...VE GENÇ ADAM AKSIRDI!

 

                               ...VE GENÇ ADAM AKSIRDI!

 

 

On gün önce, bir iş yerinin iç mekânında oturuyordum. Bir ara müşterilerden biri, arkadaşı ile konuşurken başını sağa çevirip ve biraz eğilerek hiçbir tedbir almadan, üç kez aksırdı (Hapşırdı) Şahıs öyle sorumsuz davrandı ki, bu güne kadar yapılan onca uyarı, o an'da orada, heba oldu. Şahıs; genç, aklı başında görünen, eli ayağı düzgün, yüzü tıraşlı, boynu kravatlı, iyi giyimli, saçları taranmış bir yurttaştı. Görüntü düzgün vatandaş izlenimi veriyordu. Ama aksırırken ne eliyle, nede önündeki peçetelikten bir kâğıt alıp, damlacıkların yayılmasını önlemek için ağzını burnunu kapatmadı ve burnunu bir iki kez çekip, sohbetini sürdürdü.

Şahıs, COVIT-19 taşıyıcısı olabilirdi. İyi ve mükemmel görünümlü hali ile insan olmasına, insandı(!) Ancak adamsendeciliği evlere şenlikti. Be hey genç adam! Aylardır, ilgililer yırtınıp yıkılıyor, TV ekranları, yazılı basın her gün, neredeyse göze sokarcasına konu ile ilgili yayım yapıyor. Şu kurallara kendin için uymuyorsan, bari ailen ve ülken için uy! Uy ki, vicdanen rahat ol. Bakanlığı, bilim kurulunu ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarını eleştirmek istersen yurttaş olarak sorumluluğunu yerine getirmiş ol. Çünkü insanoğlu, görünmeyen bir düşmanla savaş içinde.

Evet! Düşman görünmüyor, elle tutulmuyor, nerede olduğu bilinmiyor. Ama (Virüsün 0.5 mikron olduğu biliniyor. 1 mikron milimetrenin binde biri!) İçimize giriyor haberimiz bile olmuyor, haberimiz olduğunda da, iş işten geçiyor. Onun için, zahmet olmazsa sen sadece yurttaşlık sorumluluğunu yerine getir. İnsanlık virüsün toplu ölüm tehdidi ile karşı karşıya. Ayırım yapmıyor; Din, dil, ırk, zengin, fakir, demiyor. Ön cephede savaşan doktoru ve sağlık görevlilerini bile alıp götürüyor.  İnsan bu korkunç felaketten kaçamıyor, ancak kurallara uymakla kurtulma şansı olabiliyor. Şimdi yeniden mekâna dönelim.

Kibar genç beyefendi, burnunu tekrar çekerek iki adım ötesindeki garsona: "Bir çay daha rica edebilir miyim?" Deyince, içimden ayağa kalkıp, herkesin duyacağı şekilde, şunu söylemeyi içimden geçirdim: "Beyefendi isteminizi çok kibar ilettiniz, size de yakıştı. Ama biraz önce aksırırken ortaya koyduğunuz davranışın, kibarlığınızla örtüşmediğini hatırlatırım. Damlacıkların yayılabileceği ihtimalini göz ardı ettiniz, bulaşı yok saydınız, hiçbir önlem almadınız; ne dirseğinizin içine, ne de mendil üzerine aksırdınız!" Demeyi çok istedim, ama vazgeçtim.

Ayağa kalktım, çayımı içmeden, verdiğim siparişi yemeden mekânı terk ettim. Ancak konu, il hıfzıssıhha kurulunun durum değerlendirmesine muhtaç. Dünyanın, salgınla mücadele ettiği bu sırada, kurulun konu ile ilgili tedbir alması gerektiğini düşünüyor, hatta bazı tedbirlerin zorunluluk olduğuna inanıyorum! Tüm kapalı ve açık mekân işletmecilerinin, daha önce hijyen konusunda uyarıldıkları muhakkaktır. Ancak yeterli olduğu veya olacağı asla ve kat'a söylenemez! Süreklilik kazandırılması halinde belki alışkanlığa dönüşebilir.

COVIT-19 ve Aksırma/Öksürme ile ilgili; açık ve kapalı mekânların pek çok yerine, görsel uyarılar konulması, damlacık önleminin nasıl alınacağı hususu şekillerle defaten gösterilmesi yararlıdır. Daha önce uygulanmışsa bu ülkemizde hiçbir şey ifade etmez. Çünkü yurttaşımızın çoğunluğu, en üst seviyede adamsendecidir!  

Hatta özellikle vurguluyorum. Bu görsel uyarının, boks ringlerinde raunt sırasının gösterildiği gibi, mekân içindeki tüm müşterilere, zaman zaman bir çalışan tarafından, hatırlatma amaçlı uyarı tablosu, 3-5 saniye havaya kaldırılıp dolaştırılmak suretiyle gösterilse, dikkatlerin çekilmesi bakımından, mutlak sonuç alıcı uygulama olacaktır. Böyle düşünüyor ve buna inanıyorum.

İnsanımız, ne duvarlara asılan duyuruyu, nede masasına konulan bu tür hatırlatmayı okumaz, okusa dikkate alıp hafızaya kaydetmez. Şöyle bir bakar geçer ve onu ters çevirip bir kenarına koyar sohbeti sürdürür. Çünkü yazılı ve sözlü hiçbir kural, ülkemiz insanı için geçerli değildir! Hatta kural ihlalleri bazen idare edilir. Öyle olmasa, her an gerçekleşen ihlallere, ceza yazmak için makbuz yetmez.

İşletmecilere düşen önemli görev, kapalı mekânların gece müşterileri salonu boşalttıktan sonra(Yaz aylarında yapılan sivrisinek mücadelesindeki gibi) mekânın dezenfekte edilmesi ile hijyen ortamı sağlanmalıdır. Gerek müşteriden ve gerekse personelden kaynaklanacak tedbirsizliğin önüne bu yöntemle geçilmelidir. Çünkü insanımızın çoğunluğu tam anlamı ile umursamaz ve boş vericidir. Üstüne giderseniz, "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" sorusunu yöneltir ve anında siyasi görüşü değişir.

Bu tehlikeli savaşta; daha kaç milyon kişinin öleceği, sonunun nereye varacağı, nerede duracağı, hiçbir ülke tarafından tahmin edilememektedir. Buna rağmen, hala maskesiz veya maskeyi orasında burasında taşıyan, sosyal mesafeyi dikkate almayanlarla iç içe yaşıyoruz. Bunlar; ülkenin algılama zorluğu çeken, kurallara aykırı davranan, kökten retçi yurttaşlar. Çünkü onlar, insanlığın içinde bulunduğu vahameti hala anlayamıyor, anlamışsa bile umursamıyor.(Bu noktada, artık bir zihinsel sorun olduğu kesin!) Ancak nedeni sorulduğunda: ".canım ağbim! Çok affedersin, sen büyüğümüzsün, sana icabında saygımız sonsuzdur. Ama maske ile gezmek delikanlıyı bozar be, canım ağbim!" diye cevap veriyor ve kuralları tınmıyor. Çünkü o ve mümasilleri bıçkın delikanlı ekolünden.  

YAZARIN DİĞER YAZILARI