilini yutacakmış gibi duygu yaşıyor. Zaten bir gün biri, gerçekten böyle bir buluş karşısında o küçük diline bir keder geldiğini görüp doktora koşarsa şaşırmamak lazım. Buluşlar öyle böyle değil.(Bu tür bir anlatım ve değerlendirme; kırsal kesimde yaşayan, akıllı telefon alamayan ve bilgisayarı olmayan yurttaşın, belki gazetede okur düşüncesi ile yazılmıştır! Bilenler vardır. O bilenler:"Bu ne yav, bunu herkes bilir" derse bence bir mahsur yok. Bu noktada, sadece benim görgü eksikliğim ortaya çıkar ki, bu benim kabullendiğim bir gerçektir.) 

ANCAK AMPUL sadece renk değiştirerek yansa neyse! Bunun ötesinde, evinizdeki tüm odaların ampullerinin yanık olup olmadığını, telefonunuzun, ekranından görüyor ayrıca telefonunuzdaki bir tuşa basarak söndürebiliyorsunuz! Sayın Okuyucular.

ŞU İŞE, şu buluştaki yeteneğe, bunu bulan beynin, nasıl mükemmel bir beyin olduğunu dikkatinizi çekerim!(Bendeniz yeni gördüğüm için, hayret ediyorum. Ama henüz küçük torunlarımız ve daha sonra gelecek nesil için, belki şaşkınlıkla anlatılan bu teknolojik buluş, basit bir buluş olarak değerlendirecektir! İşte bu nedenledir ki, ülkemin bu teknolojilere ve hatta daha ötesindeki başarılara imza atarak çeşitli aygıtlar üretmesi, genç kuşağın kültürlü, donanımlı insan olarak, her haliyle mükemmel çağdaş bir eğitim sisteminde yetişmesi ile mümkündür. Başka hiçbir yolu, başka hiçbir yöntemi yoktur.)diye düşünüyorum.

 

ŞİMDİ, akıllı prizden söz etmek istiyorum. Diyelim ki, bir başka şehirde veya yurt dışındasınız. Yaşadığınız şehrin elektrikleri herhangi bir nedenle kesildi. O anda kesinti uyarısı akıllı telefonunuza geliyor. Siz hemen konutunuzun şalterini, an itibarı ile bulunduğunuz ülke veya şehirden, akıllı telefonunuz marifetiyle kapatıyorsunuz(Teknolojiye dikkat eder misiniz?) Ancak belirli bir süre sonunda enerji verilince, tekrar telefonunuza gelen uyarı ile şalterinizi açıyor ve konutunuzu elektriğe kavuşturuyorsunuz. Ayrıca, tüm odaları kontrol ederek, ampullerin yanıp yanmadığını görebiliyorsunuz! Tanrı'm, aklımı sen koru!

 

AKILLI HAREKETLİ dedektör: Eğer siz yine dışarıda iseniz veya şehir dışında iseniz ve evinize, konutunuzu soymayı düşünen bir hırsız girmeye çalışıyorsa, akıllı telefonunuza hemen bir uyarı geliyor. Görüyorsunuz ki, hırsız eve girmeye çalışıyor. Sizde an itibarı ile durumu polise bildiriyorsunuz. Ve tabii polis gereğini, belki de, o an suçüstü yapıyor!

AKILLI DUMAN DEDEKTÖRÜ: Öğleyin ve akşama yenilecek yemek malzemelerini hazırlayıp, tencereyi yaktığınız ocağa koyuyorsunuz. "Gidinceye kadar haşlansın, biraz sonra kapatır giderim" deyip giyinmek için odanıza geçiyorsunuz. Giyinip kuşandınız, birazcıkta süslenip/püslendiniz mutfağa girmeyi unuttunuz. Kapıyı açtınız, ayakkabılarınızı giyerek kapıyı kilitleyip çıktınız. Ama ocak yanıyor, ocağı söndürmeyi unuttunuz. Gelince pişirmeyi amaçladığınız yemek kendi kendine harlı ocakta haşlanırken, kavrulmaya başlıyor. Bu sırada yanık kokusu tüm evi sarıyor ve tam o anda, telefonunuza uyarı geliyor. Siz hemen hızlı adımlarla eve dönerken, her ihtimale karşı bu tehlikeli bilgiyi hemen polise ve itfaiyeye bildiriyorsunuz!

AKILLI MANYETİK SENSÖR: Yine farzedelim ki, bir mücbir sebeple şehirde sular kesilmiş. İlgili belediye, aslında bu durumu mesajla abonelerine duyurmuş. Fakat siz yinede, mutfakta veya lavaboda ya da banyodaki musluğu; suların kesildiğini unutarak açtınız. Ama su akmayınca hemen suların kesik olduğunu anımsadınız, fakat musluğu kapatmadan odaya, geçtiniz. Bu arada yıkanan çamaşırları, katlayarak çamaşır selesine koyarken, zaman geçmiş, sular gelmiş ve açık bırakılan çeşmeden gürül, gürül akmaya başlamış. Meşgulsünüz, su sesini duymuyorsunuz, kafanız evdeki işlerin hangisini öncelik sırasında, birinci sıraya alayım derken, lavabodan taşan su zemine akmaya başlayınca, yerdeki akıllı manyetik sensör, çok kısa sürede ve -2 mm- yükseklikteki su ile temas eder etmez, öylesine çığlık çığlığa ötüyor ki, aklınızı başınızdan alıyor. Anında banyoya gidip, musluğu kapatıyorsunuz. (Eğer o gün kısa süreliğine de olsa, çarşıya çıkmışsanız hemen telefonunuza yazılı bilgi geliyor ve durumu okuyunca, hızla evinize dönüyorsunuz ve bu arada polis ile itfaiye'yi gerekli görürseniz bilgilendiriyorsunuz. Böylece eviniz ve bir alttaki daire de, su baskınından, tehlike büyümeden önüne geçiyorsunuz. Bu durum karşısında, aşağı yukarı 40-45 dk. Sonra işyerinden kendi kendime: "Vaay, vay!" diye mırıldana mırıldana çıkıyorum. İşyeri sahibine -Allahaısmarladık- demeyi unutuyorum.       

       

   

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI