Kısa zaman önce iç acıtan bir cinayet haberi, tüm ülke genelinde nefret ve öfke ile karşılandı. Hatırlayacaksınız. Taksici, soğuk havada araç bekleyen birini otomobiline alıp, istediği yere götürmek için şehir içinde gideceği yere doğru hareket etti. Bir süre sonra İstenilen noktaya gelindiğinde, taksiyi durdurarak ineceğini bildiren yolcu, inmeden sürücüyü sırtından tabanca ile vurarak öldürdü. Şu işe, şu vahşiliğe, şu insan denen canavarın yaptığına bakın. Otomobil sürücüsünün de, hiç yoktan, başına gelene bakın. Ne oldu, ölen öldüğü ile kaldı. Masum sürücü gözlerini yumdu gitti, psikopata da müebbet hapis cezası hükmedildi.
HER İNSAN BİR GÜN ÖLECEĞİNİ DÜŞÜNÜR
Taksi sürücüsü, yaşarken bir gün öleceğini, her insan gibi düşünüp, mutlaka aklına getiriyordu! Ama böyle bir ölümü, bir yolcunun ansızın, sırtından hiç bir neden yokken vurarak öldüreceği hayalini kurguladığını, yaşamının böyle biteceğini aklının ucundan bile geçmediği muhakkaktı.
PİSİKOPAT İYİLİK/KÖTÜLÜK NEDİR BİLİR Mİ ACABA?
Zavallı şoför, acıyarak aracına aldığı psikopatın, bir süre sonra, tabanca ile sırtından vuracağını nasıl tahmin etsin? Öte taraftan; yurttaş, yaşamının her saniyesinde, başına ne geleceğini, neyin vuku bulacağını nasıl tahmin edebilir, bilinse bile an itibarı ile nasıl bir tedbir alabilir? Dolayısı ile sonuç: -Kötü sürprizlerle dolu- Dünya sahnesindeki rolünü, ölüm anına kadar sürdürüp gezegenden ebediyen göç eden taksi şoförüne, Tanrı'nın rahmetini esirgememesini ve ruhunun şad, mekânının Cennet olmasını diliyorum.
ANORMAL DEĞİL, ANORMALİN DE ÖTESİNDE
Bu ve benzeri canilerin, normal birer insan olmadıkları apaçık ortada! Taksi sürücüsünü öldüren vahşinin anormal ve hatta anormalinde ötesinde olması ve ona -İnsan- denilmesinin ne denli yanlış olacağı görülmüştür. Durduk yerde ve hiçbir neden yokken, kendine iyilik yapan birini, acımadan öldürmesindeki vahşiliğe ne denilir?
KISA SÜRELİ DÜŞÜNÜNÜZ
Şimdi lütfen kısa süreli düşününüz! Sadece bu katil değil, bu ve buna benzer diğer canilerle; her an, her yerde, gece ve gündüz, çeşitli kimlikteki, dengesiz kişilerle birlikte yaşıyoruz! Dolayısı ile nasıl bir riskle karşı karşıya olduğumuz ortada? Mesela: Özel otomobilinizde ailenizle birlikte trafiktesiniz, hemen arkanızdaki özel otomobil, bir fırsat bulup önünüze geçiyor ve sizi durduruyor. Otomobilinden inen şahsı görünce, sizde gayriihtiyari aracınızdan iniyorsunuz ve tartışma başlıyor. "Klakson çalıyorum, ışık yakıp söndürüyorum, buna rağmen yol vermiyorsun?" diyerek kavga etmeye hazır ortam an itibarı ile oluşuyor! Sonuç: Maalesef beli silahlı şahıs, tartıştığı muhatabını sonunda silahla vurup yere düşürüyor ve yaşamdan koparıyor. Olayın görgü tanığı eş ve çocuklarının, o andaki psikolojileri nasıl bir travma hali ile yıprandığı hayalini kurmakta da size düşüyor! Sonuç: Çağdaş bir eğitim alıp, sorunlarını konuşarak çözemeyen, mutlaka ya fiziki güç veya silah kullanan toplumdaki aykırı fertler, öte taraftan tedavileri herhangi bir nedenle yapılamayan veya geciktirilen, yahut ihmale uğrayıp ilgisiz bırakılan ruh hastasının, masum birini öldürmesi ile sonuçlanan bir yaşam tarzı ve toplumu tedirgin edici bir sonla bitiyor!
PSİKOPATLAR
Tekrar dönelim taksi sürücüsünü sırtından vurarak öldüren psikopata. Sonuç? Hiçbir neden olmadan ve hatta insani bir davranışın bedeli olarak masum biri öldürüldü. Evinde; eşi, çocukları, annesi, babası, kardeşleri ve yakınları ile meslek arkadaşları yas ettiler ve amansız kederlendiler. Katilde, -ceza evinden- ömür boyu çıkarılmamak (Müebbet) üzere hapse çarptırıldı. Ancak yasalara ve kurallara uyan yurttaş olarak, müebbet hapis hükmünün caydırıcılığını, vahşi ve nedensiz katledilmelerde, kamuoyunu tatmin edip etmediğini tartışmaya açık bir hüküm olduğunu düşünüyorum ve bu nedenle bunun tekrar tartışılmasının gerektiğine inanıyorum. İnanıyorum çünkü masum insanlar psikopatların, kesici veya ateşli silahları karşısında kendini savunamaz halde ölüm riskiyle, an be an karşı karşıyadır. İşte bu nedenle; toplumu çok yakından ilgilendiren, sivil kişiler üzerinde kayıtlı ruhsatlı tüm silahların toplanıp depolanmasının, sorunun yarısını çözümleyebileceğini varsayıyorum. Yoksa ateşli ve kesici silahlar ve benzeri ölümcül sonuç doğurabilir diye nitelendirmeye haiz, cepte taşınabilir diğer mesleki aletinde bu kapsamda, işyeri dışına çıkarılması halinde tehlike oluşturduğu çok dikkatimi çekiyor.
DAHA KÜÇÜK ÇOCUK AMA
Onbeş gün önce, 14-15 yaşlarında üç çocuktan birinin cebinde, özellikle gösterircesine takılmış, tükenmez kalem kalınlığındaki tornavida çok dikkatimi çekti! Yanımdan hızlıca geçen çocuklara arkalarından seslendim. Durdular, cebinde tornovidayı taşıyana, elektrikçi olup olmadığını sordum: "Hayır" dedi. Bilhassa: "Tornavidanızı görünce elektrikçi sandım" deyince, yanındaki diğer çocuktan biri: "Hadi, yav bırak konuşmayı, şimdi kaçarlar!" deyince şüphemin isabet kaydettiği ortaya çıktı! Bir veya birkaç kişi ile kavga edeceklerdi, hesaplaşacaklardı. Durum her hallerinden belli oluyordu. Çünkü yüzlerindeki öfke ile hızlı yürüyüşleri, gerek yaşları ve gerekse kamuflesi kolay tornavida, tam anlamı ile öldürücü nitelikte idi.
İşte, basit bir mesleki aletle insan öldürmenin başlangıcı. Sonuç olarak ne oldular, ne yaptılar bilmiyorum. Belkide onları, 3-5 dakika lafa tutmak, bir yanlıştan dönmeleri, yahut aradıklarını kaçırmalarına vesile oldu. İşte bu nedenle her şey toplanıp, sivil toplum yaşamı güvenceye altına alınmalıdır. Yoksa: -Ayaklarına sıkar, yatar çıkarım- Mantığı, her an geçerliliğini koruyacaktır!
BEYİN YEMEYİ SEVER MİSİNİZ(!)?
Şimdi bu paragrafta insan diye tanımlanan canlının, damak zevkini ortaya koyan ve ekranda seyrettirilen olayı gördüğüm videodaki hali ile değinmek istiyorum. Ancak bu arada bendenizin de, bir kuş türünün eti ile Yaz sebzesi "Bamya" yediğimi ve tadını çok nefis bulduğumu, hatta tadı damağımda kaldığını, bir daha aynı tadı, damağım için yineleyemediğimi hatırlatmadan geçmeyeceğim. Ancak benim Bamya yemeği yememle, belki sizlerinde ekranda seyretmiş olabileceğinizi varsaydığım, hayvanın -Beynini- yemenin ve o beyni yenilen hayvan türünün, kuş türünden farklı olduğunu bilhassa hatırlatırım. Efendim görseli ekrana yansıyan şekli ile belirtmeye çalışacağım.
ORTASI DELİNMİŞ BİR MASA
Ortada yuvarlak olarak görünen masa, orta yeri bir greyfurt meyvesinin girip çıkacağı genişlikte deliği olan ve açılır kapanır hareket kabiliyeti olan masa. Bu masanın etrafında bir iki kişi. O sırada kıpır kıpır bir küçük maymun getiriliyor, başı masanın üzerinde, bedeni masa altında kalacak biçimde masaya yerleştiriliyor. Şahıs maymunun başına sert bir cisimle iki kere vurup, hayvanı öldürüyor. Sonra maymun oradan alınıyor, sanırım mutfağa götürülüp beyni çıkarılıyor ve beyin hayvanı öldüren şahıs tarafından yeniyor. Buyurun size bir insan profili; vahşi, acımasız, vuran, öldüren bir kişilik.(Avcılar alınmasın) Şahıs çok sevdiği maymun beynini yiyor.(Yediği videoya çekilmemiş ama öldürülüşünü kısaca izledik) Şimdi düşünüp, şunu söyleyebileceğinizi varsayıyorum! "Efendim! Pek çok kişi, meze olarak bazı hayvanların beynini yiyor. Ne var bunda? Ha oğlak ha kuzu, ha dana beyni. O şahısta maymun beyni seviyor, kendi öldürüp kendi yiyor. Önemli olan insan beyni yememek!" Haklısınız. Çünkü böyle düşünüleceğini tahmin ediyordum. Ancak insan beynini, kafatasından çıkarıp pişirdikten sonra yemek şart değil. Çünkü insan beyni kafatası içinde iken de, yenip tüketilebilir(!)