SAYIN İçişleri bakanı, geçtiğimiz günlerdeki trafik haftası nedeniyle telefon üzerinden gönderdiği mesajında, “Alınan önlemler ve yurttaş duyarlılığı nedeniyle 2019’un ilk dört ayında ölümlü trafik kazasının %41 oranında azaldığını” belirtilmiştir. Keşke, oran %99 olsaydı. Ülkemizdeki ölümlü trafik kazaları korkunç sonuçlar doğurmuştur. Örneğin: 2006-2018 yılları arasında trafik kazasında ölen yurttaş sayısı:(61800) kişidir. Yaralı yurttaş sayısını bu rakamın içine katmıyorum. Şu durumun vahametine bakınız ki, 3l Mayıs Cuma günü bayram tatili başlıyor. Yollardaki on binlerce araç, yuvalarına bulduklarını götüren karıncalar gibi bir yerden bir yere taşınacak.
TANRI; önce yola çıkacak sürücü yurttaşa, trafik kurallarını uyma konusunu dikkate alması için zihin açıklığı versin, arkasından sürücü yurttaşı ve trafik akışını denetleyerek sağlıklı yolculuk gerçekleşmesindeki uygulamalarında Emniyet Genel Müdürlüğünü başarılı kılsın.
UZUN tatilli Bayramlarda, ülkemizin fevkalâde trafik tedbirler alması gerekmektedir. Kazaların gündüzleri daha çok gerçekleştiği yapılan araştırmalarda ortaya çıkmıştır. Ancak bayram arifesi ile bayramın 1nci günü ve gecesi olağanüstü tedbir uygulamasının çok büyük yarar sağlayacağına inanıyor ve ölümlü görüntülerin bir nebze önüne geçileceğini tahmin ediyorum.
ÖZELLİKLE gündüzleri “Drone”larla yapılmakta olan trafik denetimlerinin, araç seyrini kontrol altında tutacağından, olumlu sonuçlar alınacağını ve olası pek çok kazaya mani olunacağını güçlü şekilde inanıyorum. Çünkü insanımızın sıla hasreti ve tatil heyecanı, hedefe bir an önce ulaşma duygusunu fazlasıyla tetikliyor. Bu duygu bastırılmaz ve kurallara uygun yolculuk yapması sağlanamazsa her an ölümle burun buruna geleceklerini kesin bir dille ifade etmek mümkündür.
SAĞLIKLI yolculuklar kural ihlali yapılmadan gerçekleştirilen yolculuklardır. Çünkü tüm tedbirlerin alınmasına rağmen mutlu bayram günlerinin yaslı günlere dönüşmesi; kuralları dikkate almamak; “Adam sende”, “Korkma bir şey olmaz”, “Boş ver” Demek ölüme çağrı yapmaktır ki, yaşam da bu tür yanlış değerlendirmelere pamuk ipliği ile bağlıdır.”
KAZALARIN en önemli nedenleri arasında; süreklilik arz eden kural ihlali gelmektedir. Sonuç= Ölümlü ve yaralanmalı kazalardır! Otobüs sürücüleri, her uğradığı otogardan çıkıp yoluna devam ederken; direksiyon başında; fatura incelemek, belgeleri düzene sokmak, aldığı parayı saymak, yolcu listesine bakmak gibi ihlallerle sürüş gerçekleştirmektedir. Yine seyir halindeyken; belgeleri, düzgün hale getirip zımbalayarak çekmeceye koyması, mesai sonrası masasını düzenleyen memura benzemektedir.
PEK tabii o arada, gidip geldiği güzergâhı öğrenen otobüs, sürücünün önemli işlerle meşgul olması nedeniyle kendiliğinden yoluna devam etmektedir(!) Bereket versin otobüsler akıllı da gideceği yolu bilmektedir(!) Sürücünün yolculuk anında telefon görüşmeleri ise, otobüs içi büro hizmetlerinden sonraki sıkıntısını savuşturma amacını taşıyor izlenimini yansıtmaktadır.
GEÇEN yıl, Aydın’dan Muğla’ya gelirken orta yaş grubundaki sürücü Aydın otogar çıkışından itibaren eline aldığı telefonla, Muğla eski otogarına girinceye kadar aralıksız konuştu. İnanılması zor bu kural ihlalinde, sürücünün direksiyon hâkimiyeti mükemmeldi, tamam! Ama bu yeteneğe güvenerek bir saat, 45dk telefonla görüşme yapıp tek eliyle direksiyon çevirmek risk almak demekti! Çünkü otobüs otomatik şanzımanlı olması nedeniyle, vites değiştirme gailesi yoktu ve o nedenle de rahattı.
SONUNDA Muğla garajına girdiğimizde, sürücüye sordum. “Hayrola kaptan bey? Memleket meseleleri mi?” dedim. “Yok be abe. Benim amcaoğlu nişanı atmış da, onu gızıpdurun” Deyince, “Aman aman, tek o kadar olsun. Ben de, memleket meseleleri hakkında görüşüyorsunuz diye düşünmüştüm(!)” Deyince, sürücümüz Ege’liydi. Cevabı da Ege ağzıyla idi: “Yok yaa. Ben ne düşüncem memliket mesilesine, yokardekleri düşünsün!” Dedi.
SÜRÜCÜMÜZ biraz sonra sanki uzaydaki evine gidip istirahat edecekti. Bizim gezegende sadece iş bulup çalıştığı için sorunlarımızla alakası yoktu(!) Devam etti: “Ben politikeye karışman amma, nişan işini garışırın. Bööle yapmecekdi, gız tarafına ayıboldu.” dedi ve: “Daha nişannanalı 15gün oldudun.” Dedikten sonra “Ah” dedi. Ve…
“…VALLA ağbe ben böğlesine çok gızarın. Bunun gibilere; bascesin oduna, undan sona eviri çeviri döğceksin. Uzman bak bakam, nişanı atıyorumu atimamı?” Deyip sinirinden soluğunu içine çekti ve “Hııı” diye burnundan salıverdi. “Bubası yaaşanmısa ben etcemi bilipdurun emme, neyse gari boş ve.” Diye iç geçirdi.
GÖRÜLDÜĞÜ gibi 45 yolcunun yaşamı, nişanın bozulmasına kafaya takan ve gergin ruh hali ile otobüs kullanan bir sürücüye teslim. ”Şimdi böyle bir durumda, kaza olur mu? Ne münasebet canım, neden olsun(!) Sizinki boşuna vesvese(!) O zaman lütfen koltuklara yerleşin, monitörü açın ve keyifli bir yolculuğun tadını çıkarın. Eğer özel otomobilinizle seyahat ediyorsanız, kafanızdaki takıntıları yanınıza almayın.