GELECEĞİN savaşlarındaki sabotaj türleri arasına, cebimizdeki, çantamızdaki ve masamızdaki cihazların, geçen hafta içindeki haberlerde görüldüğü gibi patlatılarak yaralanmalara veya ölümlü sonuçlara sebebiyet verebileceği, gerçekleştirilen siber saldırı ile görülmüştür. Ancak teknolojinin ulaştığı boyuta rağmen, elde edilen sonuç ile yetinilmeyeceği, geliştirilecek bu veya buna benzer tuzaklarla daha çok, daha ölümlü sonuçlara ulaşılacağı, hedeflerin büyütüleceği olasılığını tahmin etmek artık güç değildir. Çağrı cihazlarının içine yerleştirilen küçük miktardaki patlayıcının, yaralayan ve ölüme sebep olan sonucu ürkütüp tedirgin edicidir. Çağrı cihazlarının genellikle hastanelerde kullanılması ile ilgili bilgi veren kişi veya kişiler, durumun daha vahim daha korkunç olduğunun altını çizmektedir. Zira hastanelere yapılacak bu tür bir saldırı, hastanenin işlevini durdurup pasif hale getirecektir. İnsan böyle bilgiler edindikçe ve olayı gördükçe, şaşkınlıktan küçük dilini yutacak hale gelmektedir. Bu; acımasız, insafsız, merhametsiz saldırı ile sivillerin öldürülmesinden vazgeçip nedenini konuşup, görüşseniz ve barış imzalasanız olmuyor mu? Konuşmak yetmiyor da, özel cihazlar için sipariş verip, ürettirip pazarlayıp, bununla sivilleri yaralamak, öldürmek nasıl bir kindarlık?
İNSAN gelecekteki bu tür vahim bir saldırı karşısında: "Acaba cebimde her an patlatılabilecek bomba mı taşıyorum? Yürürken veya bir yerde otururken yahut çalışırken bir siber saldırı sonucu, evimden uzak bir yerde hayatımı mı, kaybedeceğim? Bırakın onu bunu, yaralanarak aktif yaşamdan, sürekli hale dönüşen, yatakta tedavi edilir bir, yatalak mı olacağım? Yoksa bu savaş türünün, hızla gelişen teknolojisi ile insan hiç yoktan, durduk yerde potansiyel engelli adayı mı sayılıyor? Diye vesveseye kapılabilir.
"SİBER KELİMESİ" İngilizce "Cyber" kelimesinden uyarlanıp kullanılmaya başlayan bir kelime. "Kelime Bilgisayar ağlarına ait, İnternete ait olan sanal gerçeklik anlamına geliyor. Siber saldırı; bilgisayar bilgi sistemlerini, ağlarını, alt yapılarını, kişisel bilgisayar cihazlarını ve akıllı telefonları hedef alan bir savaşı yansıtmaktadır." Bu açıklamayı bildiğiniz muhakkak, ancak şu anda gezegende yaşayan 9 milyar insandan milyonlarcası, telefonu sadece "Alo" demek için cebinde taşıdığı bir gerçek. Ama bunun ötesinde, akıllı telefonlarıda yine milyonlarca insanın elinden düşürmediği bir başka gerçek.
Siber saldırı bir nevi savaş, ama türün akıllara zarar veren silahları; bilgisayar, akıllı telefon, telsiz ve çağrı cihazları. Silah olarak kullanılabileceğinin ortaya çıkması, Şeytanı bile şaşırttığı: "Tanrım, hikmetinden sual olunmaz, ama bana rakip başka Şeytan mı, yarattın? Bu cihazları düşünüp de, patlayan birer bomba haline getirmeleri için benden biraz daha fazla akıllı olmaları gerekir.
Ben halihazır insanlara yeterdim, ama." diye bir yakınma düşünüp karikatürize etmek istedim. Bu masum cihazların gerektiğinde bir silaha dönüşebileceğinin tüm Dünya'da görülmesi, tehlikenin boyutunun anlatılarak öğretilmesi yerine, büyük bir ders niteliği kazandırılarak canlı olarak gösterilmesi, ayrı bir güç gösterisidir.
BU NOKTADAN çıkan sonuç: Gelecekteki muhtemel savaşların sadece; top, tüfek, tank gibi klasik ölüm araç ve gereçlerine benzer ateşli silahlarla yapılmayacağını, çatışmaların teknolojik gelişmelerden yararlanılarak ve bunları kullanarak gerçekleştirileceği türlerin üretileceğini, şimdiden mutlak gözüyle bakılabilir ki, bu yöntem şimdiden teyit edilmiştir. Birde bu tür sabotajlar için, hangi silahların geliştirileceği, geliştirmelerin ne gibi çeşitliliklere uğrayacağı ve insanlığın nerede, nelerle karşılaşacağı tahmin edilse bile emperyalizmin hırsının böylece yayılmacılığının, önüne geçilemeyeceğini düşünüyorum.
ULUSLAR ARASI bir kuruluş olan BRICS, ise: Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın ekonomilerini kastetmek için kullanılıyor. BRICS, bu ülkelerin, İngilizce isimlerinin baş harflerinden oluşuyor. 2011 yılında Güney Afrika Cumhuriyetinin birliğe katılmasına kadar, dört üye BRIC olarak adlandırılmıştı. Kurucuları: Rusya, Çin, Hindistan ve Brezilyadır. Bu uluslar arası kuruluş, her ne kadar ekonomik olarak kurulmuşsada, askeri güç olarak kendini kabul ettireceği muhakkaktır. Öyle ya; Batı'da NATO varsa, Doğuda da: BRICS olacaktır" anlamı açık seçik görülmektedir, diye düşünüyorum. Bakalım Türkiye, BRICS'e katılıp katılmama konusunda hangi tercihini kullanacaktır? Evet mi, Hayır mı?